Lütfü Caner

Ümmetin yumuşak karnı tarikatlar

Lütfü Caner

Günümüz Türkiye’sinde spor, ekonomi, siyaset veya her hangi bilimsel bir konu ile ilgili görsel veya yazılı medya da bir konu tartışıldığında; mutlaka  konunun  uzmanı bazı kişiler çağrılıyor ve programlarda tartışmalar öyle yapılıyor. Fakat maalesef  son yıllarda, Türkiye’de yazılı basın veya görsel medyada gündemde olan her hangi bir dini konunun tartışması söz konusu olduğunda, birde bakıyorsunuz bazı medya kuruluşları dini konularla hiç ilgisi alakası ve bilgisi olmayan  bazı insanları çağırıp dini konular tartışılıyor ve o  bazı kişilerin kulaktan dolma yalan yanlış eksik bilgileri dikkate alınarak, sansasyonel gündemler oluşturulup mütedeyyin dini inançlarını yaşamaya çalışan  kesimler üzerinde çeşitli algı operasyonları ve baskılar kuruluyor...

Evet, diğer önemli bir konu ise; bazı din uzmanları televizyon ekranlarından dini konuları tartışırlarken, geleneksel ve gerçek  dini kaynaklarla alakası olmayan ve adeta Kur’an ile çelişen bazı  bilgilerle, Kur’an’a karşı adeta bir cephe açarcasına bu yanlış olan geleneksel bilgilerini inatla savunmaları insanı gerçekten üzmektedir.

Diğer önemli bir konu ise özelikle son yüz yılda, ehil olmayan bazı kişilerin tarikat ve tasavvuf kurumlarını kendi şahsi çıkar ve menfaatleri uğruna alet etmeleri, adeta Müslümanların yumuşak karnı haline gelmiştir. Örneğin zaman zaman bazı kişilerin İslam’ın  ve Osmanlı döneminde, Kur’an ilmiyle ilim irfan öğreten tasavvuf ve Tarikat gerçeğinden uzak, kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hareket etmeleri, Kur’an ve İslam gerçeği ile çelişen bazı manzaralar sergilemeleri, Müslümanları derinden üzmektedir. Diyanet işleri Başkanlığı neden Kur’an ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) süzgecinden bu sözde bazı  olumsuz bazı  tarikat ve tasavvuf  yapılanmalarına karşı gereken tedbirleri almıyor ve müdahale etmiyor? Gerçekten ümmet merak ediyor?

Gerçek Kur’an ilminden uzak, Peygamber Efendimizin (s.a.v) gerçek  sahih sünnetinde uzak, Arapça ve Fıkıh ilminden haberi olmayan, başına sarık saran, sakal bırakan ben şeyhim diye etrafına bir kaç yüz kişi toplayan şarlatanların  olduğu günümüzde, elbette ki İsrail, ABD ve İngiltere dış istihbarat örgütleri bu sahtekar insanları kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışacaktır. Son yıllarda bu  bazı olumsuzluklar var diye, elbet eki Kur’an gölgesinde İslam’ın Dünyaya yayılmasında büyük hizmetleri olan Şahı Nakşibendileri ve Osmanlı’nın  manevi kurucu önderleri olan Şeyh Edebalileri, Hacı Bektaşı velileri, Hacı Bayram velileri ve Büyük Osmanlı devletinin oluşmasında büyük gayretleri olan daha nice manevi önderleri unutmayacağız ve onları hep hayırla yad edeceğiz... Yani gerçek ilim ehli hocalarımızı, alimlerimizi ve  sahtekar sözde bazı şeyhleri ve hocaları biri birinden ayırmayı çok iyi bileceğiz...! 

Selam ve Saygılarımla...

Yorumlar 1
Osman Baharçiçek 21 Ekim 2020 14:50

Ellerine sağlık üstat. Gerçek ilim ehli alimlerin görüşlerini merak eden düşüncelerini yansıtmak isteyen hiç bir tv kanalı yok maalesef. Çünkü kimse hakikat peşinde değil herkes reyting ve çıkar peşinde. İnsanımız da böyle hakikat çoğumuzun işine gelmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları