Nesibe Aldemir

NE GÜZEL BİR SANAT

Nesibe Aldemir

 Güler yüzlü olmak yada güler yüzlü olmaya çalışmak ne güzel bir sanattır. Üstelik sadece ve sadece insana özgü yaratılmış bir sanat...

 Her kapının anahtarı, kırık kalpleri onaran güçlü bir alet, üstelik her insanın elinde bulunan insani bir değerdir güler yüz.

 Hiç tanımadık birinden bile insana yansıyan en büyük pozitif enerji kaynağı...

 Otobüs durağına doğru hızla gidiyordum. Vakit akşam üstü, bayrama kalmış iki gün. Bir telaş ki sanki sokaklarda bayrama hazırlık yapıyordu benim gibi. Vardığım otobüs durağında bekleyen anne ve kız sanki evlerine konuk olmuşçasına güler yüzle karşıladılar beni. Yüzümde şaşkın bir ifadeyle karışık bir gülümseme biraz da tedirginlik. Aradan bir iki dakika geçmeden küçük oğlumun yanında oturan genç kız oğlumu sevmeye başladı, ismini sordu sevecen bir tavırla sohbet etti. O sırada annesi de benimle konuşmaya başlamıştı. Bir yandan konuşuyor bir yandan bu iki güzel insandan aldığım pozitif enerjiyle rahatlıyordum. Yumuşak ses tonlarıyla, yüzlerindeki samimi gülümseme ile insana huzur veriyorlardı. Çok sürmeden otobüs geldi. Aynı otobüste yolculuk ettik hatta kartım üzerimde olmadığı için onlardan yardım aldım. Otobüste de devam etti sohbet. İnince birbirimize iyi akşamlar ve iyi bayramlar temennisinde bulunduk.

 Omuzlarımdaki yük hafiflemiş bütün gün yaptığım temizliğin yorgunluğu bile gitmişti. Telaş ve yorgunlukla çıkmıştım evden. Lakin durakta oturan anne ve kız karşılamak bütün olumsuzlukları almıştı üzerimden. Huzurlu bir alışveriş beni bekliyordu. Onları düşündüm akşam boyu, bir de sokaklardaki insanlara baktım.

 Gerçekten zor olan o anne kız gibi olmaktı. Onların güler yüzü karşındaki şaşkınlığımı hatırladım. Bu şaşkınlığımın nedenini güler yüzlü insanlara olan hasretime bağladım.

 Yoğun bir çalışma yaşamı içinde olabiliriz, bazen hasta bazen olumsuzluklar önümüzde bir dağ yığını olabilir. Lakin inanın ki her şeye rağmen tebessüm sanatının ustası veya kalfası olmak hayatın rengini değiştirecektir.

 Güleryüz sadakadır diyen Peygamberin ümmeti olduğumuzu ne kadar da çok unuttuk. Asık suratlar, aynı evde birbirinin yüzüne gülmeyi bırakın birbirinin yüzüne bakmayan aile üyeleri, aynı iş yerinde selamsız sabahsız geçen günler, sırf karşılaşmamak adına komşu kapısından çıkarken onu bekleyip ondan sonra çıkmalar...

 Sahi ne oldu bize? Kimden kaçıyoruz? Mutsuz olmak için bahane mi arıyoruz? Yalnız kalıp depresyon kapılarını mı aralıyoruz farkında olmadan? Tüm bu soruların cevabını aramak yerine asık çehrelerin hapsettiği parmaklıklar ardında hayata bakmayı tercih ediyoruz. Güler yüzle mutlu olmanın özgürlüğünü yakalamak gibi güzellikleri görmeden.

 Hayat insanla güzel değerli dostlar. İnsan ise insanla güzel. İnsanı güzel yapan ise sahip olduğu güler yüzüdür. Eğer bu sanatın ustası olmuşunsanız sevgi başta olmak üzere bütün iyiliklerin kapısını açacak anahtarların sahibi olmuşsunuzdur. Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları