Nesibe Aldemir

KADRO AHLÂKI

Nesibe Aldemir

 Yıllardır, aylardır, günlerdir beklenen kadro geldi.

  Devlet kurumlarında çalışan taşeron işçilere verilen söz tutuldu. Büyük bir sevinç ve mutlulukla karşılan kadronun ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

  Yalnız bu konuyla ilgili bazı noktalara değinmekte yarar görüyorum. Her şeyden önce bilinmeli ki kadro rahatlık değildir. Aksine devletin bünyesinde çalışmanın getirdiği sorumlulukların artması demektir. Bir nevi rahatı sorgulamaktır.

 Yıllardır süregelen ''sırtını devlete dayadıysan sorun yok'' anlayışının verdiği mantıkla sahip olunan kadronun zarardan başka bir yanı yoktur. Bu nedenle kadro gelen işçilerin bu gibi düşüncelerden soyutlanarak eskiden yaptıkları işin daha iyisini yapma bilincinde olmaları kadrolarını anlamlı kılacaktır. Ülkemiz için faydalı olacak kadro ahlakı da budur.

  Nasıl olsa kendimi sağlama aldım tıyneti yapılan işin heyecanına gölge düşürmekte ayrıca iş ahlakıyla da çelişmektedir. Kadro kişilerin olumsuz anlamdaki değişikliğine neden olacaksa bu sevince gölge düşürür. Klasik devlet çalışanı olmaya sebep olacaksa olumsuzluklara yol açar.

  Kadrom geldi artık rahatım diyenler bilmeliler ki kişinin çalışma düsturu kadrosu ne olursa olsun ekmeğini helal etmek için gösterdiği gayret olmalıdır. Ancak bu şekilde kazanılan para hanelere bereket, huzur ve esenlik verir.

 İnsanın kazancını helal etmesi için uğraşması işine verdiği değeri gösterir. İşine verdiği önem ise kişiliğindeki kaliteyi yansıtır.

 Kaliteden yoksunluk itibara zarar verir. Bu zararın bedelini ise hem toplum hem de devlet öder. Bu bakıma kadronun kadrinin bilinmesinin başta kendimize sonra da ülkemizin gelişmesine yarar sağlayacağını düşünüyorum. Gerek kamuda gerekse belediye de bu sevinci ve nasibi yaşayanların işlerine dört elle sıkıca sarılıp çalışmaları yaşadıkları bu sevicin şükrüne vesile olacaktır.

 Liyakat sahibi kişiler, kadrolu olsun olmasın yaptıkları iş ne olursa olsun o işin hakkını verme gayretinde ve samimiyetinde olan kişilerdir. Bu bakımdan gözü işinde gücünde olan için kadronun pek de bir önemi yok diyorum. Çalışan insan her daim kazanır. Çalışan insan herkesçe tercih edilir ve aranır. Bu farkı ve samimiyeti yaşamak için uğraşmak çalışanın yüreklerde kadrolu olmasını sağlar.

 Şu güne kadar taşeron çalışanlar, birlikte çalıştıkları kadrolu arkadaşlarının işlerine önem vermediklerini taşeronların daha çok çalışıp yorulduğunu söylüyorlardı. Haklılık paylarının oldukları yerler ve zaman dilimleri elbette olmuştur. Dile kolaydır eleştirmek. Önemli olan eleştirdiğimiz gibi olmamaktır.

Kadro gelen taşeron çalışanlar, işinde özensiz, rahat ve heyecanını yitirmiş devlet çalışanı olmamak için uğraşmalı ki kadrosu hayır ve bereket getirsin hem kendisine hem ülkesine.

 Sözün özü değerli dostlar, kadro çalışma hayatındaki nokta değildir. Sorumlulukların ve kazancını helal ettirme çabasının artması demektir. Bir nimet veya kısmet kim nasıl anlarsa anlasın ya da kim nasıl yorumlarsa yorumlasın. Lakin unutulmamalı ki kişi sahip olduğu nimetlerin kıymetini bilerek onların değerine değer katar. Değer veren ve değer görenlerden olmak duasıyla Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları