Mehmet Zeki Dinçarslan

Sokakta köpek isteyen var mı?

Mehmet Zeki Dinçarslan

Geçenlerde bir sokaktan geçerken birkaç tane köpek arabama doğru hamle ettiler. Başıboş köpek sayısı tüm zamanların rekorunu kırdı kıracak. Arabanın içinde bile korkuyorum köpeklerden. Ayıp mı? 

Bir tane kadıncağız tam oradan geçmek üzereyken köpekler ona doğru hamle ettiler, beni bırakarak. Arabamı biraz yaklaştırdım ki can havli ile sığınacak bir alternatifi olduğunu fark edebilsin. Havil korku demek sevgili okur, can korkusu çekmek cesaretin zıddı bir tavır, korkaklık ifade etse de insanın canında korkması kadar doğal bir durum olabilir mi? Suç mu?

Kadın, cesaretle ilerledi hayvanların üzerine. İlkokul öğretmeninin şefkatle çocuklara kızması gibi parmağını kaldırdı ve köpeklere doğru salladı. Belli ki hayvanları seven bir insandı ve korkmuyordu. Korkmayınca hayvanlar da ona bir iki havlayıp çekilip gittiler. Herkesten aynı cesareti bekleyemezsiniz. Karşındaki hayvan en nihayetinde çakalın, kurdun amcasının oğlu. Ne zaman ne yapacağı belli olur mu?

Herkes bu kadar şanslı olmayabiliyor. Haberlerde okuyoruz, internete videoları düşüyor. Başıboş köpeklerin aç ve bir arada olmaları insanlar için tehlike arz ediyor. Tırnak içine "köpeklerin saldırdığı" yazın ve internetten aratın karşınıza ne haberler çıkacak. Bu işin şakası yok. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?

Sokaklarda köpek varlığını savunanların elle tutulacak bir gerekçeleri yok. Nihayetinde bu canlılar Allah'ın masum yaratıklarıdır ve göz göre göre öldürülmelerini kimse istemiyor. Fakat can güvenliği açısından sokaklarda başıboş dolaşmalarına da engel olmak gerekiyor. Bu bağlamda belediyelerin bunları toplamaları ve bir merkezde barındırmaları akla en yakın çözüm yolu. Alternatif çözüm yolları da ortak akılla üretilebilir. En doğru üretim fikir üretimidir, başıboş köpek üretimi değil.

Hayvanların sokakta başıboş dolaşmaları medeniyet göstergesi değil. Öyle olsa sokaklarında ineklerin özgürce dolaştığı Hindistan dünyanın en medeni ülkesi olurdu ki değil. Başıboş köpekleri beslemek de onlara iyilik etmek değil. Çocuk dilencilere sadaka vermek gibi bir şey. Siz sadaka verdiğiniz için o çocuklar dileniyor. Sürekli besleyemeyecekseniz arada bir beslemenin bir anlamı yok maalesef. Aç kaldıkları zaman yine aynı tehlikeyi arz edecekler. 

NetHaber yazarlarından sevgili Ali Yiğit sık sık değiniyor bu konuya. Mahalle muhtarı olduğu için sık sık bu konuyla ilgili şikâyetler de alıyordur eminim. Bu çağda insanların can yolda yürürken can güvenliklerinden emin olmamaları kadar saçma bir şey olabilir mi? Bir an önce bu konu hem Malatya'da hem de yurt sathında masaya yatırılmalı. Çözüm için hem hayvan severler, hem gönüllüler, hem belediyeler bir masaya oturup fikirlerini beyan etmeli ve soruna kalıcı bir çözüm üretilmeli. 

Yazarın Diğer Yazıları