Hakan Ertürk

-Dost Mektupları-

Hakan Ertürk

DÖNELİM… EZGİLERİMİZE DÖNELİM GENÇLER 2

(Önceki mektubun devamı)

Hangi birini sayayım ey dost, hangi birini? Bir şuur kazandıysak; şehidleri tanıyıp sevdiysek; cihad beldelerini görmeden âşık olduysak; “Kalksam ve Dirilsem” , “Bilmeden Önce” diyerek içimizdeki benliği İslam’la terbiye etmeye giriştiysek; “Haçlı zihniyet müttefik kurdu/Ey Bağdat seni hainler sardı.”  diyerek Bağdat’a yüreğimiz taa o günlerden yanmaya başladıysa; “Bir İnfilak” deyip arkasından “İnfilak biziz galiba”  diyerek bir durum tespiti yaptıysak;  “Bir güneş doğuyor. Bir güneş ülkemde.” diyerek ümitsizliğe pranga vurduysak; “Suskunluğun bedeli, çaresizliğin diyetidir Muhammed” derken o anda Filistin’de Muhammed’in yanında olup ona siper olmak istediysek; “Medine sokaklarında deli gibi sana koşsam” derken bir an Rasulullah’ı(sav) karşımızda görür gibi olduysak bunda ezgilerin payı büyüktür.

“Ezgi”  deyip geçme sakın. Onlarla kardeşlik bağları kurulur. Onlarla dertlere ortak olunur. “Onlar öncüler, onlar öndeler” ezgisini dinleyince “Kim bunlar?” diyerek dava önderlerini ve fedakâr öncüleri tanıma merakı oluşur temiz yüreklerde… “Ahi ente hurrun” ezgisi alır götürür bizi Mısır zindanlarındaki kardeşlerimize…

“Ezgi”  deyip geçme sakın. Onlar boş zaman tıngırtıları değildir. Onlarla hissiyatımız artar ve onlar vesilesiyle mevcut ahvalimizi sorgulama yoluna gideriz. Zaaflarımızı fark ederiz. Birilerinin "Sanat, sanat içindir." , başka birilerinin de "Sanat, halk içindir." dediği bir dönemde Necip Fâzıl Kısakürek "Sanat, Allah içindir." diyerek sanata başka bir pencereden de bakılabileceğini göstermiştir. Allah'ın adıyla başlanan ve icra edilen bir sanat, hayırdan gayrı bir şey mi verir? Sana mübalağa gibi gelebilir belki fakat bilesin ki birtakım günahlardan, ezgiler vesilesiyle el çektiğimiz olur. Çünkü ezgilerimiz bizi bambaşka bir ruh hâline bürür. 

“Ezgi”  deyip geçme sakın. İslamî şuurun oluşmasında etkili bir aşı vazifesi görür ezgiler. ”Doğ ey güneş! Erit taştan adamı/Ve kurut, taşları diken elleri" ezgisini dinleyen bir genç, evvelemirde "taştan adam"ın hakîkatte kim olduğunu sorgular. "Hak Yol İslam Yazacağız"  ve "Bir Sabah Gelecek Kardan Aydınlık"  ezgileriyle birlikte de Müslüman genç, yarınlara dair hayâllerini Müslümanca bir yola koyar. Zira Müslüman'ın hayâli de Müslümanca olur...

Ve nihayetinde bu ezgilerle yoğrulan genç, Necip Fâzıl'ın Gençliğe Hitabesi"nde dediği gibi "Kim var denildiğinde sağına, soluna bakmadan BEN VARIM"  diyebilecek bir şuura sahip olur. 

Genç Müslümanlar, ezgilerimize sahip çıkmazlarsa mânâsız sözler, ahlâksız klipler, şahsiyetsiz karakterler tarafından ruhları işgale uğrar. LGBT dostu sanatçı müsveddelerine, ne idiği belirsiz Korelilere hayranlığı artan Müslüman gençlerin, bir an evvel ezgilerine dönmesi için Müslüman camianın gayretleri elzemdir. Tevafuk bu ya, bugün derste öğrencilerden biri bir şarkı ismi söyledi. Baktım, tüm sınıf şarkıdan haberdar. Seslendireni sordum. Sınıf, aileden birinin ismini söyler gibi hep bir ağızdan söyledi. Ben bu şarkıyı da seslendireni de ilk defa duydum ve çocuklar bana güldü. Ben de acınası hâllerine... 

Değerli Dost,

Bugün şayet Müslüman genç kız ve Müslüman genç erkek, kendi ezgilerine yabancılaşmışsa bunda en büyük suç, onları bu ezgilerle tanıştırmayan bizlerdedir. Bence bu konuda bir seferberlik başlatılmalı. Ülkemizin tüm şehirlerinde faaliyet gösteren Müslüman dernek ve vakıf yetkilileri şayet güçleri varsa kullanarak şehirlerinde sık sık konserler tertiplemelidirler. Bu konuda Müslüman iş insanları da ellerini boyunlarına değil, ceplerine atmalıdırlar. Böylece hem genç Müslümanlar ezgilerle daha sıcak buluşmalar gerçekleştirecek hem de çağrılan sanatçıların şevkleri artacak, azimleri bilenecektir. Genç Müslümanlar bu sayede daha samimi, daha içten, daha istekli bir şekilde gayret göstereceklerdir. 

Müslümanca bir konserin, onlarca vaaz ve nasihatten daha etkili bir tebliğ olacağını düşünüyorum. Evet, İslamî konserler birer tebliğdir. Bunu sanatçısı da tertip edicisi de böyle bilmeli, buna göre hareket etmelidir. Bizim, başkalarına benzemek gibi bir kaygımız olmamalı. Biz Müslüman’ız. Dolayısıyla konser organizasyonlarımızı da Müslüman’a yakışır biçimde yapmalıyız.

Ayrıca evlerimizde çocuklarımıza her fırsatta ezgilerimizi dinletelim. Onlarla birlikte dinleyelim, söyleyelim. Ezgilerin içeriğinden hareketle İslam’ı anlatalım. Allah’ı, ezgiler yoluyla sevdirebiliriz. Bir kalp, Allah’ı severse O’nun isteklerini de yerine getirir seve seve... 

Kıymetli Dost,

Gidelim… 25 Aralık’taki Grup Yürüyüş konserine gidelim inşallah. Grup Yürüyüş’le birlikte "Vur Vur" diyerek vuralım zâlimlere, Siyonizme, emperyalizme… Gidelim ve Grup Yürüyüş’le “Aşet Filistin”  diyerek Filistin’in yüreğimizde her daim yaşadığını ve yaşayacağını haykıralım. Varsın duyan olmasın, varsın zâlimlere bir şey dokunmasın. Haykırışlarımıza melekler şahit olacak ya… Ve belki bu çabamız bir vesile olur  Müslüman gencin, ezgileriyle yeniden buluşmasına… 

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları