Lütfü Caner

Erdoğan Giderse Türkiye'yi Bir Yüz Yıl Daha Teslim Alacaklar (2)

Lütfü Caner

Evet, ilk bakışta bazı kesimler Erdoğan’ın Ak Partinin ilk kuruluşundaki  (siyasi ve stratejik hamlesini) henüz anlayamadılar ve ya farkında değiller.. Çünkü Erdoğan, 2002 yılına kadar Türkiye’nin dışarıdan ve içeriden nasıl kuşatıldığını gördüğü için, (ilk dört/ beş yıl)  Amerika ve FETÖ’nün dümen suyuna gider gibi göründü ve Türkiye’yi bu çıkmazdan kurtarmak için, asıl darbeyi daha sonraki yıllarda rakiplerine indirdi...

Mesela Erdoğan ben (BOP)un eş başkanıyım diyerek,  Amerika ve Batı Dünyasına benden size zarar gelmez görüntüsü vererek, onlardan gelebilecek saldırıların önünü bir süre kesti...

 Mesela geçtiğimiz yıllarda Ortadoğu ile ilgili  açıklamada bulunan Amerikan’ın eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice’ın 7 ağustos 2003’te  Washington Post Gazetesinde yayınlanan yazısında şöyle bir başlık var.. “Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu dönüştürmek.” Condoleezza Rice bu yazısında Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurgulamıştır...

Evet, Erdoğan ustaca ve stratejik bazı hamleler ile (BOP) projesini işlevsiz ve kadük bir duruma getirerek ve geçersiz kılmayı başardı.. Daha sonraki yıllarda, 2005 ve 2009 arası Amerikan dışişleri bakanı olan, (Condoleezza Rice) bu durumu fark etmiş ve şöyle demişti: “Erdoğan (BOP)  projesi konusunda bizi kandırdı ve BOP’u işlemez hale getirdi,” minvalinde bir açıklamada bulunmuştu...

Evet, gerçekten Ak Parti Lideri ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın R. Tayyip Erdoğan, ben BOP’un eş başkanıyım derken,  diğer bir yandan ise çok ince bir siyasetle BOP projesinin tehlikesini farkına varmış ve akıllı siyasi bir manevra ile Amerika’nın BOP projesini devre dışı bırakmıştı...

Mesela Suriye savaşı öncesi Amerika Suriye’ye saldırmak istemişti, Erdoğan engelledi.. Ve yine Amerika nükleer araştırmaları bahane ederek İran’a saldırmak istemişti,  fakat Erdoğan akıllı bir siyasi manevra ile yine Amerika’yı engelledi...

Fakat maalesef İran komşumuz ve kardeşimiz bir ülke olarak bütün bu çabalarımızın kıymetini bilmiyor, bu da ayrı bir tartışma konusudur...

Erdoğan tek başına bir taraftan 80 yıldır Türkiye’yi sömüren Amerika ve Batıyı saf dışı bırakmaya çalışırken, maalesef Türkiye’nin Ana muhalefet partisi ve bazı menfaat ve çıkar çevreleri bütün bu gerçekleri halen görmemezlikten gelerek maniple ederek Erdoğan’a saldırmaya devam ediyorlar...

Oysaki vatandaşlarımızın büyük bir kesimi şu gerçeği asla ve asla unutmamalıdır: 

Her fani gibi ve gelmiş geçmiş her siyasetçi gibi, Erdoğan’da bugün var, yarın milletimiz seçim sandığında biz seni istemiyoruz dediğinde, oda köşesine çekilecek ve yaşı itibarı ille de belki de siyasetten alini eteğini çekecek ve başka birileri iktidar olacaktır...

İşte asıl mesele ve bütün gerçek  budur..!

Fakat maalesef 2002’ye kadar dışarıdan ve içeriden bu ülkeyi yıllarca sömüren çevrelerin çıkar ve sömürü tezgahları bozulduğu için, bu bazı çevreler;  ellerinde ki basın, medya ve televizyonlarla  her şeyi bu millete yalan yanlış ve teres yüz ederek göstermeye devam ediyorlar.. Çünkü yıllardır sürdürdükleri sömürü çarkları sona eriyor...

Mesela diyebilirsiniz ki, peki ERDOĞAN ve İktidarının hiç mi hataları yoktur?  Evet, biz insanız,  (devlete karşı kasıt ve hainlik olmadıkça;)  günlük hayatımızda ve işlerimizde her ne kadar icraatın en güzelini yapmaya çalışsak ta, mutlaka ki elimizde olmayan bazı nedenlerden dolayı  istemediğimiz bazı hatalarımız ve yanlışlarımız  olmuştur ve olacaktır.. Fakat asıl önemli olan, devleti yönetenlerde kasıt, ihanet ve art niyetin olmamasıdır...

(DEVAMI YARIN İNŞALLAH)
 

Yazarın Diğer Yazıları