Nesibe Aldemir

Festivalsiz sararan inciler

Nesibe Aldemir

Büyük bir heyecanla beklerdik o günleri. Kayısıda çalışmayı çekilir kılan tek umuttu Kayısı Festivalleri. Babam akşam sizi akşam Kayısı Festivaline götüreceğim ardından Kanal Boyunda dondurma yiyeceğiz derdi. Büyük vaatlerdi minik yüreklerimize heyecan katan. 

 Şüphe yok ki Malatya denilince ilk akla gelen kayısıdır. Kayısı denilince ise ilk akla gelenler emek, umut, bir yıl heyecanla beklenen gelir kapısı demekti. Öyle ya festival deyince de bir Malatyalı için ilk akla gelen Kayısı Festivaliydi.

 Her yıl hasat mevsiminde düzenlenen Kayısı Festivalleri çocukluğuma güzel anılar bırakmama vesile olmuştu. Ablamlarla gün boyu kayısıda çalışırken bir yandan da akşamın planını yapardık. Bugün hangi sanatçı gelecek, lunaparkta hangi oyuncakta eğleneceğiz, kayısı ağaçlarının diplerine düşen ıskarta kayısıları sattığımız üç kuruş paraya ne alacağız bunları konuşurduk. Sonunda akşam olur içimize sığmayan coşkuyla fuar yolunu tutardık. 

 Fuar alanı o kadar kalabalıktı ki sanki bütün Malatya ordaymış gibi. Çay içen mi dersin, yemek yiyen mi, ünlü sanatçıların sesiyle coşan gençler mi? Hepsinin bir arada olduğu harika bir ortam. Gölün muhteşem görüntüsü, gökyüzünde parlayan yıldızlar, lunaparkta eğlenmeye doymayan çocuklar ve gençler. Farklı bir atmosferin yaşanılmasına vesile olan Kayısı Fuarlarımızı özledik. En güzel kayısıların yarıştığı, Malatya için özel bir ürün olan kayısının tanıtıldığı, çocukluğumuzda güzel anıların yaşandığı, Kıymetli Merhum Turgut Özal’ın mirası olan Kayısı Fuarlarımızın yerini hiçbir fuar tutmuyor tutamaz da.

 Malatya kayısısı ile Malatya’dır. Yüce Allah böyle bir nimeti bu topraklara nasip etmiş. Kıymetini bilmek ve sahip çıkmak gerek. Ayrıca fuarın ve festivalin de tabiri caizse kralı gerek. 

 Her yıl farklı bir nedenle iptal edilen Kayısı Fuarı olmasa da kayısı yarışması sessiz sedasız birkaç protokolün katılımıyla gerçekleşiyor. Haberlerde de renksiz bir şekilde yerini almıyor değil. 

 Malatya’mız son yıllarda “Fuarlar Kenti” olarak anılmaya başlandı. Film festivalleri mi dersiniz, kitap fuarları mı, yöresel tatlar fuarları mı dersiniz. Hepsi de gurur verici gelişmeler ve yenilikler. Bu noktada hemfikiriz. Fakat Kayısı Festivalinden bu kadar ayrı kalmak özümüze ters düştü. Bunu özlem duyarak belirtiyorum. Şu da herkesçe bilinen bir gerçek ki Kayısı Fuarları Malatya’da, Türkiye’de hatta Dünyada yankı uyandıracak derecede önem taşımaktadır. 

  Malatya kimliğine ve kültürüne katkı sağlayan projeler geliştirerek, özümüz olan kayısıyı fuar ve festivaller ile taçlandırmamız mümbit topraklarımızda yetişen eşsiz Malatya kayısımızın değerine değer katacaktır. Fuarlar yapılıyorsa bunlardan en ihtişamlısı “Kayısı Fuarı” olmalı, festival olacaksa en görkemlisi “Kayısı Festivali” olmalı. 

 Eşsiz lezzetiyle bütün dünyada ismi duyulan kayısımız tanıtımın en iyisine layıktır. Şehrimizin ekonomik kalkınmasında büyük rolü olan bu ürüne sahip çıkmak Malatya’ya olan gerçek sevgimizi ortaya koymaktadır. Bu nedenle bazı acı gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.

 Bu acı gerçekleri halı altına süpürdükçe değerli dostlar, “Kayısı Diyarı Iğdır’a Hoş Geldiniz” levhaları gittikçe yaygınlaşacak. Bizim sahip çıkamadığımız “Dünyanın Kayısı Başkent’inin” kayısısını sahiplenen çok olacak. Kayısılar mı? Onlar festivalsiz de sararmaya başladı. Bir umuttur ya festivaller bu sarı inciyi daha da parlatır.

Velhasıl değerli dostlar, yapacağımız özeleştiriyle özümüze sahip çıkarak en kısa zamanda Kayısı Festivallerinde buluşmak duasıyla Allah’a emanet olunuz.
 

Yazarın Diğer Yazıları