Hamza Atlı

Kalbi temiz olana cennet var mıdır?

Hamza Atlı

Kıymetli okurlarım.

Sizleri selamların en güzeli ile selamlıyorum.

Rabbimin rahmeti, bereketi ve mağfireti kutlu yolun kıymetli yolcularının üzerine olsun.

Ramazan ayına kavuşmanın sevincini yaşadığımız şu günlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Dostlar.

Şu dünya hayatında itikadına ve imanına şirk bulaştırmayanlar, ahiret hayatında emniyette olurlar.

"İman edip de imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." (En'am, 82)

Yukarıdaki âyette bulunan "zulmün", "şirk" anlamında kullanıldığını Lokman süresi 13. âyette görüyoruz.

"Lokman, oğluna öğüt vererek;

Evladım! Allah'a şirk koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti"

Yoksa herkes kendine, ailesine, çocuklarına ve çevresinde bulunan canlı cansız varlıklara bazen zulmeder.

Tevhid akidesinden sonra âhirette infak yapmaktan daha büyük bir şefaatçi ve yardımcı yoktur.

"Ey iman edenler! Kendisinde, alışveriş, dostluk ve şefaati bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) infak edin. Gerçekleri inkar edenler elbette zalimlerin ta kendileridir." (Bakara, 254)

İnsanı âhirette kendi amelinden başka hiçbir şey kurtaramaz.

"...Her kişi kazandığına karşılık bir rehinedir." (Tur, 21)

"Her nefis kazandığına karşılık bir rehinedir." (Müddessir-38)

Yani âhirette insanı sadece amelleri kurtaracaktır!

"O gün (âhirette) hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız." (Yasin, 54)

 "...Onlara: İşte size cennet, yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona varis kılındınız diye seslenilir." (Âraf, 43)

"Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka hiçbir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir." (Necm, 39, 40, 41

Fakat bazı âyetler âhirette kurtuluş ve saadetin Allah'ın merhamet ve mağfiretine bağlı olduğunu söylüyor.

"O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez.

Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir." (Duhan, 40, 41, 42)

Ben uzun zaman önce bu konuda çok düşündüm.

İnsanlar kendi amelleriyle mi, yoksa Allah'ın rahmet ve mağfiretiyle mi cennete girerler?

 En doğrusunu Allah bilir.

"Hava ne kadar güzel olursa olsun, yağmur ne kadar bereketli yağarsa yağsın, güneş ne kadar güzel açarsa açsın, rüzgar ne kadar olumlu olursa olsun, toprakta tohum olmayınca orada bir şey bitmeyecek, o topraktan asla ürün alınmayacaktır!

Evvela gayret, sonra rahmet! 

Yani ameller tohum ve çekirdek gibidirler.

İnsanların amelleri ve emekleri Allah'ın rahmet ve mağfiretini celbeder.

Amel ve emek olmayınca rahmet ve mağfiret tecelli etmez.

Allah'ın rahmet ve mağfireti amellere bağlı bir durumdur.

Amel çekirdekleri içinde en bereketli olanı da infak çekirdeğidir. 

"Bire yedi yüz, durumuna göre sonsuz bir sevabı vardır." (Bakara, 261)

"...rahmetim her şeyi kuşatmıştır.  Onu, takva sahiplerine, arınanlara ve âyetlerimize iman edenlere yazacağım" (Âraf, 156)

Tohum ve çekirdekler ameli, yağmur, güneş, hava ve rüzgar Allah'ın rahmet ve mağfiretini temsil ederler.

Dolayısıyla hiç çalışma ve emek olmadan sadece dua ederek Allah'ın yardımını beklemek cehalettir.

İnsan ilk önce üzerine düşen görevi yapmalı sonra Allah'ın rahmet ve mağfiretine güvenmelidir.

Yüce Allah'da üzerine düşen görevi mutlaka yerine getirecektir.

"...Müminlere yardım etmek bize düşen bir görevdir" (Rum, 47)

"...Allah kâfirlere müminler aleyhine yol vermez" (Nisa, 141)

Vahiy'den bağımsız olarak asla hidayet olmaz. Yani Allah hiç kimseye vahiyden bağımsız olarak hidayet vermez.

Hidayet bulmanın ve hidayete ulaşmanın tek yolu Kuran'dır.

(Sebe, 50- Bakara, 159- Fussilet, 44)

Tevhid ve infak olmayınca da rahmet ve mağfiret olmaz.

"Allah müminlerden, mallarını ve canlarını kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır.

Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler.

Bu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak olarak verilmiş bir sözdür.

 Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır.

O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu gerçekten bir kurtuluştur." (Tevbe, 111)

Selam ve dua ile.

Yazarın Diğer Yazıları