Lütfü Caner

80 Yıl Boyunca Baskı ve Dayatma yaptılar (1)

Lütfü Caner

Değerli okurlarım: bugünkü bu yazımızda, 1923’le 2002 yılları arasındaki 80 yıllık süreçte (Türkiye Cumhuriyetinde gelişen yalnızca iki hadiseyi) kısaca belgeleriyle gündeminize sunmaya çalışacağız. Sunacağımız bu bazı tarihi belgeler belki sizleri biraz sıkabilir ve sıkıcı gelebilir. Sizlerden ricamız; ülkemizin geleceği ve genç nesillerimizin geleceği için lütfen bu yazıyı mutlaka sıkılmadan sonuna kadar okumaya çalışarak, ülkemizin kaderi ile nasıl oynandığını görmeye çalışalım.

1-“Türkiye Cumhuriyetinin İlk Anayasasında Devletin Dini İslam’dı?”

“20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen ilk anayasanın (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) 2'nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin dininin İslam olduğu belirtiliyordu. Söz konusu madde, 1924 Anayasası'nda da aynen korundu. 9 Nisan 1928'de TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile 1921 ve 1924 Anayasası'nın 2. maddesinde yer alan "Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır" ifadesi kaldırıldı.. Böylelikle, laiklik ilkesi her ne kadar anayasaya 1937 yılında girmiş olsa da; 1928'den itibaren milletimiz yavaş yavaş alıştıra alıştıra her alanda fiilen uygulanmaya başlandı.  (www.akdeniztelgraf.com)”
 

Yani anlayacağınız; İsmet İnönü'nün önderliğinde 1923'te yapılan Lozan antlaşmalarında, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın resmi kayıtlara geçmeyen perde arkası baskıları sonucu; Milletimizin dinini kaldırılma sözü verilmiş olsa gerek. Ve nitekim 1928 Anayasasında devletin dini İslam’dır ibaresi Anayasamızda kaldırılmış oldu. Çünkü daha sonraki yıllarda, bu ülkede cumhurbaşkanlığı yapmış olan Celal Bayar aynen şu açıklamada bulunuyor: “Biz batılılara LOZAN’DA söz verdik, İSLAMİYETİ bir zaman süreci sonunda halka unutturacağız. Ben bu sözün bekçisiyim. Benden sonrakiler de bu vazifeye devam edecekler.” diyor Celal Bayar…
 

2- TÜRKİYE'NİN HAVACILIK SANAYİ VE UÇAK ÜRETME PROJELERİNİ KİMLER ENGELLEDİ?


“6 Ekim 1926 günü Kayseri’de uçak fabrikasının açıldığı gündür. Fabrika 1926’da, Alman Junkers firmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin anlaşmasıyla, Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adı altında açıldı.

1928 yılında, Junkers firmasının yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu fabrika iflas etti ve Türk Tayyare Cemiyeti fabrikayı satın aldı.

Fabrika, 1931 yılında, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Hava Müsteşarlığı tarafından yeniden açıldı. 1950 yılında fabrika MSB tarafından değiştirilerek, 2. Hava İkmal ve Bakım Merkezi olarak kullanılmaya başlandı. 

Hava Binbaşı Osman Yalçın’ın hazırladığı Türk Hava Harp Sanayii isimli doktora tezine göre, bu fabrikada üretilen uçaklara Türk Hava Kurumu Müzesi’nden veya Hava Kuvvetleri Müzesi’nden erişebilmek de mümkün. Osman Yalçın’a göre, 1926-1935 arası, Kayseri Uçak Fabrikası’nda üretilen uçakların hepsi yurtdışı firmalar tarafından tasarlanmış ve Kayseri’deki üretim, yabancı firmalarla yapılan lisans anlaşmalarına dayanıyor.

Kronolojik olarak, Junkers, The Curtiss Aeroplane and Motor Company Inc., Gothaer Waggon Fabrik A.G., Panstwowe Zaklady Lotnicze, Phillips and Powis Aircraft Ltd. firmalarıyla lisans anlaşmaları yapılmış ve 200 kadar uçak Kayseri’de üretilmiş.

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde Türk Hava Kurumu’nun, kurum hakkında hazırlamış olduğu rapora göre, 1935-50 yılları arası kurum hiç yenilenmedi.

1950 yılında Fabrika, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na (MKEK) satıldı. Ardından, bakım ve ikmal merkezi olarak kullanılmaya devam edildi.

Ancak uçak üretimi sonlandı.”

DEVAM EDECEK
 

Yazarın Diğer Yazıları