Nesibe Aldemir

Akıp giderken yıkıp geçen cümleler

Nesibe Aldemir

Hayat nehri akıp giderken akıntıya kapılmadan sağlam bir şekilde yolculuk yapabilenlere selam olsun. Akıntıya kapılanlar mı? Onları sormasanız olmaz mı? Sordunuz sormaz olsaydınız. O vakit açalım konuyu ve açılalım sulara. Olur da hasbelkader onlarla bir yerde yolunuz kesişir demedi demeyin. Kimden bahsediyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Akıntıya kapılıp gittiği yetmiyormuş gibi seni de elinden tutup çekmeye çalışanları söylüyorum. Ne çekti bu dünya sizden?

Hastaneler uzun bekleyişlerin olduğu yerlerdir. Bu beklemeler sırasında eskiden sohbetler yapar, yeni insanlarla tanışır, başka hayatların varlığına şahit olurduk. Fakat şimdilerde elimizdeki arkadaşa dalıp gidiyoruz. Bu sebeple sağımızı solumuzu göremiyoruz. Neyse bu ayrı bir yara yalnızlığımızı hatırlatan biz gelelim asıl konumuza. Geçen gün hastanede bir tetkik yaptırmak üzere bekliyordum. Benimle eş zamanlı bekleyen bir teyze-elinde telefonu olmayan eski teyzelerden- sık sık bana sorular sormaya başladı. Sorduğu sorulara cevap verdikçe bir yenisi daha geliyordu. Anladım ki teyzeden kaçış yok. Aslında günümüz itibariyle hasret kaldığımız bir tabloyu teyzemle çizeceğiz diye bende de bir heyecan oluşmadı değil. Emekli öğretmen olduğunu, yaşlı ve hasta annesine baktığını anlattı. Keşke böyle devam etseydi. Hatta daha da zengin bir sohbet olsaydı eski günlerin ışığını bugüne taşıyan. Ama nerede?

Teyzemin sohbeti umulmadık yöne doğru akmaya başladı. Beni de yanına arkadaş alan teyze koridordaki herkesi incelemeye ve yorum yapmaya kalktı. Olayın şokunu atamadan farklı bir diyaloğun içinde buldum kendimi. Kucağında iki çocuğu olan bir aile. Kadın sürekli ağlıyor. Belli ki çocuklardan birinde ciddi bir sağlık sorunu var. Babanın da yüzündeki ifade çaresizliği anlatan bir hüzne eşlik ediyor. Bu hüzün kokan tabloya teyzemin girişi; "Kesin bunlar Suriyelidir. İki çocuk art arda. Biri kucağında biri elinde. Haline bakmadan çocuk getiriyorlar. Ben bir sorayım da yardım edeyim biraz. Gerçek ihtiyacı olan her zaman karşıma çıkmaz." Ve teyzem mikrofon misali bağırarak soruyor siz Suriyeli misiniz? Tabi ben yaşananların önüne geçmek istiyorum ama sen gel de teyzeyi sustur. Neyse aile Suriyeli olmadıklarını söyledi. Teyze yaptığı analizde yanılmıştı. Devam etti konuşmaya. Ben yine de yardım edeyim bunlar ihtiyacı olan birine benziyor. Babaya sordu ne işte çalışıyorsun dedi. Adam makine mühendisiyim deyince teyze sustu demek isterdim ama yine olmadı. Kulağıma hafif eğildi ve devam etti konuşmaya. Adamın ayağındaki ayakkabıya bak, ya kadına ne demeli nasıl giyinmiş. Mühendismiş şunların giyimine bak. Teyze dedim onların derdi ney senin derdin ney. Ve nihayet kalktım teyzenin yanından daha doğrusu kaçtım.

Ailenin yanına gittim kadının gözünde yaş, özünde sızıyla bir buçuk yaşındaki çocukluğuna kalp pili takılması gerektiğini ve bu sebeple ameliyat olacağını söyledi. Biraz teselli etmeye çalıştım. Ve dualarımla yanlarından ayrıldım. Teyzenin yanına oturmamak için koridorun sonuna doğru yürüdüm. 

Sonra bu yazıya konu olan teyzeyi ve onun çok da hoş olmayan konuşmalarını düşündüm. Akıp giderken yıkıp geçen cümlelerini… Ne kadar çabuk yargılıyor ne kadar çabuk hüküm veriyoruz değil mi? Karşımızdaki insan Suriyeli diye onu baştan karalamaya hazırız. Ardından insanların giyim kuşamıyla ilgili haddimizi aşacak yorumlara kalkışıyoruz. Ve bir emekli öğretmeniz. Yazık ki ne yazık. Kim bilir kaç çocuk heba oldu elinde. Yerli yersiz konuşan teyzem kaç gönül yıktın akıntıya kapılarak. Kim bilir daha kimlere ne yorumlar yapacaksın hastane koridorlarında. Benim yüreğim daraldı cümle diye kurduğu sözcüklerle. Rabbim sana acil şifalar versin de çok hastaneye gelme kurban olayım teyze. Bak bu duayı da yaptırdın kendine. Davulun sesi uzaktan hoş gelir, teyzenin sözleri boş gelir. Fakat ne kadar boş gelse de tiz seslerin varlığı insanı daima rahatsız eder. Tabi bu sesleri siz de çıkarmıyorsanız. Velhasılıkelam kıymetli gönül dostları, Ya konuşalım şifa olsun sözcüklerimiz yüreğe ya da susalım derin yaralar kazmasın cümlelerimiz kalbe!'' 

Selametle…

Yazarın Diğer Yazıları