Lütfü Caner

Malatyalı Kardeşim Fahiş Fiyatları ve Fırsatçılık Yapanları Şikâyet Et. (2)

Lütfü Caner

Evet, bende dükkândan çıktım ve bir gün sonra bu konuyu, inşaat işlerinde anlayan bir arkadaşımla konuşurken; arkadaşım bana; “çok affedersin; sen boş ver o soyguncu pezevenkleri, eğer sen istiyorsan; ben sana Elazığ'da bir firmanın adresini vereyim, onlardan betonun mikâbı 1.600 liradır” dedi.

 “Eğer istiyorsan; ben sana firmanın adresini vereyim, sen yarın sabah Elazığ'a giden minibüslere atla bu firmaya git, onlar sana yardımcı olur ve betonunu getirip sana 1.600 liradan dökerler ve yol uzun ve farklı olduğu için, senden nakliye filanda asla almazlar” dedi.

Bende bir gün sonra Elazığ'a giden minibüslere atladım Elazığ'a gidip o firmayı buldum ve beton mikâbı fiyatlarını sordum. Firma sahibi bana şöyle bir bakıp, gardaş sen Malatya’da uzun yolda geldin ve şimdi öğlen oldu ve sen açsındır deyince; bende yok aç değilim dememe rağmen; adam hemen elemanına, bir çorba, kebap ve tatlı getirmesini söyledi ve bana dönüp, doğrudur beyefendi, bizde betonun mikâbı 1.600 TL’dir.

 Yalınız Malatyalı kardeşlerimiz deprem mağduru olduğu için biz firma olarak betonun mikâbını 1.400 TL’den veriyoruz dedi ve ben orada o firmanın yetkilisinin bu açıklaması karşısında ağlamamak için kendimi zor tuttum vallahi.

Çünkü benim Malatyalı firma sahibi hemşerilerim beton firmaları, sanki ağız birliği yapmışçasına betonun mikâbını deprem sonrası, 2.600’liradan bir kuruş aşağı inmezlerken; Elazığ’da, bazı firmalar deprem nedeni ile Malatya’ya betonun mikâbını 1400 liradan verdiler.

Elâzığ ile Malatya arasındaki mesafe 103 kilometredir ve en hızlı şekilde ancak 1 saat 50 dakika gidersiniz. Elazığlı kardeşlerimiz; İşte Malatya’nın en dar ve acı bir zamanında, böylesine değerli bir kadirşinaslık gösterip büyük bir insanlık ve kardeşlik örneği sergilediler ve gerçek Malatya halkı Elazığlı kardeşlerimizin bu kadirşinas davranışı ve kardeşliğini hiçbir zaman unutmayacaktır.

Evet, değerli kardeşlerim; bu gün vatandaşın cebine göz dikmiş içimizde birileri eğer, serbest piyasa ekonomisi var, kimse bana karışamaz diyerek; kanun ve yasaları çiğneyip fahiş fiyatlar uygulayıp haksız kazanç elde edip içimizdeki bu bazı dış mihrakların içimizdeki işbirlikçileri ile beraber, mevcut iktidarı devirmek uğruna, son dört yıldır, CIA ve MOSSAD ajanları ile beraber, Anadolu'da üreticiyi tehdit edip kıskaca alıp, sen ürettiğin malı bize satmaya mecbursun deyip zorla üreticinin malını yok pahasına çok ucuza alıp milletin gözleri önünde derelere, dağlara, çöplere ve ıssız yerlere döküp videosunu da çekip her gün bu milletin gözlerinin önünde sosyal medyada, internette yayınlıyorlarsa; bu demektir ki, Amerika ve İsrail demek istiyorlar ki; biz er veya geç, Türkiye'yi bölüp parçalayacağız ve eninden sonunda büyük Ermeni Kürt Devletini kuracağız demek istiyorlar.

İşte bu durum karşısında biz Müslüman Türk vatandaşları olarak görevimizi yapıp, içimizde esnaf kisvesi altında fahiş fiyat uygulayanları, stokçuluk yapanları, sebze ve meyveleri derelere ve çöplere dökenleri, evlerini fahiş kiralarla kiraya verenleri, ilçemiz de, Mahallemiz de semtimizde ve sokağımızda, devletin kaymakamlıklarına, jandarmasına, valiliklere ve Ticaret Bakanlığına mutlaka şikâyet edip, vatandaşlık görevimizi mutlaka yapmalıyız.

İşte 15 Temmuz’da, Amerika destekli Fetö’cü darbe girişimi vasıtası ile az daha ülkemiz parçalanıp bölünecekti. Sayın Cumhurbaşkanımız o gece herkes meydanlara deyip milletin önüne geçmeseydi, Amerika ülkemizi parçalayacaktı.

İşte onun için ısrarla diyoruz ki; şu son üç, dört yıldır internete ve sosyal medya’da bu milletin gözlerimizin önünde sebze ve meyveleri, Tırlara ve Kamyonlara yükleyip götürüp milletin gözlerinin içine baka baka götrüp çöplere ve derelere döküp videosunu bu millete izlettirmek basit bir üreticinin ve köylünün yaptığı bir eylem değildir.

Zarar eden çiftçi, köylü ve üretici, tır kamyonuna para verip, işçiye para verip ürettiği malı götürüp video kamerası önünde dağlara, çöplere ve ıssız yerlere dökmez değerli okurlarım.

Bu işin arkasında; Kafkasları ve Ortadoğu’yu elinde kaçırmakta olan Amerika ve İsrail ve bazı Avrupa devletleri var ve asla Güçlü bir Türkiye istemiyorlar.

Çünkü artık Amerika’yı dinlemeyen bir Türkiye’ye ve bir Erdoğan var. Onun için Amerika Türkiye'ye ve Erdoğan'a diz çöktürüp, parçalayıp bölmek istiyor veya 2002 öncesi gibi eski Türkiye’de olduğu gibi, içimizde kendi işbirlikçileri vasıtası ile kendilerine göbekten bağlı kukla bir lider bulup, Türkiye’nin son 20 yılda yaptığı bütün hizmet ve yatırımlar, Amerika'nın çıkar ve menfaatlerine ters düştüğü için, bu hizmetleri yok edip, Türkiye'ye yine ikinci bir Lozan antlaşması gibi antlaşma yaptırıp, bir yüzyıl daha Türkiye’yi babalarının çiftliği gibi sömürmek istiyor Amerika ve ortakları..!

Evet, yıllardır oynanan bu oyunu ve bu tezgâhı sen halen anlamadın mı ey Müslüman Türk Kardeşim..?  

Yazarın Diğer Yazıları