Mehmet Zeki Dinçarslan

Yoksullukla Mücadele

Mehmet Zeki Dinçarslan

Yoksullukla mücadele son yüzyılın en çok kullanılan kavramlarından birisi. Modern batı bütün dünyayı sömürgeleştirmeyi amaçladığı ve büyük oranda başarılı olduğu sürecin sonunda tamamen yoksullaşmış olan milyarlarca insanın oluşturduğu büyük bir kitleyi bırakmış oldu arkasında. Bu kitle, ne tam olarak işe yarıyor ne de tam olarak işlevsiz. Afrika'dan, Güney Amerika ve Güney Asya'dan milyarlarca insanın bir yandan batının ucuz işgücü ihtiyacını karşılamaları gerekiyor bir yandan da oldukları yerden ayrılmamaları. Modern batının dünya bankaları, birleşmiş milletleri ve benzeri kuruluşları ile "yoksullukla mücadele" kavramını sürekli gündemde tutmalarının temel amacı tam olarak bu. Ucuz işgücü varlığını sürdürsün, milyonlarca insan ipini koparıp Amerika'ya ya da Avrupa'ya iltica etmesin. 

Batının bugünkü halini almasının altında yatan temel sebep dünya kaynaklarını ihtiyaçlarının çok ötesinde biriktirmiş olmaları ve biriktirmeye devam etmeleri. Madalyonun arka tarafına bakıldığı zaman yoksulluğun da temel sebebi bu biriktirme saplantısı. Dünya kaynakları bütün insanlar için yeterli ve belki bir bu kadar insan daha olsa yetecek durumda. Kapitalizmin sürekli üretmeye ve biriktirmeye dayalı olan felsefesi ise büyük yoksul kitlelerin varlığına ihtiyaç duyduğu için bir yandan kaynak üretiyor diğer yandan yoksulluk. Sürekli üretim olsun, sürekli para kazanalım fakat bize mal üreten büyük kitleler ne tam olarak yaşasınlar ne de tam olarak ölsünler diyorlar. Yoksulların varlıklarını sürdürmeleri gerekiyor ki üretsinler, fazla akıllanmamaları gerekiyor ki içerisinde bulundukları durumu anlamasınlar. 

Birleşmiş milletlerin ya da dünya bankası ve benzeri kuruluşların yoksullukla mücadele etme kavramı etrafında oluşturdukları kuruluşların amacı yoksulluğun ortadan kaldırılması değil, istenen kıvamda varlığını devam ettirmesidir. Yoksullukla gerçekten mücadele etmek isteyen bir kuruluşun atacağı ilk adım hedef kitlesinin bilgi ve birikimini artırarak dünyayı daha iyi anlamasına yol açacak faaliyetler yürütmektir. Bu kuruluşların faaliyetlerine baktığımız zaman yoksul kitlelerin bilgi seviyelerini artırıp içlerinde bulundukları durumdan kurtulmalarına yönelik bir faaliyetin olmadığını görüyoruz. Eğitimle ilgili ancak sloganlar atıyor, eşitlik/eşitsizlik gibi mevzuları sürekli gündemde tutarak faaliyette oldukları toplumların çatlaklarını daha belirgin hale getirip huzursuzluğun sürdürülmesine katkıda bulunmaya uğraşıyorlar. Yoksulluk, kimsenin gündeminde değil anlayacağınız. 

Günümüz dünyasında mücadele edilmesi gereken ilk şey yoksulluk değil, zenginliktir. Servet sahipleri, tamamını kullanmaları asla mümkün olmayan servetleri için hiç durmadan politika üretiyor, kurumlar organize ediyor, politikacıları satın alıyor ve yoksulluğun sürdürülmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Sürekli üretiyor, sürekli kar ediyor ve sürekli biriktiriyorlar. Bu vahşi üretim-biriktirme döngüsünün neticesi olarak yoksul kalanlarsa kendilerine dayatılmış olan çeşitli düşünce kalıplarının içerisinden dışarıya çıkamadıkları için hallerinden memnun, yaşayıp gidiyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları