Malatya'da parklar
Mehmet Zeki Dinçarslan
Parkların durumu dikkatinizi çekiyor mu? Evi parklara yakın olanların Allah yardımcısı olsun. Gürültü hiç kesilmiyor. Gece yarılarına kadar bağırtılar, çağırtılar eşliğinde istirahatlerine başlamaya çalışıyor insanlar. Ne mümkün? Gece olunca şehir, şehirlikten çıkıyor. Sesini etrafa duyurmak, sakin sakin evlerinden oturmuş insanlara adeta meydan okumak için bağıra bağıra konuşan ipsiz sapsız tiplerle doluyor parklar ve birçok diğer alan. Bazen bakıyorsunuz bir kenara çekilmiş bir arabanın içinden sesini gezegenlere duyurmak istercesine açılmış bir müzik sesi yükseliyor. Kavgadan, kargaşadan bahsetmiyorum bile.
Malatya, parklar açısından fena durumda değil. İnsanların günlük hayatın stresini atabilecekleri mekanlar şehrin her yanında var. Orduzu'dan Beylerderesi'ne kadar parklar, bahçeler ailelerin gidip akşam vakti yürüyüş yapacakları, dinlenecekleri, sıcak havalarda serinleyecekleri güzel mekanlar olarak tanzim edilmiş. Yapılırken hedef alınan kitle başka, kullanıcılar başka ama. Gece vakti gidin buraları tek tek dolaşın. Yüksek sesli konuşmalar, yüksek sesli müzikler, açık açık alınan alkol buraların belirleyici özelliği artık. Bir de pislik var ki o da ayrı bir konu.
Parklardaki fiziki kirlilik gürültü kirliliğinin bir yansıması gibi. Geceleri buralarda fütursuzca dolaşan, gürültü çıkaran tiplerin etrafı kirletmemiş olmaları düşünülemez zaten. Bira şişesi bulamayacağınız park yok gibi bir şey. Sadece bira şişesiyle kalsa iyi, parklar genel anlamda pislik içinde. Ailenizle birlikte bir parkta dolaşmaya çıktığınız zaman bin bir türlü kirliliğin de içine girmiş oluyorsunuz. Geçenlerde iki misafirimi gezdirirken Orduzu Pınarbaşı'na yolum düştü. Oturacak yer yoktur diye düşünerek parkı sadece gösterip geçecektim fakat şaşkınlıkla oturacak çok yerin olduğunu, parkın normalde olması gerektiğinden çok daha sakin olduğunu gördüm. İnsanlar artık parklara gelmekten vazgeçmişler gibi. Kimse risk almak istemiyor.
Hanehalkı, toplumdaki en küçük birimi temsil eder. Anne baba ve çocuktan oluşan, toplumun en küçük yapı taşıdır. Planlamalar yapılırken hanehalkının refah ve huzuru hedeflenir zira toplumu oluşturan unsurların en kalabalığı hanehalkıdır. Görüyoruz ki bu çoğunluk, küçük bir azınlık tarafından bastırılmış durumda. İnsanlar, kurulmuş saatler gibi işlerinden evlerine, evlerinden işlerine gidiyor ve dışarıya çıkmak istemiyorlar. Dışarıdaki kural tanımaz azınlık hanehalkının huzurunu kaçırmış gibi. Gecenin birinde parkta bağıran serseriye hanehalkının babası seslenip "evladım ne yapıyorsun sen" dese ya kavga sebebi ya yaralama ya cinayet. Sonunu tahmin edemediği için sesini çıkaramıyor. Son ses müzikle mahalle aralarını dolaşan o otomobile de kimsenin sesi çıkmıyor. Parkları dolduran güruhun kirletme gücüyle başa çıkma ihtimalimiz yok. Ancak evimizde oturup, Allah'ın serserileri ıslah etmesi için dua edeceğiz.