Nesibe Aldemir

İKİ KELAM EDELİM

Nesibe Aldemir

Teknolojinin ve sosyal ağların insanı insandan uzaklaştırdığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Akıllı telefonları gönül tahtımıza çıkaralı yüreğimiz insana hasret.

Zamanın birinde sohbeti muhabbeti seven bir toplum olarak tanınırdık. Ta ki sosyal ağların kelepçesini takmadan önce.

 Dostlarla, komşularla, akrabalarla kara kedi misali aramıza giren sosyal medya muhabbetimizi yüzeyselleştirdi. Elimizdeki telefona bakmaktan yüz yüze, göz göze bakmayı unuttuk. Sohbet mi onu gruplardaki mesajlara emanet ettik.

 Vaziyetimiz böyle iken muhabbetimiz buhar oldu. Duygularımız, özel hayatımız, anlatmak istediklerimiz ne var ne yok hepsini internet aracılığıyla sosyal medyada paylaşıyoruz. Buna karşılık aynı evi paylaştığımız aile fertleriyle gözden de gönülden de ırak kalınıyor. Herkesin elinde telefonu dünya geziyor fakat en yakındaki insanların gurbeti oluyor.

 Sevdiklerimizle, dünyayla, sokakla, caddeyle, eşle, dostla aramıza koca duvarlar örüyoruz. Bu duvarın ustası sosyal âlem, çırağı ise bizleriz. Hayatımıza değer katan ne var ne yok hepsi bu duvarın ötesinde kalıyor. Bizler ise duvar diplerinde yalnızlığa arkadaş oluyoruz. Sanal alemin sanal mutluluklarıyla avunuyoruz. Gerçek muhabbetin tadını unuttuk. İnsan olarak yaratıldığımızı da unutarak robotlaşmayı tercih ettik. Tüm bunların sonucunda hayatın değerini değersizleştirdik. Bu değersizlik muhabbetimizi de mevta kıldı. Hepsi bir yana simalarımızda eski insanların yüzündeki duru ve içten gülümse yok. Onların yaşadığı bol muhabbetli hayatın sonucudur sevinçlerini de hüzünlerini de olabildiğince doğal yansıtabilmekteki neden. İki kelam da gizli idi tüm hazine ve zenginlik. Maddi manevi birlikteliğin verdiği huzur hiçbir zenginliğe değişilmezdi. Kış mevsiminin akşamları yetmezdi uzayıp giden sohbetlere. Hayatın tadı tuzuydu iki kelam etmek. En etkili terapiydi gönülden gönle muhabbet ile giden yollar. İnsan insana şifaydı.

 Şimdilerde huzursuzluk ve yalnızlık misafirimiz. Muhabbeti hanelerden yolcu ettiğimizden beri televizyon evimizin en güzel yerini işgal etti. Telefonlarımız akıllı telefon olduğundan bu yana duygularımızı emojilere emanet. Seni seviyorum kelimesinin yerini kalp şekilleri aldı. Şekillerde kaldı sevgi, ilgi ve bütün güzel duygular.

 Bütün ortamların egemeni elimizdeki telefonlar oldu. Bu gerçeği kabul etmeyenimiz yok. Haberler çok şahit olduk telefon dolasıyla canından olan tutunda türlü türlü kazalar atlatanlara.

 Teknolojiyi kullanmayı bilmediğimiz vakit o bizi kullanır hale geliyor. Teknoloji de akıllı telefonlar da hayatımızı birçok noktada kolaylıyor. Buna itirazımız yok. Fakat onu hayatımızı tamamıyla ele geçirmesine müsaade etmeyelim. Ona olan bağlılığımız insanlarla olan bağımıza zarar verir boyuta gelmesin. Aramızdaki muhabbet bağının güllerini soldurmayalım. Selamı sabahı kesmeyelim. Değerli olan hayatın her dakikasını onun için harcamayalım. Telefona bakmaktan sevdiklerimizin, muhatap olduğumuz insanların yüzüne bakarak konuşmayı unuttuğumuzu hatırlayalım.

 Hayat değerlidir kıymetli okurlarım. Bu değeri muhafaza etmek elimizdedir. Yaşam insan ile güzeldir. Eğer bu güzelliğe sahip çıkmak istiyorsak ara sırada olsa elimizdeki telefonu bir kenara bırakalım iki kelam edelim…

Yazarın Diğer Yazıları