Nesibe Aldemir

Kazanç mı kayıp mı?

Nesibe Aldemir

Yoğun bir günün ortalarında merkez diyeceğim bir sokakta sıra sıra dizilmiş dükkanlarının önünden geçiyordum. Aklıma gelen birkaç parça ihtiyacımı bu dükkanların birinde alma kararı verdim.

Küçük esnafın hali her zaman içime dert olmuştur. Onların birkaç kuruş kazanması gönlüme ferahlık verir. Koca koca mağazalar, AVM kültürünün yaşam tarzımız olması esnafı ciddi anlamda sarsıntıya uğratmıştır.

Rızkı veren Allah'tır diyerek ekmek parasını helalinden kazanmak için gün boyu uğraşan esnaf her şeye rağmen umudunu yitirmemiştir. 

Bu umut ışığı her daim dikkatimi çekmeyi başarmıştır. Bin bir sıkıntı yaşadığı dükkanındaki boş raflardan belli olan Mahalle bakkalı Murat ağabeyin hiçbir gün halinden şikâyet ederken görmedim. O dükkan her şeye rağmen her gün açılıyor. Yanında iki tane koca market olsa da O rızkın kimden geldiğini gayet iyi bilmekte ve tevekkül etmektedir. Birde çok önemli bir husus daha var ki Mahalleli Murat ağabeyi seviyor ve ondan oldukça memnun. Davranışı, duruşu, efendiliği ve insanlığıyla oradan geçeni alışverişe çekiyor. Kısacası esnaflığın ne demek olduğunu biliyor. Bunu bilen bir esnaf ise geçimini temin edecek kadar kazanır evvel Allah.

Söz geldi nereden nereye. Birkaç alacağım kıyafet için gittiğim esnaf abla dükkana girdiğimi hiç umursamadı. Hoş geldiniz yerine ne aradığımı sormak ile yetindi. Bu itici tavrına rağmen almak istediklerime bakıyordum. İşin açığı önyargılı davranmaktan kaçındım. O sıra telefonum çaldı. Arayan eşimdi. Kendisi aracı park etmiş yanıma geleceğini söyledi. Tamam dedim olduğum yeri tarif ettim fakat burada baktığım kıyafetlerin olmadığını söyledim. Telefon konuşmamım içine düşen mağaza sahibi kadın beni resmen azarladı. Neye uğradığımı şaşırdım. ''Tabi tabi telefonun çalmasını bekliyordun telefonun çaldı. On dakikanı da burada oyalanarak geçirdin dedi. Ben öyle olmadığını izah etmeye çalıştıkça kadın daha da artırdı çirkin konuşmasını. Ordan alışveriş yapmayacağımı anlayınca kovalamaktan beter etti. Bir anda ne olup bittiğini anlamadım. Kadının davranışları karşısında dolan gözlerim karşıdaki mağazada boşaldı. O mağaza sahibi de kadındı. Durumu anlattığımda üzülerek bunun ilk olmadığını söylediler. O esnaf yüzünden sokağın bereketi gitti diyen kadıncağız bir yandan da getirdiği soğuk su ile beni kendime getirdi. Duruluğu ve olgunluğu ile insanlığın her şeyden üstün olduğunu ifade eden kadın oldukça haklıydı. Orada alışverişimi yaptım. Teşekkür ettim ve ayrıldım.

İki mağaza iki esnaf iki davranış. Bazen yaşamak gerekiyor böyle durumları daha iyi izah edebilmek için. Birbirine oldukça zıt hareketler bir müşteri kazanmak veya kaybetmek için oldukça mühimdir.  

Bugün Kapitalizmin bize her şeyi unutturduğu oldukça sarih. Geçim kaynağı olan para insanın ve insanlığın önüne geçmiş durumda. Dünyayı kazanma hedefimiz bir insan kazanmanın ötesinde. Böyle olunca da farkında olmadan kaybetmeye devam ediyoruz.

Sözümüzü esnaflıktan açtık yine onunla kapatalım değerli dostlarım. Dünyanın en zengin ve işini bilen esnafı insan kazanan esnafıdır. Bugün bizi kaybeden esnaf yarın bir başkasının müşterisini artırarak onun kazancının bereketine vesile olmaktadır. Bunlar kimine göre küçük ve önemsiz hesaplar gibi görünebilir. Fakat emin olun nice esnaflar var ki küçücük dükkanına rağmen oldukça geniş bir ailenin geçimini karşılamaktadır. Unutmayalım ki ne olursak olalım insan olmanın tadından asla vazgeçmeyelim. Kişinin sergilediği davranış, kullandığı dil ve üslup karşısındaki insanı ya kazanmasına ya da kaybetmesine neden olmaktadır. Şimdi seçim bizde ya kazanacağız ya kaybedeceğiz...

 Vesselâm...
 

Yazarın Diğer Yazıları