Ümmetin yumuşak karnı tarikatlar (2)
Lütfü Caner
Ümmetin yumuşak karnı tarikatlar adlı ilkyazımdan dolayı bazı olumsuz tepkilere muhatap oldum. Bazı değerli okuyucularımız şahsıma sitem ederek diyorlar ki; Lütfü Caner Malatya’nın birçok sorunları dururken, bu tarikatlar konusunu gündeme taşımanın ne gereği vardı diyorlar?
Aslında bu soruya, değerli okuyucularımızın da kabul edebilecekleri kapsamlı olarak verilecek birçok cevap, yüce Kitabımız Kur’an-I Kerim müktesebatlı kaynaklardan mevcuttur. Fakat gazete köşemin yer darlığı nedeni ile konuya detaylı olarak değinemiyoruz. Ancak özet olarak kısa ve özet bazı cevaplar vermekle yetineceğiz.
Elbette ki, bazı vatandaşlarımızın sık sık söyledikleri gibi, Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) döneminde, Mezhep, Tarikat ve Tasavvuf ekolleri yoktu. Mezhep, Tarikat ve Tasavvuf ekolleri, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve İslam’ın dört büyük halifesi HZ. Ebubekir, Ömer, Osman ve Hz. Ali Efendimizin vefatından takriben 150 ve 200 yıldan sonra meydana çıkmış ekollerdir.. Keza Hadis-i şerifler konusu da yine Peygamber Efendimizin vefatından 200 - 250 sene sonra derlenmiştir..
Peki, Yüce Rabbimiz Allah'u Teala Kur’an-ı kerimde buyuruyor ki:
“İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.” (Maide, 5/3) Ayetinde diyor...
Madem ki Yüce Rabbimiz Allah-u Teala, Peygamber Efendimiz vasıtası ile Kuran-ı Kerimin Tamamlanması ile dinimiz İslam’ın tamamlandığını bize haber veriyor; o zaman İslam’dan 150 ve 200 yıl sonra meydana gelen Mezheplere, Tarikatlara, Hadis ve Rivayetler ne gerek vardır diye bilir miyiz?
Değerli okuyucularım: Bu sorunun cevabını vermek, araştırmacı gazeteci yazar bir kişi olarak benim haddime değildir ve bu sorunun cevabını ancak ilahiyatçılarımız, gerçek din uzmanlarımız ve ehli olan değerli din alimlerimizin vermesi gerekir... Çünkü son yüz yılda özelikle ülkemizde gelmiş geçmiş çeşitli siyasi iktidarların ve sistemin, insanların nezdinde adeta dini eğitimi sisteminde önemsememesi ve adeta gereksizmiş gibi dine karşı bir yaklaşım içinde olması hasebi ile yeni yetişen nesiller maalesef doğru dürüst dinlerini öğrenememiş ve adeta ülkemizde son yüz yıldır her kafadan bir ses çıkıyor tabiri gereğince adeta sapla saman biri birine karışmış bir vaziyettedir...
(DEVAM EDECEK İNŞALLAH)