Nesibe Aldemir

SADELEŞTİRME SANATI

Nesibe Aldemir

 Sadeleştirme denilince ilk akla gelen matematik oluyor. Hani şu sıfırları atardık veya sayıları bölerdik ki kolay işlem yapalım diye. Hakikaten de işlem basitleşir, gözümüzde dağ olan rakamlar küçülürdü. Kolaylaşırdı yapacağımız işlemler. Çözüme giden yol kestirme olurdu.

 Gelgelelim şu sadeleştirmeyi hayatın bütün alanlarına uygulamaya. Yaşama dâhil ettiğimiz sıfırların külfetinden kurtulmaya. Bize yarardan çok zarar sağlayan tüm sıfırların üzerine bir çizgi çekmek veya silmek kim bilir nasıl da sadeler hayatımızı­?

 Kolay işlemlerimizi zorlaştıran ne varsa toplamak lazım çıkartmadan önce. Evde kullanılmayan eşyadan tutun da yüreğinizde koyacak yer bulamadığın insana kadar.

 İnce bir hesap yapmak gerek. Kalbimizi Rabbimize uzak kılan ne varsa evvela onlardan başlayarak. Ömrümüzü ziyana sürükleyen insanlardan tutunda elimize ayağımıza dolaşan eşyalara kadar hepsi sadeleştirme sanatında işlem görmeye tabii.

 Sadelik kadar bir rahatlık yok ki insana gerçek manada huzur vermesin.

 Düşüncelerimiz bile durulduğu ve sadeleştiği vakit fikir boyutuna ulaşmaktadır. Düşünler bulanık, kafalar karma karışık. Bu haldeyken ne konuşacağını bile seçmek hayli zor. Bu durumdan kurtulmanın yolu kafaya takılmayacak derecede basit olan sıfırları silmektir.

  Günlük yaşantımızda karşılaştığımız bazı sorunlar olabilir. Aile hayatı, iş hayatı kısacası eş, dost akraba ilişkilerimizin sorunsuz yürümesi imkânsızdır. Nihayetinde insan olarak yaratılmışız. Dört dörtlük olmak ne mümkün. Fakat sorunları en aza indirgemek elimizde. Sorunların hayatımıza sondan eklenen sıfır misali büyük etkilerine müsaade etmeyelim. Hemen sadeleştirme sanatını kullanalım. Olumsuz davranışlarda bulunmayalım. Yine aynı zamanda hayatımıza olumsuz etkisi olan kişileri sadeleşen sıfır olarak değerlendirelim.

 İnanın zihin sadeliği sever. Bulanık bir zihinde yaşayan çiçekler solmaya mahkûmdur. Bir şeyler üretmek, ümmete ve insanlığa faydalı bir şahsiyet olmak istiyorsak düşüncelerimize duru bir ortam hazırlamalıyız.

  Şu ne dedi, bu niye böyle baktı, o bu sözden ne anladı? Aman Allah'ım aman! Bizi yoktan var edeni düşünmeyi bırakıp beynimizi neler ile meşgul etmişiz? İnsanlığa nasıl bir katkım olur sorusuna cevap aramak yerine zihnimizi nelerle bulandırmışız?

 Yüreğimiz sıkışmış, kalbimiz de atmakta zorluk yaşıyor. Onların da sonuna sıfırları ekleyip taşıdığı yükü ağırlaştırmışız. Oysa sadeleştirme sanatına en az zihin kadar ihtiyaç duyardı kalp. Kırıldığı vakit ne zorlanır sıfırlarıyla yaşamaktan. Kim bilir bazen mecburiyet bazen de kolay silememektir neden. Yürek kapılarını aralık bırakmaktaki niyetler halis olsa da içeriye alınan sıfırların sirayetine engel olamıyor içinde sakladığın çiçekler, güller…

 Sözün özü kısa olanındadır değerli dostlarım. Sadeleşmiş bir kalbin kapısından girmek öyle kolay değildir. Bu kapının tek anahtarı vardır. O da sevgidir. İçerisi samimiyet kokar buram buram. Tahammül yok burada yalandan sevgilere, yapmacık güllere, menfaat çizmelerine... Ezilir, üzülür yürekteki güller. Sıfırları silmek ve oldukça sadeleştirmek gerek zihni, yüreği ve hayatı…

Yazarın Diğer Yazıları