Hamza Atlı

AK PARTİ 'AH PARTİ' OLURSA!

Hamza Atlı

Birkaç yıl öncesiydi…

Arayan idealist genç bir savcı arkadaşımdı.

Kaçak elektrik kullanımının artık olağan hale geldiği, doğuda küçük bir ilçede görev yapıyordu.

Dertli olduğunu anladım, sordum.

Sorun ne diye.

Kaçak elektrik kullanımına karşı savaş açtığını, ancak ilçenin iktidar partisi ilçe başkanı tarafından makamında tehdit edildiğini, hatta kaçak elektrik kullananlara karşı işlem yapacak personeli bile sindirdiğini söyledi ve ekledi.

“Benim hükmüm burada sökmüyor, ben bir hiçim”

Aslında o sadece orda değil, sistem böyle işlediği sürece gittiği her yerde bir “hiç” olacağının da farkındaydı.

***

Sorun partinin ilçe başkanında değil.

O ilçede savcının işine engel olan zihniyet, Ankara, İstanbul veya Bursa’da yapılacak atamalarda koca müdürleri paçavra gibi bir tarafa atabilmekte.

Parti yöneticileri bulundukları tüm coğrafyada kendilerine biçilen kaftana uygun davranıyorlar.

***

Daha birkaç ay evvel Bursa Mudanya’da yapılacak adalet sarayının tanıtımını o ilçenin iktidar partisine mensup ilçe başkanı yapmıştı.

Bir tek savcı veya adli komisyon üyesi “yahu kardeşim bu yatırımda imzası olan bakanlık veya hükümet! Senin partin değil ki” demedi,diyemedi.

Bursa’da bakanlar geldiğinde siyasi parti yöneticileri neden yanlarında çantacı gibi dolaşırlar, biri anlatsın bana!

Hadi diyelim ki parti yöneticisi ısrarlı...

Neden o bakan, “yahu arkadaşlar ben sizden sıkıldım, bırakın halka karışayım” demez!

Bence diyemez.

Çünkü gerçek siyasetçi ile dalkavuğu ayırt etmek için bakanlık bile yetmez ”hiç” olmak gerekir.

***

Mevzu zihniyet problemi…

Bu gidişin hayra alamet olmadığını herkes biliyor. Başkanlık rejimi talebi de bundan kaynaklanmaktaydı.

Parti örgütlerinin iki seçim arasında rant kapısı, tayin merkezi ve bazen “dalkavuklar uğrağı” haline geldiğinin bilincindeyiz.

Oy oranları arttıkça bazı teşkilatların şımarıklığa varan uygulamalarından da haberdarız.

***

Gidişat Ak Parti’nin geleceğini tehdit etmekte.

Türkiye’de siyasi partiler bir an evvel “parti teşkilatı” kamburundan kurtulmalı. Yoksa memnuniyetsizliklerin iktidarları içten bitireceği mutlak.

Kartvizit siyasetinin Türkiye’ye kaybettirdikleri ortada.

Halkı küstürüp birçok partiyi sandığa gömdüğü aşikar.

Birkaç sene öncesinde milyonları meydana toplayan partiler bugün ilkokullardaki temizlik kolundan farklı bir görünümde değil.

***

Parti teşkilatlarının yaptıklarının bir sonraki seçime “memnuniyetsizler” den müteşekkil “bizden ama bize oy yok” ordusuna nefer kazandırdığını fark edin artık…

Umarım elinizi çabuk tutar çözümü üretirsiniz.

Yoksa bu “ah” lar Ak Partiye “Kızılay Kolu” rolü biçer…

Beğenseler de beğenmeseler de…

Değerli dostum Av. Saygun Çelebi'ye saygılarımla...

Yazarın Diğer Yazıları