Lütfü Caner

Üç günlük dünya hırsı uğruna, Allah'ı unuttuk maalesef!

Lütfü Caner

Altı Şubat depreminden bir yıl önceydi. Bir gün İlkokul sınıf arkadaşım, eğitimci öğretmen olan ve daha sonra emekli olduktan sonra, Malatya Şire pazarında kuru kayısı ticareti ile iştigal eden değerli bir sınıf arkadaşıma, telefonda şöyle bir hal hatır sorduktan sonra, kayısı fiyatları konusunda biraz sohbet etmiştik.

 Sınıf arkadaşımla yaptığım bu telefon görüşmesinden bir ay önce’de bir akrabamdan iki kilo iyisinde (patik) kayısı alıp bana kargo ile göndermesini rica etmiştim ve kayısı fiyatlarının 35 TL civarında olduğunu öğrenmiştim.

O gün telefonda Eğitimci esnaf arkadaşımla sohbet ederken, kayısı fiyatlarının ne durumda olduğundan filan söz ediyorduk. Kayısı ticaret yapan eğitimci arkadaşımda bana aynen şöyle dedi: “Vallah Caner üstadım, kuru kayısı fiyatları bu hafta itibariyle 135 lira oldu, ihracat’ta çok iyi gidiyor. Esnaf iyide dolar kazanıyor, durum böyle giderse, daha da yükseleceğe benziyor,” deyince; bende peki hocam iyi de, dolar geliyor, fiyatlar yükseliyor, yani demek oluyor ki, bu sene, Malatya halkı ve Türkiye’de ki fakir fukara kayısı yiyemeyecek demektir bu senin söylediğin duruma göre?

Sözünü ettiğim Eğitimci esnaf arkadaşım bana aynen şu cevabı verdi: “Ya Caner üstadım, esnaf çok iyi dolar kazanıyor, millette yemeyi versin” deyince;

(Bende şu cevabı verdim: Bak hocam; Türkiye'de bir buçuk yıldır zincir marketler her gün yaptıkları zamlarla milletin ve fakir fukaranın belini zaten büktüler. Malatya Kayısı esnafının böyle zam yapmasının hesabını Vallahi Allah sorar hocam dedim. Bak hocam bu söylediğimi sakın unutma dedim.)

Evet, eğitimci arkadaşımla o gün yaptığım o telefon sohbetinde, o esnaflık yapan arkadaşım son söz olarak telefonda bana şunu söyledi: “Vallah Caner üstadım, esnaf çok iyi dolar kazanıyor, kimsenin senin söylediklerini düşünecek hali filan yoktur” dedi bana..

Evet, değerli okurlarım: Hiç kimse kusura bakmasın, çünkü biz insanlar hep yaptıklarımızın cezasını çekiyoruz. Fakat bir türlü oturup ta başımızı iki elimiz arasına alıp biz ne yapıyoruz demiyoruz ve yaptıklarımızın doğru mu, yanlış mı olduğunu hiç düşünmüyor ve muhasebesini yapmıyoruz maalesef.

Çünkü çok ama çok Şükürsüz bir millet olduk. Yarın mahşer gününde tüm bu yaptıklarımızın hesabının bizden bir bir sorulacağını çoğumuz unuttuk maalesef, kimse kusura bakmasın, dolar kazanıyorum, zengin olacağım diye her gün zam yapanla, sebze, meyve ve milletin temel gıda maddelerini dağlara, çöplere ve ıssız yerlere dökenlerle ne farkımız kaldı söylerimsiniz?

Bakınız: Cenabı Allah Kur’an’ı Kerim’de ne buyuruyor:

"Allah rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir."

(Ra'd Suresi, Ayet 26)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa bir ikincisini ister; onun (bu ihtirasını) ancak toprak (ölüm) doyurur. Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder."

(Müslim, Zekât, 117) / Kaynak:www.doğruhaber.com.tr

Hiç kimse kusura bakmasın, nasıl ki, Endülüs devleti İslamdan uzaklaşınca yok oldu. Selçuklu ve Osmanlı devleti nasıl ki son dönemlerinde gaflete düşüp Allah'ın emir ve yasaklarında uzaklaştılar yok olup gittiler. İşte sözde halkı Müslüman olan 57 İslam ülkesinin hali ortadadır. Yüce Rabbim bize bu gafletten uyanmayı tez zamanda nasip etsin İnşallah..

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları