Nesibe Aldemir

Yangına Körükle Gidenler

Nesibe Aldemir

Günlerin ülkemizin dört bir yanından gelen yangın haberleri içimizi yaktı. Gözü dönmüş canilerin doğaya ve canlıya verdiği zarar ziyan vicdan sahibi her insanı derinden yaraladı. Fakat bu olayların siyasî bir malzeme olarak kullanılması içimizi daha çok yakıyor.

Bugünlere inanılmaz bedeller ödeyerek gelen Türkiye, çıkmaz bir sokağın içine sürükleniyor. Üzerinde denenmedik oyun kalmayan bu topraklar ne badireler atlattı bugüne değin. Rengini şehidimin asil ve kırmızı renginden alan bayrağım kaç kez indirilmek istendi dalgalandığı gökten.

Kardeş kardeşe kırdırıldı. Sağ-sol, Kürt-Türk, Alevî-Sünni diye bölünmelerin eşiğinden bedeller vererek dönüldü. Ve binlerce şükürler olsun ki insanımız bu şekilde oynan oyunların oyuncağı olmaktan vazgeçti. 

Araştıran, sorgulayan, bilinçli adımlar atan, neden ve niçin diye soran bir neslin yetişiyor olması ülkemiz üzerinde kurulan hain planların da rengini ve seyrini değiştirdi. Dolasıyla elinde yakacak odunu kalmayan vatan hainleri ülkeyi ateşe vermeye kalkıştı. Ne insan ne hayvan ne de doğa tanıyan acımasızlar kukla gibi verilen emirleri yerine getirmektedir. Onları besleyen efendilerine uymakla yetinen aşağılık mahlûklar, kendi vatanına ihaneti şeref bildiler. 

Orman yakmak, anne kucağındaki bebeğin katili olmak, asker ve polisi hedef almak onların en iyi bildiği hainliktir. Onlar kendini gizlemiyor ve inkâr etmiyor aslına bakarsanız. Sorun bu olayları siyasi bir malzeme yapmayı şiar edinenlerde. Sorun araştırmadan sorgulamadan yapılan sosyal medya paylaşımlarında. Sorun küresel bir oyunların içine çekilmek istenen insanımızda. Sorun gündemimizi boş yere işgal eden boş mevzularda. 

TV’lerde reyting kıran programlarımıza dönün bakın Allah aşkına. İzdivaç programları, cinayeti ve cehaleti konu alan Müge Anlılar, Esra Erollar, gün geçtikçe saçmalayan dizler, felaket tellalı haber programları...  

Annelerimiz, ablalarımız, çocuklarımız, beylerimiz bu tarz programlarla saatlerini televizyon karşısında tüketiyor. Zihni ve kalbi bu şekilde dolan insanımız her duyduğunu gerçek sanarak olur olmaz konuşmaya ve yorum yapmaya başlıyor.

Küresel güçlerin içimizdeki hainleri nasıl destekleyip nasıl yönlendirdiklerini idrak edemeyenler, yangınla mücadeleyi yerli yersiz eleştirerek ülkesini zül görüp göstermekten çekinmiyorlar. Yetmiyormuş gibi ülkemizin imajını zedeleyecek paylaşımlarda bulunuyorlar. Kendini klavye kahramanı olarak gören sözde fenomenler, yaptıkları paylaşımlarda her konuda uzmanmış tavrı takınıyorlar. Aklını, zihnini ve kalbini bunlara kaptıran insanımız her duyduğunu doğru zannettiğiyle kalmıyor üstüne kirli bilgilerin yayılmasında köprü oluyor. İçimizdeki ve dışımızdaki hainler ise olduğumuz duruma kıs kıs gülüyor ve hedeflerine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorlar.

Bize düşen bu zorlu günlerin getirdiği zorlukları birlikte aşmaktır değerli dostlar. Gerek maddi gerekse manevi olarak birbirimize destek olmak. Kirli eliyle ormanları ateşe verenlere inat yangına körükle gitmemek. Onların amacına ulaşmasında araç olmak istemiyorsak bilmeden ve görmeden her söyleneni doğru olarak kabul etmeyelim. Kelimelerimizi bilgi kirliğinin içinde kirletmeyelim. Kimsenin bizi gaflet uykusuna daldırmasına izin vermeyelim hatırlayalım vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy ne diyordu Safahat’ta;

“Vatanın tâkati yoktur yeniden ihmâle:
Doludizgin gidiyor baksana izmihlâle!
Ey cemâat, uyanın, elverir artık uyku!
Yok mu sizlerde vatan nâmına hiçbir duygu?”

Yazarın Diğer Yazıları