Nesibe Aldemir

Malatya Malatya Bulunmaz Eşin 

Nesibe Aldemir

6 Şubat depremlerinden sonra aldığımız yaralarla yaşamaya devam ediyoruz. On altı aydır Allah’a emanet sürdüğümüz yaşamımızda bu şehrin bitmeyen çilesine ortak olduk. 
Çarşıda yavaş yavaş yükselen inşaatları görünce içimizi bir umut sarsa da kaplumbağa hızıyla ilerleyen yeniden ayağa kalkış süreci bizi hayli yıprattı.
Şehri yönetenlerin bir türlü toparlanmayan zihinleri, rant peşinde koşanların menfaatleri Malatya’nın bulunmaz çilesi oldu. Yolların ve kaldırımların hali içler açısı. Artık bir “şehirde” yaşıyorum diyemiyoruz. Ne araçla ne de yaya olarak bir yerden bir yere gidip gelirken eziyet çekmemek elde değil.
Üzüldüğümüz nokta bir şehir olarak ihmal edilişimiz. Bu ihmale ortak olan yöneticilerin rahatlığını görünce Malatya’nın o bulunmaz eşi günlerine döneceğini hayal edemiyoruz. Bizi bu umutsuzluğa sürükleyenlerin gerçek anlamda memleket sevgisine sahip olduklarını düşünmüyoruz. 
Gönülden bu şehrin yeniden ayağa kalkmasını isteyenler uykusuz gecelere talip olmalıydı. Yine tarihi dokunun korunarak yeniden yapılanmanın hassas bir şekilde yürütülmesi gerekliydi. Bu minvalde tecrübesiyle ömrünü bu kente adamış değerli tarihçilerimizin, mimarlarımızın, mühendislerimizin ve ulu çınarlarımızın engin fikirlerinden yararlanılmalıydı. Hoş henüz ortada olmuş bitmiş bir eser de yok. Bizlerin de bu sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması noktasında umudu yok.
Neden mi dersiniz? Seçim sonrası daha hummalı çalışmalar bekliyorduk. Beklentilerimiz ne yazık ki boşa çıktı. Henüz yıkımı tamamlanmayan ağır hasarlı binalar ürkütücü şekilde öylece duruyor. Tamam belki doğuda bir şehir olmanın kaderi budur anladık da bari kendi imkanlarımızı sonuna kadar zorlayalım. 
Yaz geldi kapılar pencereler sonuna kadar açık olmak durumda. Yıkımların henüz bitmemiş olması şehirde yaşamak zorunda olanlarımızı zor duruma bırakıyor. Toz yutmaktan sağlığımızı kaybettik. Malatya’dan gidenlere bir kez daha hak vermemek elde değil. Bu şehirde kalmanın ve memleketimize hizmet etmenin bedeli toz yutmak, karanlık caddelerde ve olmayan kaldırımlarda yürümek oldu.
Hani bir türkümüz vardı; “Malatya Malatya bulunmaz eşin” diye. Şimdi bulunmaz eşin derken hissedilen duygu ihmal ve kaderine terk edilmişlik. 
Depremde buralarda bir şey olmadığını söyleyenler, Malatya’yı kaderine terk edeler, menfaat uğruna şehrin nasıl inşa edileceğine bir türlü karar veremeyenler sizlerin de eşi bulunur mu bilemem. Bildiğimiz ve gözlemlediğimiz o ki yeniden ayağa kalkmamız yıllar sürecek. Nice ulu çınarlarımız bu şehrin yüzünü yeniden gülerken görmekten umudunu kesmiş olsa da biz Allah’tan umut kesilmez diyoruz. Ve yanıldığımız günleri yaşamak için can atıyoruz. 
Yıkık, dökük, ihmal edilmiş ve kaderine terk edilmiş olsan da hala bulunmaz eşin güzel Malatya’m, canım memleketim. Serin suyun, mümbit toprakların, etrafına can veren yeşilinle layık olduğun hizmeti ve değeri en kısa zamanda görmen duasıyla…

Yazarın Diğer Yazıları