Bir Şehri Yönetmeye Dair
Necip Cengil
Malatya’da yaşadığımız için özelde Malatya için yazdığım düşünülebilir ancak şehirleri yönetmek aslında küresel bir sorun, haliyle yazdıklarımın bir şehrin yöneticilerine has okunması doğru olmaz. Mesele “bir şehrin yönetimine katkıda bulunmak” meselesi olarak alınmalı.
Soru şu; şehirler iflas eder mi?
Doğru yönetilmeyen, kaynakları doğru kullanılmayan, gelir ve gider farkları giderek açılan şehirler iflas eder ve enerji kaynaklarını doğru kullanmayan, gerekli gıda kalorisi ve üretimini doğru yapmayan, tarım arazilerini üretimden çıkarıp betonlaştıran ve başka şehirlere muhtaçlıkları giderek artan şehirlerin bu iflası giderek çöküşe götürür.
Bazı şehirlerin yönetim bilgi sistemi olmadığından, bazı şehirlerin yönetim bilgi sistemi doğru kullanılamadığından şehir yönetiminde sorunlar sürekli büyür ve kontrolden çıkar. Mesela kaç eleman çalıştırıyorlar, bunların ne kadarının devam sorunu var, devam sorunları yüzünden ne kadar fazla mesai oluşuyor, bu dengesizlik şehrin bütçesine ne kadar yük getiriyor?
Şehirde kaç bina, imara açık ne kadar arazi, ne kadar tarım arazisi var bunların kimlikleri çıkarılmış mı? Binaların yapı özellikleri, yapıldıkları arazinin yapısal özelliklerinin kimliklerinin kaydedildiği bir program var mı, bunların vergilerinin takibi yapılıyor mu? Daha önce değersizken alınan, sonradan imara açılınca değeri artan bölgelerin bu artışa göre vergi oranları güncellenmiş mi yoksa sadece arazileri ucuza alanların rantına göz mü yumuluyor?
Hepsi birleştiğinde oluşan gelir dengesizliği merkezi hükümetin sırtına mı yükleniyor, merkezi hükümet “o şehirden al bu şehre aktar” yöntemini ne kadar sürdürebilir ve ülke bu yükü ne kadar çekebilir? Şehirler kendileriyle birlikte ülkeyi iflasa sürükleyebilir mi?
Şehrin tarım ürünleri çeşitliliği ne durumda, tek ürüne bağımlılık oranı nedir, tarım il müdürlükleri ve belediyeler ne kadar koordineli çalışıyor, belediyeler bünyesinde kurulan tarımsal daire başkanlıkları varsa, bunlar kadro şişkinliği mi yapıyor, üretim çeşitliliğine bir katkı sunabiliyorlar mı? Tarımsal üretim yönetimine bir etkileri, katılımları var mı?
Sulama sistemlerinin durumu nedir, damlama sulama, kapalı sulama sistemi, salma sulama oranı nedir? Yer altı su yönetimi var mı, bu konudaki ilgili müdürlükleri ve belediyeler koordineli çalışabiliyor mu? Her dileyen bahçesine, arazisine sondaj yapabiliyor mu, yapabiliyorsa ve bölgesel sondajlarla yeraltı suları iyi yönetilerek tarım arazilerine paylaştırılamıyorsa, yarın getirecekleri sorunlar hesaplanıyor mu?
Tarımsal destekler ne durumda, doğru kullanılıp kullanılmadığı takip ediliyor mu?
Şehrin sanayiden gelen geliri, tarımdan gelen geliri, vergilerden gelen geliri belli mi, bunlar toplandığında gideri karşılıyor mu? Açık veriyorsa ne kadar açık veriyor? Bunlar bilinirse ülke toplamının gelir gider açıklığının yönetimi de olumlu etkilenir, buna ciddiyetle bakılıyor mu?
Tüm sorulara ne kadar olumlu, sorun giderici cevaplar verebiliyoruz yoksa “dayısını bulan” istediğini yapabiliyor mu?
Şehrin bina kimlikleri çıkarılmamışsa, kayıtsız binalar ne amaçla kullanılıyor, madde bağımlılığı üssü haline mi gelmiş, başka gayrı ahlaki davranışların üssü olarak mı kullanılıyorlar, bunların şehrin başına açacakları belalar düşünülüyor mu?
Bütün bunlar “şehrin metabolizmasını” olumlu veya olumsuz etkiler!
Metabolizması bozulmuş bir şehre en iyi yöneticiyi de getirseniz durum değişmez. Yapması gereken “şehrin metabolizmasındaki bozukluğun” tedavi edileceği adımlar atmak, sistem geliştirmek, geliştirilen sistemi uygulayabilmek, denetimini yapmak, şehrin yükünün giderek artmasına mani olmaktır.
Bütün bu hesaplar yerine, koltuk hesabı varsa, rant hesabıyla şehri sömürenler at oynatıyorsa, bu oynatmaların toplamı ülkeyi bloke eder ve bazı kesimlerin zenginliği, şehirlerin iflasını, şehirlerin iflası ülkenin iflasını besler realitesi ne kadar kişiyi düşündürüyor?