Lütfü Caner

İmar konusunda maalesef, cezalar caydırıcı değil!

Lütfü Caner

Sayın çok değerli okurlarım: gözlerimdeki bir rahatsızlıktan dolayı, son dört aydır sizlerle beraber olamadım ve haftalık köşe yazılarımı yazma imkânı bulamadım. Çünkü her iki gözümden de oldukça önemli bir tedavi görmekteyim. Ve bu tedavilerim maalesef altı ay boyunca devam edecektir. Siz değerli okurlarımın, benden hayır dualarınızı esirgemeyeceğinizi umuyor  ve selamlarımı arz ediyorum.. Lütfü CANER

Evet değerli okurlarım: bölgemizde meydana gelen Asrın felaketine kısaca değinecek olursak, 1999 Gölcük Depremine rağmen; 24 Yıl boyunca bazı inşaat firmaları maalesef geçen süreçte meydana gelen birçok depremden İbret almadılar ve yaptıkları inşaatın malzemesinden çalmaya devam ettiler. Aslında bu tahribatın asıl sorumluları:  yüz yıllık laik ve seküler yaşam sürecinde, para kazanmaktan başka hiçbir amaçları olmayan ve sistemin nasıl bir insan profili yetiştirdiğini bize gösteriyor

Evet, Türkiye’nin bütün gündemlerini geride bırakan asrın depremi diyebileceğimiz büyük bir afet yaşandı.  Bölgede şu anda 11 ilimizde depremin 36’ıncı günü itibarı ile “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Malatya Afet Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada: Bakan Soylu, “enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiğini ifade ederek, "Devletimiz büyük bir gayretle sahada mücadele ediyor" dedi. Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 48 bin 448 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini açıkladı.” Kaynak: www.cnnturk.com

Malatya Net Haber Gazetemiz adına, milletimizin başı sağ olsun diyor ve yaralılarımıza  Allah’tan bol şifalar diliyoruz.. Evet, Yüce Rabbim biz kullarını zaman zaman değişik vesilelerle uyarıyor ikaz ediyor. Fakat maalesef biz bazı insanlar hiç ama hiç bu Allah’ın zaman zaman bize yaptığı çeşitli ikazlardan hiç ibret almıyoruz ve dünyanın geçici bazı menfaatleri uğruna, sapkınlığa, adaletsizliğe ve  suç işlemeye göz göre göre devam ediyoruz..

Düşünebiliyor musunuz; Malatya’nın bir bölgesinde, daha yeni yapılmış altı aylık binanın nasıl çöktüğünü bütün Türkiye izledi. İnşaat sektöründe ki birçok firma paranın şehvetine öylesine kapılmış ki, milletin hayatı onlar için hiç ama hiç önemli değildir..

Özel sektördeki birçok firma:1999 Gölcük depremini gördü. Van depremini gördü. Elazığ Karakoçan depremini gördü. Malatya Pütürge, Doğanyol depremini gördü. Ve daha sonra, Malatya ve diğer illerimizde tekrar meydana gelen depremleri görmüş olmalarına rağmen, maalesef bu bazı firmalar, 1999 depreminden sonra yaşadıkları bütün bu deprem süreçlerine rağmen, halen malzemeden çalarak, kalitesiz kum beton kullanarak ve demirden çalarak vatandaşlarımızın hayatlarını adeta hiçe sayıyorlarsa; Sayın Cumhurbaşkanımız ve Devletimiz, bu insanlara ceza filan vermesin, bu insanları boşu boşuna hapiste bu milletin vergileriyle beslemesinler ve ( ACİLEN İDAM CEZASINI) top yekûn meclis kararı ile geri getirsinler. Para kazanmak uğruna insanlarımızın hayatını böylesine hiçe sayan bu (MÜTTEHİTLERİ, TERÖRİSLERİ, ve ÇOCUK TACİZCİLERİNİ) devlet idam cezasına çarpıtılmalıdır..!

Ülkemizin deprem bölgelerinde yapılmış olan (TOKİ) konutlarına bakıyoruz, sapasağlam ayakta duruyorlar. Deprem ülkesi Japonya’ya bakıyoruz; 9,5 şiddetinde deprem oluyor ve en ufak bir tahribat olmuyor binalar yıkılmıyor. Deme ki, depremden korunacak derecede sağlam yapıların yapılması mümkünmüş…

Türkiye’de mevcut ( imar sistemi ) acilen sil baştan yeniden yapılandırılmalıdır.. İki tane sarı öküz satıp cebine üç beş bin lira koyan insanlar asla müttehit olmamalıdırlar.. Son yüz yıldır Türkiye’de müteahhitlik sektörü, imar eğitimi ile hiç alakası olmayan, üniversitelerde bu meslekle ilgili eğitim almış kişilerin tekelindedir. Maalesef yazımın başında söylediğimiz gibi, dört beş baş büyük hayvanını satan bazı kişiler, ceplerine koydukları bir miktar parayla inşaat malzemesi alıp , kalitesiz kum kullanan, Çimento’dan çalan, demirden çalan ve diğer bütün malzemelerden çalan bazı hırsız kişilerin yaptıkları binalar, işte böyle daha altı aylık iken, maalesef depremlerde yerle bir oluyor ve olan vatandaşlarımıza oluyor..!

GEÇEN YAKIN SİYASİ SÜREÇTE; KANTSEL DÖNÜŞÜMÜ ENGELLEMEK İÇİN, CHP’NİN 7000 BİNİN ÜZERİNDE AÇTIĞI DAVALAR VE BAZI KURUMLARIN AÇTIKLARI DAVALAR,  MUTLAKA MİLLETİMİZİN GÜNDEMİNE TAŞINMALDIR…

Artık imar konusunda 80 yıllık palyatif tedbirler değil, cebinde üç beş bin lirası olan simsarlar değil, imar konusu artık, üniversitelerde yetişmiş insanlarla köklü bir revizyona gidilmesi gerekir.. İmar ve müteahhitlik elamanları mutlaka üniversitelerde yetişmelidir…

Mesela: son dört yıldır İstanbul Belediye Başkanlığı elinde olan CHP’nin, İstanbul’da kentsel dönüşümü engellemek için açtığı davaları, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, “CHP ve İBB'nin kentsel dönüşüme karşı 1563 tane dava açtığını” söylüyor.. Kaynak: Yeni şafak Gazetesi

“2015 ve 2023 yılları arasında kentsel dönüşümün iptali için şahsi ve siyasi gerekçelerle Danıştay’a 7 bin 206 dava açıldı. Bu davalardan 768’i CHP’li belediyeler, TMMOB ve Şehir Plancıları Odası gibi tüzel kişiler tarafından açıldı. Geri kalan 6 bin 438 dava ise gerçek kişilerden geldi. Bu kişiler de kimi zaman CHP, kimi zaman başka bazı yapıların etkisiyle dava açtı. Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi”

CHP tarafından kentsel dönüşümü engellemek için açılmış olan bu davalar, mutlaka milletimizin gündemine taşınmalıdır…/  Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları