
Dijital Köleler!
Hamza Atlı
Rafadan Tayfa'yı benim gibi, çocuklarıyla çizgi film izleyenler bilir.
Hatta severek izleyenler bile vardır.
Benim favori çizgi filmim "Oscar Çöllerde" olsa da Rafadan Tayfa'yı da izliyorum bazen.
Nihayetinde çocuklar söz konusu olunca tercih hakkımız olmayabiliyor:)
Bu Rafadan ekibi bir de "Dijital Tayfa" diye bir veya birkaç bölüm çekmişlerdi!
Dijital Tayfa...
Dijitalleşen insanın içler acısı hali...
Onlar bunu pek de eleştiri konusu yapmamış olabilirler ama acınası bir haldeyiz!
Misafir gelince bile story ve durumlara bakan bir millet olduk!
Aynı evin içinde merhabamız yok!
Sıla-i Rahim yerini akrabaların whatsap guruplarına bıraktı!
Acaba telefon da bizi kınar mı diye merak ettiğim bile oldu.
Bu kadar bakmasanız bana...
Sizi sizden çalıyorum der gibi...
Telefon Bağımlılığı görünmez kelepçeler taktı bileklerimize...
Bir sabah uyanıyorsunuz ve ilk yaptığınız şey telefona uzanmak oluyor. Bildirimleri kontrol etmeden, sosyal medyada hızlıca gezinmeden, birkaç mesaj atmadan güne başlamak neredeyse imkânsız gibi. Peki, bu durum ne zaman sıradan bir alışkanlıktan bağımlılığa dönüştü?
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor, ancak farkında olmadan bizi görünmez kelepçelerle kendine bağlıyor. Sokakta yürürken, toplu taşımada, bir kafede otururken etrafınıza bakın. İnsanların büyük çoğunluğu telefon ekranına gömülmüş durumda. Bir zamanlar birbirimizle sohbet ettiğimiz masalar, şimdi sessizce ekranlara bakılan yerlere dönüştü.
Telefon bağımlılığı sadece zamanımızı çalmakla kalmıyor; ruh halimizi, sosyal ilişkilerimizi ve hatta sağlığımızı da etkiliyor. Sürekli bildirimlere maruz kalmak, dikkatimizi dağıtıyor, zihnimizi yorgun düşürüyor. Birkaç dakika sürecek bir mola için elimize aldığımız telefon, saatlerimizi fark etmeden yutan bir kara deliğe dönüşüyor.
Peki, çözüm ne? Teknolojiyi bilinçli kullanmak. Günlük ekran süresini kontrol etmek, bildirimleri sınırlandırmak, telefonsuz anlar yaratmak… Belki de en önemlisi, anı yaşamak. Çünkü ekranların ardında kaybolurken, gerçek hayatın sunduğu güzellikleri kaçırıyoruz.
Telefonlarımızın esiri değil, bilinçli kullanıcıları olmayı başarabilirsek, teknoloji bize zarar vermek yerine hayatımızı daha anlamlı kılabilir. Ama önce kendimize sormalıyız: Gerçekten telefonumuzu biz mi kontrol ediyoruz, yoksa o mu bizi?