Necip Cengil

Hayvanlar Neyimiz Olur

Necip Cengil

Kuran bize şunu öğretir: “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi ümmet (topluluklardır). Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir.”(Enam 38) Yani bütün canlılar Allah’ın yaratma ve kudretinin delilleridir, hayatta bir yerleri, görevleri bulunmaktadır.

“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O’nu tesbih eder; O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız. O hâlimdir, bağışlayıcıdır.” (İsra 44)

Sosyal medyada İsrail’e olan öfkelerinin hayvanlar üzerinde görselleştirme paylaşımlarını görünce bu konuyu işlemek istedim. Bazı görsellerde dişlerini gösteren köpek resmi ile kimi görsellerde domuz resimleriyle İsrail’e olan öfke dile getiriliyor. Peki ya domuzlar ve köpekler, hesap gününde bu paylaşımları yapanlardan şikâyetçi olur, “biz de her canlı gibi Allah’ı zikreder ve Allah’ın sevmediği zalimleri biz de sevmezdik, oysa bunlar o zalimleri bize benzeten paylaşımlar yaptılar, şikâyetçiyiz” derse bu paylaşımları yapan kişiler kendilerini nasıl savunur?

İsrail zalimliğiyle deşifre olmuş bir yapı ve ABD ve İngiltere’nin Ortadoğu’daki şiddet canavarı yani devlet değil makineleşmiş bir şiddet ve zulüm aleti. Kimsenin bu zulüm makinesini getirip herhangi bir hayvanla görselleştirme hakkının olduğunu sanmıyorum, üstelik bu o hayvanlara zulüm ve haksızlık olur. Hayvanlara karşı merhametli olunmalı, İsrail üzerinden hayvanlara öfke paylaşımlarına girilmemeli. Bakın Allah’ın resulünden gelen bir rivayette ne söyleniyor:

"Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (merhamet bağı) Rahmân'dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır." (Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16)

Yine epey zamandır özellikle köpekler üzerinden yapılan paylaşımlar, o köpek sürülerinin içinden bazılarının saldırganlıklarından hareketle “imha edilme” görüşlerinin dile getirilmesi konusu var. “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun” (Ebû Dâvûd, Cihâd: 44) diyen Allah resulünün bu uyarısı hiç mi hiç dile getirilmiyor. Toplumsal zihin sokak köpeklerinin kitle olarak imha edilmesine hazırlanıyor. Ülkeyi yönetenlerin bu yönde atmak istedikleri adımlar için sokak köpekleri içindeki saldırgan olanların videoları ile zihinsel algı hazırlanıyor. Cemiyet içinde müthiş bir ikilem oluşmuş durumda. Hayvan haklarını dile getirenlere karşı ve hayvan haklarını savunanlardan “sokak hayvanları istemiyoruz” diyenlere karşı toplumsal barışa hizmet etmeyen yaklaşımlara şahit olunuyor. Bu arada “köpekleri imha algısından sonra sıra kedileri imha algısının oluşturulmasına mı gelecek” sorusu şu ana kadar karşılık bulmadı. Üstelik bu tür toplu imha girişimlerinin ilahi gazaba neden olacağını, ekolojik dengenin bozulmasının bu ilahi gazabın görünürlüğü olarak ülkeyi başka çıkmazlara sürükleyeceğini söyleyenlerin sesi duyulmasın diye uğraşılıyor. Algı üzerinden paylaşım yapanların hali düşündürüyor.

Belediyelere aktarılan kaynakların doğru kullanılmadığını örneklerle anlatmaya gerek yok, toplum içinde hizmete aracı olması gereken belediye başkanlarının, vekillerin kişisel hırslarının romanlarının yazılması için oldukça fazla veri var. Bu kişilerin sokak hayvanları başta olmak üzere, artık sokaklarda yaşamaktan başka imkânları olmayan insanlar konusu dâhil hangi sosyal projeleri yapıp başarıyla uyguladıklarına dair neredeyse hiçbir veri dile getirilemiyor. Buna karşılık az bir ceza ile içerden çıkıp tekrar katliam yapan kişi haberleri eksik olmuyor. Aynı şekilde geçici heves olarak köpek alıp besleyen, birkaç ay sonra da sokaklara salıp, onları sevgisiz, gıdasız ve susuz bırakanların dünyasına değinilmiyor. Sanıyoruz ki günah dediğimiz şey sürekli konuşulan konuları kapsıyor. Oysa “eğitimin ihmal edilmesi de” “sokak hayvanları başta olmak üzere sosyal projeler için ayrılması gereken bütçenin çar-çur edilmesi de” “imar konusunun ikili ilişkilerle delinmesi de” “ belediye sosyal tesislerinden kimi üst düzey yöneticilerin ücretlerini ödemeden faydalanması da” günahtır ve üstelik hesabı ağır olan konulardandır. 

Köpeklerin, kedilerin, ziraat alanında kullanılan ilaçlarla nice böcek ve kuş türünün yok edilmesi ekolojik dengeyi bozar, ilahi gazabı çeker ve neticede insan neslini tehlikeye düşürür. (Mesela Avrupa’da kedilerin kitle olarak yok edilme girişimleri farelerin çoğalması ve vebanın yayılarak insan neslini tehlikeye atmasıyla neticelenmiştir. Çin’de serçeler aynı katliama maruz kalmış, yapılan haberlerle serçelerin çok tahıl yedikleri ve mutlaka yok edilmeleri gerekliliği algısı kitlelere yerleştirilmiş ve bütün Çin genelinde milyarlarca serçe öldürülmüş netice Çin kıtlığın pençesine düşmüştür.) Bu yöndeki projelerin nihayetinde asıl zarara uğrayacak olan insan neslidir. Ve akla gelen deli soru: Yoksa aslında temel hedef insan nesli mi, pandemi ve aşıların yapamadığını başka yollarla yapmak isteyenler mi var?

Yazarın Diğer Yazıları