Nesibe Aldemir

Bayram ve Kardeşlik

Nesibe Aldemir

  Söze başlamadan evvel, Mübarek Ramazan Bayramınızı en kalbi duygularımla kutluyor, bayramın siz değerli dostlarıma, ailenize, tüm İslâm Âlemine ve ülkemize huzur ve mutluluk getirmesini yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
  Ramazan bayramının sevincini yaşadığımız şu anları fırsat bilerek ailemize, sevdiklerimize ve sevenlerimize bir adım daha yaklaşmayı unutmayalım. Bu özel ve güzel günde kırgınlıkları, dargınlıkları bir dağın tepesine fırlatırcasına olabildiğince uzağa bırakalım.
  Büyük bir uçurtmanın ucundaki süsler misali göğe salalım uğradığımız haksızlıkları. Bir kenara bırakalım kindar duyguları, sevdiğimizi O'nun rızası için sevdiğimizi hatırlayalım. Bayramı bu minvalde yaşamak gayretine olalım.
  Bugün bizler kardeşlik duygusunu semaya yükseltmekle mesulüz. Mescid-i Aksa işgal altında, Suriye'de zulüm ve işkence devam ediyor, Arakan savaş ve açlıkla ayakta kalma çabası veriyor.
  Dünya Müslümanların gördüğü zulmü sessiz sedasız izliyor. Bizler de bu sessizliğe ortak olmaya başladık. Kendi içimizdeki kopukluğun verdiği huzursuzluk ile eski bayramları özlemle anmaya devam ederken her geçen gün biraz daha eski bayramlardan uzaklaşıyoruz aslında. 
  Kendi kabuğuna çekilerek bayramı sıradanlaştırmaya çalışıyoruz. Tam da İslâm düşmanlarının istediği ölçü ve kıvama gelircesine bayramlarımız sıradan bir gün olmak üzere. Buna zemin hazırlayan neden benlik duygusunun zirveye çıkarılmasıdır. Kopan akrabalık bağları, birbirini tanımayan komşular, çıkar ilişkisinde yürütülen dostluklar; ''Nerede o eski bayramlar! Nidasının tekrar tekrar söylenmesine sebep oluyor. Tespih tanesi gibi dağılmaya rıza gösterdikçe geçen her bayram antika olmaya adaydır. Yani diyeceğim o ki bundan bir on yıl sonra da bu senenin bayramını özlemle anacağız. 
  Mesele şu ki eriştiğimiz her bayramı bayram gibi yaşamak için çaba göstermek. Gitmeyene gitmek, konuşmayanla konuşmak, kötülüğe karşı iyilik erdemiyle karşılık vermek. Ancak bu şekilde kardeş olduğumuzu hatırlayabiliriz. Onun dışında egoların tavan yaptığı, kişilerin kişiliklerden daha fazla değer gördüğü bir dünyayı inşa etmiş oluruz. Ardından dağılmalar ardından bizi bize düşman eden zihniyetlerin zulmüne seyirci kalmak. Sonrasında ise neden bu hale geldik diye serzenişlerde bulunmak. Ne şaşırtıcı bir durum değil mi? Özümüzden kopmak için son gücümüzle uğraşıyoruz sonrasında ise özgünlüğü mum ile arıyoruz. Kendimizi bu kadar yormayalım değerli dostlar. Bayramı bayram gibi yaşamak, kardeş olmak ve kardeş kalmak için gayret edelim.
  Mescid-i Aksa'nın karşında, İsrail askerinin silahı gölgesinde ellerini semaya açarak haykıra haykıra Allah'a dua eden minik bir yüreğin umudu misali umut ederek dua edelim ki Rabbim kardeşliğimizi kadim eylesin, birlikte nice bayramlara kavuşmayı nasip eylesin. Selam ve dua ile Allah'a emanet olunuz.
 

Yazarın Diğer Yazıları