
Yapay ete giden yollar
Mehmet Zeki Dinçarslan
Danimarka'da hayvan haklarıyla ilgili gündem olmak için üç tane domuzu açlıktan öldürmeye karar vermişler. Bir sanat sergisinde hayvanlar açlıktan ölene kadar sergilenecek, böylelikle insanların vicdanlarına hitap edilmiş olacak. Etle beslenen vicdansızlar, domuzlara bakacaklar ve üzülecekler. Ne fark eder, ha açlıktan ölmüş ha kasap kesmiş, hayvan öldürmek bir cinayettir mesajı vermeye çalışıyorlar. İşsizlikten ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Son yıllarda çevreciler ve veganlar, şeytanın sağdan yaklaşması misali, sanki iyi bir şey yapıyormuş gibi saçma sapan şeyleri bize dayatıyorlar. Ayak izlerini duymuş olduğumuz bu kavramlar şirketler sathında popülaritesini üst seviyelere çıkardı bile. Yeşil enerji, yeşil dönüşüm, karbon ayak izi, karbon salınımı... Bu kavramları çocuklarımızın hayatlarına da sokmaya başladılar. Suçluluk psikolojisine sahip çocuklar yetiştiriyoruz. Okullarda karbon ayak izinden bahsedilmeye başlandı ve küçük dimağlar kendilerini küresel ısınmanın sorumlusu olarak görmeye başladılar. İki nesil sonra bütün bu yalanlar gerçekmiş gibi yer bulacak kendilerine ve adeta bir din gibi taraftarları olacak. Bağnaz bir şekilde inanmayanlara eziyet edecekler.
Şunu hemen şuraya yazayım da aklınızda bulunsun. Dünyadaki karbon salınımının yüzde 70'i en büyük 100 şirket tarafından yapılıyor. Yani, bizim çocuklarımıza bize çaktırmadan işledikleri suçluluk duygusu var ya, bütün dünyaya karbon salan o 100 şirketin çalışmalarıyla zerk ediliyor. Kendilerinin daha çok kar ettikleri, insanların daha çok bağımlı hale geldiği bir gelecek tasavvurları var ve sistematik bir şekilde hedeflerine ilerliyorlar.
Yukarıda domuzla ilgili olayı tüm et hayvanları için düşünün. Bunları üreten milyonlarca çiftçinin bahsettiğim şirketlere bir faydaları yok. Tüm bu ürünler fabrikalarda üretiliyor olsa sektörlerin hepsi ölür ve şirketler çok büyük karlar elde ederler. Laboratuvarlarda et üretip insanlığı buna mahkûm etmeyi planlıyorlar. Bunun için önce her şeye en kolay inanan grupları hedef alarak çalışmalar yapıyorlar. Beyaz yakalılar ve çocuklar. Sonrasında bir de bakacaksınız ki dünyada et diye bir şey kalmamış. Herkes, fabrikalarda üretilen ne idüğü belirsiz protein kaynaklarıyla beslenmeye başlayacak. Canım kebapların, tavaların ancak fotoğraflarını görecek gelecek kuşaklar. Yeter ki şirketler daha fazla para kazansın.
Domuzlar açlıktan ölmemiş. Hayvan severler baskın yaparak kaçırmışlar domuzcukları. Bunun gibi olayları daha çok göreceğiz. Ünlü film yıldızları böcek yiyerek küresel ısınma mesajı veriyor. Sanatçılar domuzlarla mesajlar veriyorlar. Bir tane babayiğit de çıkıp şirketlere demiyor ki söylediğiniz her şey yalan. Küresel ısınmayı yapan sizsiniz, suçu sıradan halka atan yine sizsiniz. Sonrasında kendinize yeni pazarlar bulmak için bu yalanları yayan da sizsiniz.
Bu senaryo daha da gelişecek zaman içerisinde. Bizler de çoğu sahnesini göreceğiz. Bakalım yarın hangi yalanlarla gelip elimizden kaşığımızı çatalımızı almaya çalışacak bu zalimler.