Hamza Atlı

Plakamı almış!

Hamza Atlı

Hayırdır lan?
Sen kimsin?
Devlet sana giydiğin üniformayı şerefinle taşı diye verdi.
Millete hava atasın, egonu tatmin edip erkeklik taslayasın diye değil!
Gevendeliğin lüzumu yok!
Sen polissen ben de gazeteciyim, hayırdır?
Havan kime?
Dostlar.
Dün bir mobilya mağazasının emanetini üçgen parkın oradaki bir başka mağazaya götürdüm.
Herkes bilir, orası tek şerittir.
Gittiğim mağazanın önünde araç park edildiği için kısmen yanaşabildim.
Yolu kontrol ettim.
Zaten tek yön gidiş var orada.
Gayet de açık ve akıcı.
Bu hususlarda gelişigüzel park edip insanlara rahatsızlık verenleri kınarım.
Kınadığım şeyi de asla yapmam.
"Acaba" der dönüp dönüp bakarım.
Haliyle sorun yok.
Otobüste, kamyon da rahatlıkla geçiyor yandan.
Hepi topu en fazla 5 dakika.
Emaneti bırakıp çıkacağım.
Şimdi geleyim meseleye.
Keşke ben de senin plakanı alsaydım da akıl edemedim.
Sen benimkini almışsın, duyamadım, mübarek olsun!
Beyaz bir ford courier yanaştı.
Yanaşıp korna çalıp yavaşladı.
Geçemiyor musun, deyip kibarca ve tebessümle cevap verdim!
Sivil, bıyıklı biriydi.
Araç da sivil ekip aracıydı.
Hayırdır, dedim.
"Ben polisim" dedi.
Sen polissen ben de gazeteciyim?
Hava atmak için mi bekledin?
Adam gibi uyarmak için mi?
Veya varsa yetkin buyur cezanı yaz.
Ama "ben polisim" deyip olmadık yerde herkese caka satma.
Benim gibi biri bozar atar seni.
Görevini adam gibi yap, kötüye kullanma.
Bıyık da yakışmamıştı sana.
Sert kayaya çarptığını anlayınca afalladı.
Bana hitaben "arkadaki trafiği görmüyor musun" dedi.
Arkada 3 tane araç var, onları da sen beklettin dedim!
Sen hava atana kadar herşey yolundaydı diye ekledim.
Söylendi, devam etti.
Ön tarafta yine durmuş, göremedim, işime devam ettim.
Önde yeğenim oturuyordu.
Plakanı aldım, sen görürsün, deyip devam etmiş.
Sen mi görürsün yoksa ben mi, Malatya'nın hepsine bu köşede duyururum merak etme!
Hele bir ceza gelsin, seyreyle.
Özrünü kabul etmeyecem gevende!
Bunu da hakaret say, ver mahkemeye!
Uyuz adamları sevmem.
Canın cehenneme!
Artist!
Cakan sökmez bize!
Adam ol!
O üniformaya, kimliğe kurban ol.
Senin gibiler yüzünden memleket iflah olmuyor.
Devletin yüzkaraları!

Yorumlar 9
Fatih 20 Haziran 2024 21:57

Bence bu makalede gazeteci yerden göğe kadar haklı. Çoğu polis gazetecinin belirttiği gibi üniforma erkeği. İstisnalar elbette var. Sayın Hamza Atlı sizi de ayrıca tebrik ediyorum. Korkmadan çekinmeden kaleme almışsınız. Bravo. Birilerinin bunları dile getirmesi gerekiyor. İnsanlarımızın ? böyle bir olay ile karşılaşsa polise saygı duyduğundan değil, korktuğu için ses çıkaramaz. Maalesef insanlarımız birilerini sevdiği, saydığı için değil, korktuğu için saygı duyuyor. Benimde başımdan ramazan ayında polis ile ilgili bir olay geldi. Babam ile birlikte motor ile evime giderken polis aracı aradan çıktı. Durdum yol verdim. Çıktı aradan. Ben gitmesini beklerken birden geri geri gelmeye başladı ve ben hemen arkasındayım. Son anda direksiyonu kırıp santimler ile kurtardım. " Ne yapıyorsun sen !" Diye seslendim. "Ben polisim. Arabayı görmüyormusun" dedi.Bey efendi arabadan inmeye bile tenezzül etmedi. Hiç umursamadı bile. Bende umursamadığını görünce daha da sinirlendim. Suçlu olduğunu biliyordu. Benden böyle bir tepki beklemiyordu galiba. Bende plakasını alınca arabadan inip özür diledi. " kafam çok dalgın. Kusura bakma" gibi sözler ile kendini ifade etti. Bende evime devam ettim gittim. Sonuç olarak: ben orada o tepkiyi vermeseydim ya da bana çarpsaydı. Ben polis olduğunu bildiğim için korkup ses çıkarmasaydım üstüme gelirlerdi. ( tecrübeyle sabit)

Vatandaş... 20 Haziran 2024 21:56

Yorumda gazateci arkadaşı ve net haberi karalama propagandası yapmak isteyenler ya meseleyi yanlış anladılar yadan anladıkları taraf yanlış... Asıl anlatılmak istenen durum, kaba bir tabirle yazılmış olabilir ama yazan kişinin bu konudaki haklılığını, kaba tabir yazılmış zannettiğiniz yazıyla kıyaslayıp, haklılığını yok sayamazsınız. Buranın Malatya olduğunu ve büyük bir deprem atlattığını unutmayalım... Yollar kaldırımlar ve araç park yerleri zaten yok... Beş dakikalık mecburi park yapan bir vatandaşa, geçilecek yol varken, sırf üniformasının arkasına saklanıp, hava atan bir polis olması yerine, bu durumu idare eden, bir tebessümle, bu durumu hava atarak değilde nazikçe uyararak söylemiş olsaydı, şimdi bu yazı yazılmamış ve bizde bu duruma yorum yapıyor olamayacaktık. Bence bu vatan içerisinde yaşayan insanlara, bu vatanı koruma görevi üstlenmiş olanların tavrı bu olmamalı. Bu haberi yaşayan ve yazan sayın HAMZA ATLI yerden göğe haklı, bu durumu sert, kaba ve nezaketsiz bir şekilde hava atan polis memuru yerden göğe haksız... Bir polis memuru durum ne olursa olsun bir vatandaşa tehdid vari konuşmaya hakkı yok... Lafa gelince vatanı için çalışıp çırpınan polis memuru, icraata gelince kendi koruduğu halkını tehdid eden bir polis memuru ... İkisi arasındaki farkı anlayın lütfen....

Merkut 20 Haziran 2024 21:43

Yazdığın her cümlenin altına imzamı atarım. Yorum yapanlarda polisler. O üniformayı giyince insanları tehdit etme hakkına sahip olmuyorsunuz. Bi gariban görünce üzerine çullanırsınız. Ama karşınızda haklarını bilen biri olunca da özür diler el etek öpersiniz. Mesleğini hakkıyla yapan polisleri tenzih ederim.

Profesyonel değil 15 Haziran 2024 09:24

Yazıyı okuduğumda, yazarın yazarlık kalitesinin ciddi anlamda sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, yazı aşırı derecede duygusal ve öfkeli bir dille yazılmış. Bir gazeteci olarak daha objektif ve dengeli bir dil kullanması beklenirdi. Olayları kişisel bir hesaplaşma gibi anlatmak, gazetecilik etiğiyle bağdaşmıyor. Yazarın dili oldukça kaba ve saygısız. "Canın cehenneme!", "Artist!", "Adam ol!" gibi ifadeler, profesyonel bir yazının parçası olmamalı. Bu tür bir üslup, yazının ciddiyetini ve inandırıcılığını ciddi şekilde zedeliyor. Ayrıca, yazıda tekrarlanan ve gereksiz yere uzatılan ifadeler var. Aynı olayın birkaç kere anlatılması, okuyucunun dikkatini dağıtıyor ve yazıyı sıkıcı hale getiriyor. Yazarın eleştirel bir bakış açısı geliştirmek yerine, tamamen kişisel bir husumetle yazıyı kaleme alması da bir diğer önemli eksiklik. Eleştiri yaparken bile belli bir seviyeyi korumak, daha etkili ve saygın bir yaklaşım olurdu. Kendi konumunu kullanarak, bir başkasını aşağılama çabası, yazarın profesyonelliğini sorgulatıyor. Sonuç olarak, bu yazı yazarın yazarlık kalitesini olumsuz yönde etkileyen pek çok unsura sahip. Daha objektif, saygılı ve profesyonel bir üslupla yazılması gereken bir yazı, maalesef öfke ve kişisel saldırılarla dolu bir metne dönüşmüş. Bu haliyle, okuyucuda negatif bir etki bırakıyor ve yazarın itibarını zedeliyor.

Hayirdir 14 Haziran 2024 23:42

Esas sen hayirdir devletin polisine bu ne saygisiz laf etmeler gastexiysen gastecisin lanlı lunlu öyle adamlar gece gündüz beklesin seni sen lan de adama bi saygı önce bir de biyik batmış insanların dış görünüşüyle alay edenler

Şamil 14 Haziran 2024 18:44

Dünya tarihindeki ilk yargılamanın nerede ve ne zaman olduğuna dair kesin bir kayıt olmamakla beraber toplumlar kendi aralarından çıkan suçluları tespit edebilmek için çok uzun bir sürede oldukça komplike süreçler oluşturmuş, şahitlerin ifadelerini analiz eden psikologlardan delillerin sıhhatini tespit eden adli bilim uzmanlarına kadar birçok farklı uzmanı da bu süreçlere dahil etmişler. Bu işler için harcanan emek ve paranın ise ölçülebileceğini hiç zannetmiyorum. Ancak bu yazı vasıtasıyla anladım ki bu kadar çaba, zaman ve para harcadıktan sonra bile sistemde halen eksiklik olabiliyormuş. Adli sistemin bütün parçalarına buradan tek tek sesleniyorum: suç ve suçlu tespitinden gazetecileri ayrı bir kategori olarak değerlendirelim lütfen. Onlar, beyanları şahit tasdikine ihtiyaç duymayacak kadar emin insanlardır, delilleri çürütülmekten azadedir. Hem adaletsizlik karşısında bükülmez bir iradeye sahip olduklarından toplumun daha adil hale getirilmesi için sürekli desteklenmeleri gerekir. En nihayetinde kalemleri ve yazdıklarını yayınlatabildikleri bir mecraları var.

ussalyorum 14 Haziran 2024 18:42

Bu kadar öfke ve küçümsemeyle dolu bir yazı yazmak yerine, durumu daha soğukkanlı bir şekilde değerlendirmelisiniz. Polisin yanlış bir davranışını eleştirmek hakkınız, ancak siz de aynı sertlikle karşılık vermeniz çözüm değil. “Sen polissen ben de gazeteciyim” diyerek durumu kişisel bir çekişmeye dönüştürmüşsünüz, anlattığınız haliyle ilk andan itibaren agresif yaklaşımınıza karşın polisin kendini tanıtmış olması bence sizin açınızdan daha hayırlı olmuş. Karşınızdaki devletin polisi olduğunu bilmeseniz herhalde arabadan sopa almaya kadar gidecek olaylar. Polisin görevi genel asayiş ve düzeni sağlamak, bunu yaparken de kendini tanıtması normal ama sizin gazeteci olarak işiniz şahsi öfkelerinizi elinizdeki imkanlar itibar zedeleme amacıyla kullanmak değil.

ussalyorum 14 Haziran 2024 18:37

Bu kadar öfke ve küçümsemeyle dolu bir yazı yazmak yerine, durumu daha soğukkanlı bir şekilde değerlendirmelisiniz. Polisin yanlış bir davranışını eleştirmek hakkınız, ancak siz de aynı sertlikle karşılık vermeniz çözüm değil. “Sen polissen ben de gazeteciyim” diyerek durumu kişisel bir çekişmeye dönüştürmüşsünüz, polisin kendini tanıtması normal, yaklaşımınız sizin anlattığınız gibiye ilk andan itibaren fazla agresif ve büyümeye müsait olduğundan bence polis olduğu belirtilmiş olması gayet mantıklı, polise bile bu kadar sert yaklaşıyorsanız sıradan vatandaş olsa herhalde arabadan sopayı alacaksınız.

polis 14 Haziran 2024 17:13

Gazetecilik size kolluk kuvvetlerene karşı gelme hakkı tanımaz. Mesleğiniz gereği değil, yanlış parkettiğiniz için uyarıldınız, ceza bile almadınız. Fakat haksız olduğunuz halde bu durumu gazeteye taşıyarak kendinizi gülünç duruma düşürdünüz. Sürekli "gazeteciyim" diye vurgulamanız da ayrı bir seviyesizlik örneyi. Kolluk kuvvetleri, sizin gibi arkasında bir destek olduğunu iddia eden kişiler yüzünden işlerini yapamaz hale geldiler. Utanılacak bu davranışla övünmeniz ise büyük bir ayıp. Bu köşe yazısı, nethaberin utanç vesikasidir.

Yazarın Diğer Yazıları