Farkımız Malatya olsun
Nesibe Aldemir
Bir şehre, bir bölgeye veya bir ülkeye has özellikler ve ürünler o bölgenin tanıtımında büyük rol oynamaktadır. Malatya deyince hiç kuşkusuz ilk akla gelen kayısıdır. Dünyanın Kayısı Başkenti Malatya’mızda kayısının beraberinde birçok tarım ürünü de yetişmektedir.
Her bir İlçemiz kendi şahsına münhasır özellikleri bağrında taşımaktadır. Gerek tarımsal alanda üretilen meyve, sebze gerekse tarihi açıdan taşıdığı silinmez izler her ilçemizi ayrıcalıklı kılmaktadır. Banazı Üzümü, Akçadağ Armudu, Yeşilyurt Dalbastı Kirazı, Hekimhan Cevizi, Arapgir Köhnü Üzümü, Pütürge Kırmızı, Arapgir Mor Reyhanı, Pütürge Kırmızısı Üzümü, Doğanşehir Elması… Saydıklarım sayamadıklarım hepsi de Malatya’nın eşsiz lezzetlerindendir.
Yine Malatya Kayısısı, Arapgir Köhnü Üzümü, Arapgir Mor Reyhanı, Yeşilyurt Dalbastı Kirazı, Hekimhan Cevizi Coğrafi İşaret belgesi almış beş tane değerli ürünümüzdür. Coğrafi işaretlerin yetiştiği yöreye ait özellikleri taşıyan ürünün kalitesinin korunması, farklı yerlerde üretilen düşük kaliteli ürünlerden ayırt edilmesi, geleneksel lezzetlerin geleceğe aktarılması, dünya çapında tanınırlığının sağlanması ve ürünün piyasada değerini bulması açısından son derece önemli ve faydalı olduğu belirtmek isterim.
Bu kıymetli tarım ürünlerine sahip çıkarak üretimine destek vermek İlimizin tarımsal alanda gelişmesine katkı sunacaktır. Ayrıca Malatya deyince akla gelen özel ve özgün ürünlerin korunmasını sağlayacaktır. Bu sahip çıkma sayesinde Malatya’ya olan gerçek sevgi de ortaya çıkacaktır. Gerçi nice verimli meyve bahçeleri ve tarım arazilerini beton yığınlarına feda ettik ama zararın neresinden dönersek kardır.
Lafla yürümeyen peynir gemilerinin yolcuları olarak gerçekleri görmenin zamanı geldi. Belki birbiriyle alakasız konular ama değinmeden geçmeyeceğim. Şehrin sembolü haline gelen Mercedes Kadir’in bal mumundan heykelini yapmaktan ziyade Malatya’nın önceliği olan birçok konu var icraat bekleyen.
Sözlerim sakın yanlış anlaşılmasın. Mercedes Kadir’e duyulan ilgi, sevgi, merhamet elbette ki takdire şayan. Mustafa Dayı’nın sesinin yankıladığı sokaklarda iş yerine doğru attığım adımlar farklılık taşıyor buna diyecek sözüm yok. Fakat onları siyasetin malzemesi yapmak yerine şu adını değiştirmek için tartıştığımız “Abdullah Gül Parkı’na” bir gitmenizi tavsiye ederim. İlk zamanlardaki halinden eser yok. Oturmak için taştan birkaç masanın dışında bir şey yok. Yerlerdeki çimler yerini toprağa bırakmış. Canlı müzikli kafeler dolu onda sıkıntı yok.
Belediyenin tam karşısında, şehrin göbeğinde halka açık bulunan bu güzel mekânın kıymetini bilmeyerek ne olduğu belirsiz insanların yeri yapmak hem Malatyalının sorunudur hem de bu şehre hizmet veren yöneticilerin.
Tanıtımın, hizmetin gözle görülür ve fayda sağlar kısmını ele alarak değerlendirmeliyiz değerli dostlar. Bu değerlendirmenin neticesinde eyleme yansıyan hizmetler gerçek anlamda Malatya’nın gelişimine ve tanıtımına fayda sağlayacaktır. Aksi takdirde bugün haber olsun diye, siyasete renk katsın diye kullanılan yöntemler su yüzünde kalacaktır. Sahip olduklarımızın farkına varalım ve bu farkı fark ettirelim ki farkımız Malatya olsun…
Selametle…
