Alparslan Kuytul'a Zulmediliyor Mu?
Hamza Atlı
Bu başlığı okuyan birçok kişi içinden "evet veya hayır" dedi bile...
Lakin severken veya buğzederken adil miyiz?
Evet veya hayırı neye/kime göre belirliyoruz?
Nefsimize, idarecilerimize veya medyada gördüklerimize göre mi? Yoksa Kuran ve Sünnete göre mi?
Ölçümüz ne? Kimi ne oranda seveceğimizi, kime karşı ne derece adil olacağımızı kim belirleyecek?
Allah mı? Kulları mı?
Görüyorum ki toplumumuz birçok anlamda "ölçüyü" şaşırmış.
Kendinden olan ne yaparsa yapsın "gül uzatırken" hata ve günahlarını sözüm ona "mübah" görürken, kendinden olmayanı "afaroz" ediyor!
Malumunuz geçen haftaki yazımda yine konum Alparslan Kuytul'a olan ziyaretimdi...
Şimdiye kadar en çok "tık" alan yazımla ilgili yüzlerce yorum aldım. Özelden onlarca mesaj, onlarca kişiden akıl...
Yazımı yayımlamayan, ağababaları ile papaz olmak istemeyen, yayımlarsak başımız ağrır diyen gazeteler de oldu!
Yine de yazımın onbinlere ulaşmasına engel olamadılar!
Yazımı okuyup yorum dahi yapmayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler hayli fazla...
Savunan, hak veren, kendisi gibi düşünmediği halde adil olmaya çalışıp "evet bu adama zulüm var" diyen de çok...
Kendisini kahraman gibi gören de, terörist ilan eden de, acımasızca eleştiren de çok...
Herşeye ve herkese rağmen, en adil olandan korkarak diyorum ve inanıyorum ki "bu adama alenen zulmeden bir sistem" var ve bu sistem bizim "sessizliğimizden" besleniyor!
Hani bizler "zulme karşı en azından buğzetmeyi" emreden bir dinin mensuplarıydık?
Zulme sevinenler hangi kategoride?
Geçmişte kendilerine zulmedilen, geçmişin hızlı mücahitleri, şimdiki zamanın güçlü müteahitleri neden sessizler?
Dostlar...
Şimdi Alparslan Hocaya sorduklarıma geleyim.
-Hocam mevcut sistem (laik düzen) küfür sistemi midir?
-Evet, öyledir.
-Peki başındaki şahıslar, küfrü idare edenler kâfir midir?
-Bununla ilgili Maide Suresi'nde ayetler var. Kâfirdir, zalimdir ve fasıktır diyen ayetler...
Neye göre, kime göre ayıracağız. Elbette tefsir ve tevil. Bu ayetlerin teviline göre mevcut yönetim, idarede olan kişi veya kişiler zalimdir. Kâfir diyemeyiz. Eğer Kuranın tek hükmünü inkâr etseler veya biz bunu yanlış buluyor, beğenmiyoruz deseler ve sonra da buna alternatif hüküm icra etseler kâfir olurlar. Fakat bunlar o hükümleri icra etmek yerine kendi hükümlerini icra ediyorlar. Kuranı veya hükümlerini inkâr etmiyorlar. Haliyle buna dayanarak bu kişilere kâfir demek olmaz. Zalimdir, diyebiliriz.
-Peki Hocam oy kullanan kişilerin hükmü ne olur?
-Oy kullanmak bir tercihtir. Şirktir diyemeyiz. Oy kullanan müşriktir demek olmaz. Delil gerekir. Oy kullanan kişi, daha kötü olacağına inandığı bir yönetim ile islami açıdan daha az zararı olacağına inandığı yönetim arasında tercih yapar. Allah'ın hükmünü değiştirsinler diye bunu yapmaz.
Alparslan Hoca ile oturmadan evvel benimle ilgilenen arkadaşlara da bazı sorular sormuştum.
Alparslan Hocanın cami ve cuma meselesi ile ilgili görüşleri neler demiştim. Onlar da Hocamız cumayı yıllardır camide ön saflarda kılar. Camiye de cumaya da karşı değildir, demişlerdi.
Not: Görüştüğümüz gün cumaydı. Cumaya yakın bir camiye gitmiş, cumadan bir saat kadar sonra ise görüşme imkânımız olmuştu.
Son olarak kendi gözlemimi aktarayım.
Genel anlamda genç, okumuş/okuyan, hocalarına bağlı ciddi bir kitleleri var Furkan Gönüllülerinin. Hepsi de sosyal medyayı aktif kullanıyor diyebiliriz. Sosyal medyada gündem olduklarında takip ederim. Yüz binin üzerinde tweet atıyorlar. Bu da ciddi bir kitle demektir. Samimiyetlerine sözüm yok. Tevhidi düşünüyorlar. Kimi buna "eksik" der, kimi ise "yerinde" diye yorum yapar o ayrı husus. Ilımlı, olumlu yaklaşımları var. Bunca zulme rağmen iktidar dahil siyaset ve siyasilerle ilgili argo, küfür, tek kelime kötü sözleri olmadı. Ne Hoca be de talebelerinin bir yanlış kelamı/hareketi gözüme çarpmadı. Bunca zulme, onlarca mahkeme ve dosyaya rağmen yine de dua ediyor, dik duruyorlar.
Takdire şayan...
Not: Hepimizin eksik ve hataları var. Biz insanız. Onlar da öyle...
Haliyle birşeye yanlış ve doğru deyince, taassuplarımızı, egolarımızı, idarecilerimizi, medyayı, siyasi fikirlerimizi bir kenara bırakıp Kuran ve Sünneti ölçü alırsak, Kurani ifadeyle şaşırmaz ve sapmayız...
En adil olanın adıyla...
Vesselam...