Nesibe Aldemir

UÇURUMUN EŞİĞİNDE

Nesibe Aldemir

Kaleminin en sivri haliyle kaleme alması gereken konulardan biri olan çocuk istismarı yaşadığımız son günlerimizin en büyük kâbusu oldu.

  İnsani duygularını kaybetmiş, insanlıktan nasibini almamış, vicdan yoksunu zalimler, annesinin koklamaya bile kıymadığı minicik yürekleri zalimce katlediyor.

 Bağrımız yandı, can havliyle idam idam diye sesimizi yükseltirken caydırıcı nitelikte en ağır cezaların bir an önce yürürlüğe girmesi konusunda hızlı hareket edilmelidir.

 Gözümüz, gönlümüz bu tür vakalara tahammül edemez hale geldi. Sabrımız tükendi.

 Gözümüzden sakındığımız yavrularımız kirli duyguların kurbanı olamaz olmamalı.

 Belki de kız çocuğu olarak dünyaya gözünü açmaktan başka suçu olmayan yavrularımız bugün bu şekilde can veriyor. Hâlbuki bizleri yaratan Allah, cinsiyetimizi kendi iradesiyle belirlemiştir.

 Erkek olmak üstünlük ifade etmediği gibi kadın olmak da eksiklik ifade etmemektedir. Sadece ve sadece erkeğin sorumlulukları kadından üstündür. Üstünlük bu noktadır. Yani kadının haklarının korunması erkeğin sorumluluğundadır. Bu bakımdan İslam kadını en değerli yerde tutmaktadır. O yerin korunması ise bizlere bağlıdır.

 Bugün gelinen nokta gösteriyor ki cezalarımız acı ile yanan anne baba yüreklerini serinletir nitelikte değil. Bu tür olaylarda cezaların olabildiğince caydırıcı özellikte olması adaletin yerini bulmasına vesile olacaktır.

 Rabbimiz ''Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.'' (Bakara süresi 179. ayet) buyurmuştur.

 Bize yol gösterici olarak en iyi yolu gösteren ilahi kelamda toplumu huzur içinde yaşamaya sevk eden hükümler açıkça belirtilmiştir. Yaşanan bu tatsızlıkların karşısındaki tek seçeneğimiz bu hükümleri yürürlüğe koymaktır.

 İçinde çok az da olsa ufacık bir vicdanı olan insanın yaşanan bu caniliklere vereceği tepki elbette ki idam cezasıdır. Yetkili mercilerin atacağı adımların acilliği ve sağlamlığı büyük önem taşımaktadır.  Aksi takdirde vicdanlara dökülen betonlar daha büyük felaketlere yol açacak. Atladığımız çağlar bizi uçurumlara sürükleyecek. Sonrasında ise uçurumdan düşen evlatlarımızı acıyla izlemekten başka çaremiz kalmayacak.  Hedeflerimizin ilki ve temeli uçurumun eşiğinde olan insanlığın kurtarılması olmalıdır.

 İnsan olarak yaşamaktan utandığımız dünyayı değiştirecek çözümler, fikirler ve icatlar en büyük buluşumuz olacaktır. Bir ülkeyi ayakta tutan değerleridir. Bu değerlerin çiğnenmesi demek insanlığın çiğnenmesi demektir. Değerleri yaşatmak değerler eğitiminin yaygınlaşması ile mümkün değildir. Değerler eğitimden ziyade yaşayarak örnek olmakla mümkündür.

 Kaybolan insanlığın bulunması ve gençliğin yeniden kazanılması için toplumca ve topluca kolları sıvamanın vakti geldi ve geçiyor değerli dostlar. Gerek TV programları gerek internet sınırları gerekse eğitim sistemi yeniden yapılanmalıdır. Herkes üzerine düşeni yapmalı ki yaşanan bu acılar tekrarlanmasın. İnsanın insanca yaşadığı günleri görmek dua ile Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları