
Kadir'i Kadri Mercedes Kadir…
Nesibe Aldemir
Malatyalı olup da tanımayan yoktu onu. Birkaç gündür ise tüm ulusal basında yer alan vefat haberiyle bütün Türkiye tanıdı Kadir’i.
1984 yılında Malatya’nın Tecde Mahallesinde dünyaya gelen Kadir, sekiz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak hayata gözlerini açtı. Zorlu bir yaşam mücadelesi veren ailenin Kadir de dâhil altı çocuğu bakımı hayli zor olan özel çocuklardı.
Mercedes Kadir’e duyduğumuz özel ilginin en büyük nedeni de budur. Malatya’da gezmediği sokak geçmediği cadde kaldı mı bilmiyorum ama girmediği yürek kalmamış onu gayet iyi anladık. Çocukluğumuzda az geçmedi evimizi önünden Mercedes’im dediği o uzun sopasıyla. Komşumuz Fadime Abla, kızı Kadriye’ye nişanlın geliyor diye şakalar yapardı. Hepimizin yüzünde bir tebessüm açardı. Kadir gelince mahalleye biraz hayret bol neşe saçardı etrafa. Öyle ya Kadir demek saflık, duruluk, şeffaflık, gülen yüz, umut demekti.
Dedim ya Kadir’i tanımayan yoktu Malatya’nın caddelerinde. Kadir sopasıyla yolunda yordamında kimseye zararı vermeden yürürken onunla olmadık şekilde eğlenen, ona zararlı alışkanlıkları kazandıran, kendini çok akıllı zannedenlerimiz de iyi tanırdı onu. Belki de bugün onun ölümüne sebep olanlardan söz ediyorum. Evet kadir KOAH hastalığına yenik düştü. Dün Kadir’in eline içki şişelerini tutuşturup nara atanların bugün taş kesilmiş yüreklerinde bir sızı var mı bilinmez. Fakat yarın bu günahın altından nasıl kalkarlar onu da Allah bilir.
Kadir’in kadrini bilmeyenlerin yanında ona sahip çıkan çok değerli insanlarda vardı elbette. Tecde Muhtarı Ali Yiğit ağabeyimizin Kadir ve ailesiyle ne kadar ilgilendiğini bilmeyen yok. Allah ondan razı olsun. Öncelikle bir insan olarak sonrasında ise bir Muhtar olarak bu konuda göstermiş olduğu hassasiyet nedeniyle kendisine yürekten teşekkür ediyorum.
Kadir’in Hakka yürüyüşü hepimizi ciddi anlamda çok üzdü. Malatya gülen yüzüne yakışır bir veda yaptı. Siyaset erkânından tutunda sevenlerine kadar hepsi Kadir’in son yolculuğuna uğurladı. Kadir ise bahar ayındaki bu vedasıyla arkasında Mercedes ’siz caddeleri bıraktı bize. Kim bilir o yollara neler söyledin Kadir? Bunu bilmek mümkün değil. Fakat sen insana ve insanlığa çok şey öğrettin bunu biliyoruz. Birilerine zarar ziyan vermeden de yürünebileceğini mesela. Akıl ile değil yürek ile sevileceğini… Duru bir tebessüm ile koca şehrin kalbinde taht kurulabileceğini… Engelin akıl veya bedende olmasının yürekteki engelden mühim olmadığını ve dahası…
Velhasıl değerli dostlar, içimiz buruk. Malatya’dan bir Kadir geçti. Efsanesine sokaklar, caddeler, kaldırımlar ve bizler şahit olduk. Ona iyilik edenler o iyilikleri kendilerine yaptılar aslında. Bu nedenle de yürekleri huzur ile karışık bir hüznü yaşamakta. Bizler de bu duygularla hemhal olmak istiyorsak hayatta olan Kadirlerin elinden tutalım. Onların da bizler gibi yaşama hakkının olduğunu unutmayalım ki var saydığımız aklımızın bir değeri olsun. Öyle ya nice akıllı insanlar var aramızda yaşayan veya aramızdan ayrılan. Yüreği beton duvarlarla örülü. Ve bir o kadar katı, geçimsiz, merhametsiz, duyarsız kişilikte… Gidişlerinden memnun olanalar bir yana eksikliklerini hissetmeyenler bir yana. Öyle ya gelişi neşe ve hayret, gidişi hasret ve hüzün tadında olmalı insanın. Tıpkı Mercedes Kadir gibi…