Nesibe Aldemir

Dışı seni yakar içi bizi yıkar

Nesibe Aldemir

 Gösteriş sanatının yaygınlığı ve revaçta olduğu günlerin saatleri bozuk para misali harcanıyor. Göz boyamakta usta olanlar Üsküdar’ı geçti.

 Gerek siyaset alanında gerekse sosyal yaşantıda insanların gözünü boyamak amaçlı yapılan şölenler gün geliyor gün ışığına çıkıyor. Aslını astarını bilmediğimiz yansımaların sormadan sorgulamadan bağrımıza basıyoruz. 

Teknoloji ilerliyor, devasa adımlarla gelişmelere doğru yürüyoruz. Fakat insanlar hayatından memnun değil. Bu memnuniyetsizlik gösteriyor ki yürekler hafif bir sarsıntıda yıkılmaya hazır. 

 Kapitalist sistemin çarkında kıvranırken dış cephelerin renk renk boyanmasının kime ne faydası var ki yürek inşalarında kullanılan malzemeler her gün biraz daha sağlamlığını yitirmekteyken.

 Merhametin ve iyiciğin saflık olarak değerlendirildiği, değerlerin yalpalandığını görmek umutlarımızın rengini soluklaştırıyor. Saygının, hürmetin elimizden sabun misali kayıp gitmesi, öfkenin ve hırsın gözlerimizi karartması yürek inşasının tuğlalarının ne kadar da çürük hale geldiğini kanıtlıyor. Elimizdeki bu kanıtlarla önlem üstüne önlem almamın vakti çoktan geldi ve geçiyor. 

 Zekânın ve aklın üstünlüğünün övülmesiyle medyaya yansıtılan çocuklar rol model değildir topluma. Bu toplumu ayakta tutan sahip olduğu manevi değerlerdir. Bu değerler akıl ile buluşunca ortaya çıkan görüntü gerçek anlamda ihtişam sunacaktır gözlere. İçi dışı bir, sağlam yapılar depremlere de dayanıklı olacaktır. Değil deizm rüzgârı hiç fırtına koparamayacaktır kökü derinlere sıkıca bağlı ağaçları yerinden. 

Bu ağaçların dikiminde, bakımında özen göstermek gerekir ki ağaçlar derinlere kök salsın ve koyu gölgeler vadetsin yarınlara. Bunun için gerekli olan şey eğitim sisteminde köklü değişiklere gitmektir. Ahlakın, saygının, merhametin, sevginin Matematik ve Edebiyattan önemli olduğunu verebilirsek çocuklarımıza asırlara kök salan çınarlar yetiştirebiliriz.

 Dış görünüşün ve güzelliğin öneminden ziyade iç dünyamızı verilen özenle insan olmanın hazzına varılacağını, yaşamı yaşanır kılan değerin “erdem” olduğunu izah edebilirsek büyük değişimlerin kapısını aralayabiliriz. Bu minvalde yol alan bireyler yetişince yerle bir olan birçok değer yeniden ayağa kalkacaktır. 

 Eğitim sistemiyle birlikte ailelerinde bu konularda değişikliğe gitmesi gerekmektedir. Çocuklarımızın dışına verdiğimiz özeni ve düzeni kalplerine de vermeliyiz. İlk hedeflerini güzel insan nasıl olunur tarzında oluşturmaları konusunda yardımcı olmalıyız. Kırılan bir cam eşyaya verdiğimiz tepkiyi bir insan kalbini kırdıkları zaman iki katı vermediğimiz takdirde madde odaklı nesiller yetişecektir. Bir arada yaşamasını bilmeyen, tek derdi para olan, kazanç uğruna tüm yolları mubah gören, bir canlıya eziyetle mutlu olan fertlerin sayısındaki artış içimizi yakacaktır.

 Bir uyanacağız ki üstü başı temiz, marka kıyafetleri üzerinde, etrafında olan bitene duyarsız, yüzü ifadesiz, yüreği soluk ve donuk fertler yetişivermiş ince ve kırılgan ağaçlar misali. Dikkatli olmakta fayda var değerli dostlarım, uykudan uyanmamakta ısrar ettikçe zekâ fışkıran fakat anneye nasıl davranacağını bilmeyen, bir kitaplık dolusu kitap okuyan fakat insanı okuyamayan nice bireyler yetişecek dışı sizi yakan, içi bizi yıkan…
 

Yorumlar 1
Fahrettin 26 Şubat 2020 15:46

Oyle bir insanlar yetiyor ki maalesef bu insanlar İslam'a alakali derneklere alakali ama malesef görünün makam mevkide para olmus

Yazarın Diğer Yazıları