Lütfü Caner

Adım Adım Türkiye'ye Diz Çöktürme Operasyonu (1)

Lütfü Caner

Türkiye doğruları ile yanlışları ile 23 Haziran sürecini geride bıraktı ve görünürde hayat devam ediyor.. 

Ak Parti’nin 31 Mart’ta Ankara’yı  ve diğer bazı illeri,  23 Haziran’da ise İstanbul’u  CHP’ye kaptırması ile ilgili aydınlar, yazarlar, çizerler ve analistler  sıcağı sıcağına her kes  doğru veya yanlış, bir şeyler söylüyor, yazıyor ve  çiziyorlar.. İdeolojisi ve siyasi görüşlerini her ne kadar beğenmesek te; gerçekten CHP tek başına bu seçimleri kazanmış olsaydı, çalıştılar ve kazandılar diye tebrik ederdik...

Fakat asıl mesele hiçte görüldüğü gibi değil.. Çünkü üzerinde ciddi ciddi düşünülecek kadar çok önemli ve çok vahim bir durum söz konusudur..!

Düşünebiliyor musunuz; CHP, iyi Parti, HDP, PKK, Amerika, Avrupa Birliği, Yunanistan, İsrail ve İsrail Dostu bazı Arap ülkeleri Aynı safta ve R. Tayyip Erdoğan’ın kaybetmesini istiyorlar...

Peki, böyle bir durum karşısında: insan oturup ciddi ciddi hiç düşünmez mi bu durumu?

Ak Partini 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde bazı illeri kaybetmesinin nedenlerini bir iki başlıkta izah etmeye çalışmak,  konuyu basite indirgeyip asıl meseleyi anlamamak ve yanlış yorumlayarak yanlış analiz yamak Türkiye’nin geleceği ilgili yanlış bir değerlendirme olur...

Çünkü Ak Partinin 31 Mart ve 23 Haziran da kaybettiği illerle ilgili eksiklikleri, hataları ve yanlışları bir iki başlık değil, ancak bir kaç başlık altında ayrı ayrı içeriden ve dışarıdan etki eden bazı başlıklarla irdelenmesi gereken geniş  bir analize muhtaçtır..

 23 Haziran seçimlerinin galibi her ne kadar perdenin önünde sahnede siyasi bir aktör olarak Ekrem İmamoğlu olarak görülüyorsa da; asıl gelip bu süreci çok iyi yöneten ve 31 Mart’ta İstanbul İl Seçim Kurulu’nda (seçim tutanaklarını sisteme aktarma esnasında yapılan usulsüzlükleri çok iyi örtbas eden)  ve Ak Partinin bu durum karşısında ki itirazını ve bütün oyların yeniden sayılması talebini reddeden ve çok ince sinsi bir hesapla seçimlerin yeniden yapılması kararını alan YSK ve İstanbul İl seçim kurulu ve perdenin gerisinde göremediğimiz içeriden ve dışarıdaki siyasi aktörlerdir...

Çünkü çok açık bir şekilde, % 10 oy sayıldığında, fark 29 binden 13 bine düştü... İstanbul il seçim kurulu ve YSK bu durumu görünce, bütün oyların sayılması halinde Binali Yıldırımın Büyükşehir Belediye başkanı olacağını çok açık bir şekilde gördüler ve bu durumu karşısında, CHP ve perdenin gerisindeki asıl oyun kurucu aktörleri (ikinci sahneyi devreye koydular) ve bir risk alarak yalınız Büyük şehir Belediyesi seçimlerinin yenileme kararını aldırarak  (bir mağduriyet algısı sendromu ) başlatarak bu algıyı çok iyi işlediler ve siyasette hiç bir amacı, davası ve ideolojisi olmayan ve siyasi konjonktürlerde menfaatlerine göre hareket eden ve gelene ağam,  giden paşam diyen bir seçmen kitlesini etkilemeyi çok iyi başardılar ve amaçlarına ulaştılar...

Tabii ki, testi kırıldıktan sonra akıl veren çok olur misalinden hareketle, doğru veya  yanlış herkes bir şeyler söylüyor ve Ak Partiyi suçluyor.. Hatta bazıları daha da illeri giderek, ben dememiş miydim, oh olsun bak işte kaybettiniz diyerek ahkam kesmeye başladılar... 

Evet, bu kıssa süreçte söylenen bazı söylemlerin haklılık payı olmakla beraber, asıl gerçek siyasi manzaraya baktığımızda, hadisenin o kadar da basit olmadığı ve Ak Parti’nin içinden sürece etkisi olan bazı neden ve faktörlerden ziyade, asıl bu seçim sürecine etkisi olan dış etkenleri bazı kesimler görmek istemiyorlar...

Evet,  Ak Parti kurmayları şapkalarını önlerine koyarak bütün bu nedenlerle ilgili nereden hata yaptık? Ve siyasi sürecin bu duruma nasıl geldiği ile ilgili ciddi bir şekilde kendilerini bir öz eleştiriye tabi tutarak bu gelinen noktayı çok iyi analiz etmeleri el betteki gerekir... 

Aksi takdirde 17 yıl gibi kıssa bir sürede, R. Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye her alanda yaptığı devasa hizmetler, başarılar ve nice büyük icraatlar birileri tarafında üstü örtülmeye çalışılarak, Menderes gibi, Özal gibi, Erbakan gibi, Erdoğan’da siyaset sahnesinden yok edilmeye doğru mahkum edilir...
DEVAMI YARIN
 

Yazarın Diğer Yazıları