Nesibe Aldemir

SEVMEK VE SEVİLMEK İÇİN GÜNÜNÜ BEKLE

Nesibe Aldemir

 Seçili günler. Belirli zamanlarda belirli insanlara belirli sevgi gösterileri...

  Sevgili sevdiklerimizi yılda bir kaç gün hatırlamak ve anmak. Onlara bir hediye alarak sadece o günde sevildiğini belli etmek ya da seviyormuş gibi yapmak.

  Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü,  Kadınlar Günü, Öğretmenler Günü derken ''sevgi'' yılın sadece belli günlerinde ilana sunulmuş. Acaba ne kadar değeri kalmış ne kadar samimiyet taşıyor?

  Sadece belirli gün ve zaman dilimlerinde hatırlamak, hediyeleşmek ve bu günleri özel saymak ne kadar doğru ne kadar yanlış? Sevgi denilen o güzel duygu insanı yaşama bağlayan ihtişamlı bir bağdır. Gönüller bu duyguyla sarıldığı zaman güzelleşir ve bu güzelliğini etrafa yansıtır.

  Sevgisiz atan bir kalp katılaşır. Sevginin olmadığı yerde saygı da soluk ve mat bir halde kendini gösterir.

  Kültür, gelenek ve değerlerimizdeki hızlı değişim ve dönüşümler kalbin besin kaynağı olan sevgimizin de yansıtma şeklini değiştirdi.

  Nice evlilikler vardı ki bir ömür boyu süren, sevgisi sadece eşler arasında duyulan ve yaşanan. Açığa vurulmadan kadim sevgi bağlarının dört duvar arasında kuvvetlendiği sevgiler. Hayatında bir kez bile Sevgililer Günü hediyesi almayan analarımız, ilân-ı aşklarını iç dünyasında yaşayan ve yaşatmak için uğraşan babalarımız...

  Gözleriyle anlaşan eşler vardı hayatları boyunca sevgiler gününü kutlamamış. Lâkin sevgileri özgün ve kirlenmemiş. Dört duvarın dışına taşmamış sevgi gösterileri ve sözcükleri belki de bunlardı Sevgililer Günü kutlamasından daha mühim olan ve evliliğin ömrünü uzatan.

  Sevgiye ve sevdiğimizi ifade etmek için söylenen sözcüklere değen gözlerin ve kulakların sayısı artıkça sevgi de duruluğunu ve değerini yitirdi.

  Anaları Anneler Gününde, babaları Babalar Gününde hatırlamak ve sormak kafi olalı onlara olan sevgimiz de soldu. Annemle selfie, babamla selfie diye diye onlarla aynı karede resimlerde bulunduk ama gel görelim dünyaları ayırdık. Bizler yaşamın farklı kulvarlarında yaşamaya daldık. Takvimlerde özel ve belirli günleri işaretleyip sevgimizi göstermek için o günleri bekler olduk.

  Kadınların Kadınlar Gününde değerli ve farklı olduğuna vurgu yapıldı. Lâkin o günün dışında şiddetten tutun da her türlü kötülük onları buldu. Ellerine bir çiçek verildi, diğer sahip oldukları bütün güzellikler yok edilmeye çalışıldı.

  Batı kültürü yaşamımızı etkisi altına almış durumda. Bu durum gün geçtikçe daha da tehlikeli bir duruma dönüşüyor. Dünya genelinde kutlanan bu günler kapitalizmin oynadığı oyunlardan biri. Kimine göre doğru kimine göre yanlış. Herkesin tercihi kendine. Ama yüzleşmemiz gereken bazı gerçekler var değerli dostlar, sevgimizin rengini solduran ve heyecanını kıran bu özel dediğimiz günler sonradan icat olmuştur.

 Eğitim hayatı boyunca değerini bilmediğimiz öğretmenlerimizi 24 Kasımda bir gül vererek sevdiğimizi söylemek ne kadar içten ve samimi?

  Sevgiyi bir güne sığdırarak yaşamak veya sevgiyi bir gün için göstermek onu doğallıktan yapaylığa dönüştürmeye yol açar. Annelerimiz, babalarımız, eşlerimiz, öğretmenlerimiz yılın tüm günlerinde sevgimizi ilan etmeye değecek, sahip olduğumuz en kıymetli hazinelerdir. O kıymetli hazinelerin değerini ömür boyu bilmek duasıyla Allah'a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları