Gül yüzünde göreli
Mehmet Zeki Dinçarslan
Çok sevdiğim bir şarkı var. Münir Nurettin Selçuk tarafından seslendirilen, güftesi yine Münir Nurettin'e ait olan, sözlerini Fatih dönemi vezirlerinden Ahmed Paşa'nın yazdığı bir şarkı. Gül yüzünde göreli zülfü semen say gönül. Dinlemekten bıkmadığım bu şarkı popüler müzik uygulaması olan Youtube da bulunmuyor. Hepimizin alışkanlığı haline gelmiş sevdiğimiz şarkıları bu uygulama üzerinden aratmak. Sevdiğimiz bir şarkıyı burada bulamadığımız zaman şaşırırız, o kadar güveniyoruz internetten her şeyin bulunabileceğine. Fakat maalesef, internette her şey yok.
Eski bir filmde bir şarkı dinledim. Çok hoşuma gitti fakat bırakın müzik uygulamaları, internetin hiçbir yerinde bulamadım. Muhtemelen ya kaybolmuştur ya da tozlu bir arşivin içerisinde yok olmakla keşfedilmek arasındaki bölgede bekliyordur. Aslında internette bulunabilen şarkıların sayısı bulunamayacakların yanında çok az. En popüler olanlar, en yeni çıkanlar, dijital platformların yayınlamak istedikleri sizin karşınıza çıkıyor. En çok seveceğiniz şarkıları hayatınız boyunca dinleyemeyeceksiniz.
Müzik yayını yapan başka uygulamalar da var. Sizin müzik dinleme alışkanlıklarınıza bakarak yeni şarkılar öneriyorlar. Öneriler bazen hoşunuza gidiyor, bazen gitmiyor. Fakat sorunlu olan bir alanın varlığı dikkat çekici: Onlar istiyor, siz dinliyorsunuz. Geçmişe dair olan izler siliniyor. Bir dönem popüler olan şarkıları başka zaman dinlemek isterseniz bulmakta zorluk çekiyorsunuz. İnternet ortamına taşınmamış şeylerse adeta yok hükmünde. Teknolojinin aşırı aktif, bizimse aşırı pasif olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Keşke müzik sadece taş plaklarda olsaydı da dinlemenin bir tadı olsaydı. Her şeyin cılkı çıktı.
Müzik üzerinden anlatmaya çalıştığım şey aslında müzik değil. Bütün teknolojiyi ellerinde bulunduran güç odakları tarafından yönetilen hayatlarımız var artık. Onların istediği şeyleri dinleyebiliyoruz sadece. Münir Nurettin'in rast makamında bestelediği o muazzam eseri dijital ortamlarda kendi sesinden dinleme şansınız yok artık. Bunun gibi sayısız eseri dinleyemediğiniz gibi onların bilmek istediklerinden fazlasını bilmemeniz için kurulmuş olan bir düzen var.
Dijital dünya hücuma kalkmış sizin kişiliğinize kılıçlar sallıyor. Kültürünüz gereği normal sayamayacağınız şeylere o kadar maruz kalıyorsunuz ki, on-on beş yıl önce asla kabul edemeyeceğiniz şeyler bugün sizlere normal gelmeye başlamış durumda. İnsan DNA'sı ile oynanmasını, genetiğinin değiştirilmesini beklemeyin zira dijital baskıyla çok kolay değiştirilebiliyor artık insan. Onlar ne istiyorsa onu düşünüyor, ne izletirlerse onu izliyor, ne dinletiyorsa onu dinliyorsunuz.