Hamza Atlı

Neden böyle oldu demeye hakkımız var mı?

Hamza Atlı

Eline geçen gücü hoyratça kullanırsan, liyakatsiz insanlarla her tarafı doldurursan, arsıza, hırsıza yüz verir, göz yumarsan, ümmetin umutlarını hoyratça harcarsan, damadından başka hazineyi teslim edecek adam bulamazsan, aile kurumunun köküne dinamit koyarsan, zinayı serbest edip namuslu insanları küçük yaşta evlendi diye cezaevlerinde çürütürsen, bir nafaka kanununu bile düzeltme gereği duymazsan, adalet terazisinin ölçüsünü kaçırırsan, İnsanları aptal yerine koyarsan, kendinden başkasını adam yerine koymazsan millet de bunları görür ve gereğini yapar. 

Niye böyle oldu deme hakkın da olmaz.

Şimdi Ak Partinin kaybetme nedenlerini kısaca analiz edelim!

AK Parti'ye kaybettiren hatalar....

İstanbul'un ve memleketin geri kalanının Suriyeliler konusundaki tavrı ve düşüncesi önemsenmedi. Şehrin üstüne hesapsızca ve plansızca boca edilen Suriyeliler demografisini ve psikolojisini bozdu.

Aykırı davranış içinde olanlara, kanun ve nizamı bozanlara,  bir yaptırım uygulanmadı. Bu durumdan rahatsız olan İstanbul halkının, "Suriyelilerin tamamına değil"  rahatsızlık veren kesimine tepki gösterdiği anlaşılamadı ve önlem alınamadı. 

Belediye ve teşkilatlardan illallah eden seçmenin sesi duyulmadı. Doğu ve Güneydoğu insanının yoğun olduğu bölgelerde Karadenizli isimler teşkilat başkanı yapıldı ya da belediye başkan adayı olarak gösterildi.

İstanbul'un pek çok ilçesinde halkta karşılığı olmayan isimler aday gösterildi. "Biz bu adaylara oy vermeyiz" diyenlere, "Onlar kızar ama yine gelip oyunu bize verir" denilerek çantada keklik muamelesi yapıldı. 

On binlerce Fetö kumpası kurbanı KHK mağduru aylarca "Adalet" istedi. Kimse bu feryadı duymadı ya da duymak istemedi. 

Her fırsatta, "Fetö operasyonu AK Partililere döndü. KHK ile mağdur edilenler AK Parti'nin tabanını oluşturan insanlardan oluşuyor. Birileri, Fetö ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan AK partili insanları KHK maharetiyle mağdur ediyor" diye yazdık, kimse duymak istemedi.  Yaklaşık 10 yıldır 3600 Ek Gösterge sözü verilen emniyet mensupları bu dönemde de unutuldu. Bu unutkanlığın üstüne, "Tüm memurlara aynı hakkı tanıyacağız" denildi ama bu sözün de üstüne yatıldı.

Yok, madem vermeyecektiniz bu konuyu neden açtınız? Umutlar siyasete malzeme yapılmamalı!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar sesini duyurmak için İstanbul'da yüzbinlerin katıldığı mitingler yaptı. Bir ikna sözü, bir "Sabırlı olun, halledeceğiz" sözü onların tepkisini dindirebilirdi ama bu bile yapılmadı. Bu kesim hakkında söylenen "Şimdi de bunlar türedi" sözü büyük bir kırılmaya neden oldu. 

Aylarca "Beka sorunu var" denildi ve aslında bu söylemin halkta karşılık bulmadığı görülmedi!

Ama hemen akabinde söylenen, "Yallah Kürdistan'a" sözü, HDP veya PKK ile zerre alakası olmayan Kürt kesiminin AK Parti ile arasına mesafe koymasına neden oldu. Muhafazakâr Kürtlerin büyük bölümü 31 Mart seçimlerinde sandığa gitmeyerek tavrını ortaya koydu.

Kürtleri kırdığını düşünüp yeniden kazanmaya çalışan parti yetkilileri bu kez daha beter bir faciaya imza attı. 23 Haziran öncesi Abdullah Öcalan'ın mektubu piyasaya sürüldü. Öcalan'ın kardeşi devletin televizyonuna çıkarılarak konuşturuldu. Bu korkunç hata sonrası Milliyetçi kesim partiden uzaklaştı.

Seçimden iki gün önce Cumhurbaşkanı'nın "Ordu valisine hakaretten ceza yerse o koltuğa oturamaz" demesi, mağduriyet algısı yürüten İmamoğlu'na yapılacak en büyük iyilikti. Bu söz, AK Parti'ye son bir şans vermeye kararlı olan AK Partili seçmenin yüzde 6'lık bir kesiminin İmamoğlu'na yönelmesine sebep oldu. 

İşin içine AK Partili medyayı ve pek tabi ki ekonomiyi de katabiliriz ama uzatmaya gerek yok.

Yukarıda saydığım sebeplerden dolayı partiden uzaklaşanların sayısı milyonları buluyor. Ailelerini ve yakınlarını da katarsak bu rakam artıyor.

Seçmeni öyle ya da böyle partiden uzaklaştırıyorsan, seçimi de bilerek ve isteyerek kaybetmişsin demektir. 

Benlce bütün bu hatalara ve yanlışlara rağmen AK Parti yüzde 45 alıyorsa, öpüp başının üstüne koymalı. Ama başını da iki elinin arasına alıp muhasebesini yapmalı...
 

Yorumlar 2
Gülay Eren 28 Haziran 2019 22:50

Bunca gerçeğin üzerine ekleyecek tek cümle yok tabi anlayana Kalemine Sağlık severek okuyorum

Mehmet kurtuluş 27 Haziran 2019 11:24

Gerçek söze ne denir ki?

Yazarın Diğer Yazıları