Yeniden yapılanma soruları
Mehmet Zeki Dinçarslan
Şehrimizin yapım ve yıkım faaliyetleri hızlı bir şekilde devam ediyor fakat eksik olan bir şey var. Eksik olan şey, insanların yapılanlar hakkında bilgi sahibi olmaması. Tepeden inmeci bir yaklaşımla başlamış olan faaliyetler yine tepeden inmeci bir şekilde devam ediyor. Çok affedersiniz, koyunlar için ağıl binaları inşa edilmesine benzeyen bir durum bu: Koyunlara bir şey soran yok.
Konunun bilenleri ve bilmeyenleri var. TOKİ ve Emlak Konut, tüm planları ellerinde bulunduruyor ve bildiklerini sessizce uyguluyor. Konunun bilmeyenleri kim derseniz başta rezerv alanlarda yıkılmış evleri ve işyerleri olanları söylerim. Rezerv alanda mülkü olanların hiçbir şey hakkında bilgileri yok. Bunlar bilgi edinmek için kimin kapısını aşındırıyor? Belediyelerin. Belediyelerde de dişe dokunacak bir bilgi yok. Keza Çevre ve Şehircilik il müdürlüğünün de. İnsanların kafalarında önemli, geleceklerini etkileyecek, kritik soru işaretleri var. Cevap alacakları bir merci de ne yazık ki mevcut değil.
İmar planları nasıl olacak? Nereden yol geçecek? Kaç tane dükkân yapılacak? Kaç tane mesken yapılacak? Dükkanlar tek tip mi olacak? Kaçar m2 dükkân yapılacak? Hepsi muamma. Rezerv alanda yeri olanların aldıkları tek bir cevap var: Bekleyin. Bekleyelim bakalım koruk üzüm olacak mı?
Başka bir soru daha soruyorum. Bu planlar var ya kimsenin bilmediği ve fakat uygulanmakta olan. Bunlar yapılırken kimlerle istişare edildi? Sivil toplum kuruluşlarının planlardan haberi yok. Mimarlar ve mühendisler odası bilmiyor. Şehrin kültürel altyapısını bilen insanlar çalıştı mı plan yapılırken? Mahalle yapılıyor ama mesela fırın yeri planlandı mı? Biliyorsunuz fırınlar önemli Malatyalı için. Bir yerlerde geri dönüşü olmayan hatalar çıkınca bunun bedelini kim ödeyecek? Tabi ki planı yapanlar değil, o şehirde yaşayacak olanlar.
Bu kadar soru işaretine rağmen süreç ilerliyor. Rezerv alanda sağlam binası olanlar var. Ne yapacaklarını bilmez halde günü güne ekliyorlar. Yeniden yapılanma faaliyetleri Malatya'da sürüyor. Malatyalının iyiliği için, Malatya'nın yeninde ayağa kalkması için, Malatyalılardan birkaç önemli bilgiyi esirgeyerek, Malatyalılar hiç dikkate alınmadan sürüyor. Eski bir milli eğitim bakanının sözü aklıma geliyor bu durumda: "şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim". Okullar olmasa çok güzel milli eğitim bakanlığı yapardım demek istiyor. Malatyalılar için aynı temenni mümkün değil zira Malatyalılar zaten yok.