Nesibe Aldemir

Bedeli ödenmeyenin harcanması kolay

Nesibe Aldemir

Ucuzluk terimi bir yana dursun. Bedava kelimesinin duyunca cezp olmamak ne mümkün. 

Bedelsiz, kolay elde edilen, emek çekmeden sahip olunanın kadri kıymeti bilinmiyor. Çabuk unutuluyor sağladığı yarar. Teşekkür hak görülmüyor. 

İçinde alın teri olmadan ırmak suyu ile yetişen ağacın gölgesi göze gelmez, söze değmez.

Hayatın her alanında geçerli olan bu durum insanoğlunu hazıra alıştırdığı gibi nankörlüğe de sevk etmektedir.

Çok az kimse kazancını harcarken düşünmeden hareket eder. Yorganın büyüklüğü belirler uzanan ayakları. Alın teri dökerek emek ve zaman harcanan işlerin neticesini almak kadar güzel bir duygu yok ki elde edilenlerin kıymeti bilinmesin.

Kendi yetiştirdiğimiz sebze, meyve dahi manavdan alınandan kat kat değerli değil midir?  Neden diyecek olursak içinde emek gizlidir. Onların tohumdan çiçeğe, çiçekten meyveye kadar olan yolculuğunun her anına şahit olmak onun kıymetini arttıran bir nedendir. Dikmek, sulamak, yetiştirmek ve emeğinin karşılığını sofranda renk renk görmek. 

Zahmetsiz ve emeksiz elde edilen her şey kolay harcanır ve değeri bilinmez. Mevki makamlarda bu duruma en iyi örnektir. Kişi hak etmediği halde liyakatsızlığına rağmen geldiği koltuğun hakkını vermek için çaba harcamaz. Daha da kötüsü olduğu yerin değerini bilmez. O nedenle elinde olan her şeyi kolayca tüketmeye hazırdır. İnsandan tutunda eşyaya kadar. Makam araçlarından tutunda kul hakkı yemeye kadar.

Nasıl ki bir mirası harcarken çok düşünme ihtiyacı duymaz ya insanoğlu işte kendi kazandığı her zaman her şeyden daha değerlidir. Bir evlat babasının kazancını derya deniz görür, annesinin emeğini göreviymiş gibi düşünür. Kendi yaptıklarına gelince pire olur deve. Dakika olur saat. Gün olur ay. Ay olur yıl. Anne baba bir yere sığmaz da maddi çıkar kapısı olur. Parası olan ebeveynlere kırk minnetle bakılır, parası olmayana kırk gün dayanmak zor gelir.

Halka açık alanlarda sunulan hizmetleri düşünelim. Her ne kadar vergiyle hizmet alsak da ücretsiz olarak yararlanılan birçok yerin değeri bilinmiyor. Evimiz gibi görmediğimiz hastaneler, kamu kurumları, parklar vs. insafsızca kullanılarak kırıp dökülüyor.

Gelgelim bu ülke için bedel ödeyemeyerek kolayca ahkam kesenlere. Sözde ülkenin çıkarı için destan yazarlar. Oturduğu yerden konuşmakta usta olurlar. Elini taşın altına koymayı bırak, pencerenin dışına dahi çıkarmazlar. Onca yapılanlar büyük hizmetleri görmemek için at gözlükleri takarlar. 

Bu örnekler böyle uzayarak gider kıymetli dostlar. İnsan çıkarlarını hesaplarken çıkardığı hesabın farkında değil çoğu zaman. Birileri bedelsiz bir şekilde yaşamı idame ederken birileri de bedelsizlerin çıkardığı faturanın bedelini de ödemekle ömrünü geçirir. Belki farkındayız belki değiliz fakat bedeli ödenmeyenin harcanması kolay oluyor. Bu gerçek harcanan insan da olsa değişmiyor maalesef...

Selametle...
 

Yazarın Diğer Yazıları