Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

KİMSE, KİMSEYİ DÜŞÜNMÜYORMUŞ

“Rivayete göre Basra’da âbid biri vardı ki bu kulu korku ve üzüntü bitkin düşürmüş, gözyaşları onu hasta etmiş ve zayıflatmıştı. Ölüm döşeğindeyken ailesi ağlıyordu. O, ailesine “oturun” dedi ve onlar da oturdular.

Babasına: “Ey babacığım! Seni ağlatan nedir?” dedi.

Babası: “Yavrum, seni kaybettikten sonra yalnız başıma kalacağımı hatırladım.” dedi.

Annesine döndü: “Anneciğim, seni ağlatan nedir?” dedi.

Annesi: “Seni kaybetmek, benim için zehri yudumlamak gibidir.” dedi.

Eşine döndü: “Seni ağlatan nedir?” dedi.

Eşi: “Senin yaptığın tüm iyilikleri kaybedip başkasına muhtaç olma hissi.” dedi.

Çocuklarına döndü: “Sizi ağlatan nedir?” dedi.

Onlar: “Yetim ve boynu bükük kalmak.” dediler.

Bunun üzerine âbid kul, onlara baktı ve ağlamaya başladı.

Ona: “Seni ağlatan nedir?” dediler.

Âbid kul: “Ağlıyorum, çünkü görüyorum ki siz benim için değil, kendi nefsiniz için ağlıyormuşsunuz. Siz; hiç seferimin uzunluğu için,  azığımın azlığı için, döşeğim toprak olacağı için, kötü hesapla karşılaşabileceğim için, Allah’ın huzurundaki durumum için ağlamıyorsunuz.” dedi ve sonra kafası yastığa düştü. Dokunduklarında ruhunu teslim etmişti.” 

(Ebu’l Ferec İbnu’l Cevzî’nin “VAAZLAR VE MECLİSLER” kitabından alıntıdır.)

Enîs-i ruhum,

Bu kıssadan da anlaşıldığı üzere, kim başkası için ne yapıyorsa haddizatında kendisi için yapıyordur. Uzaklara gitmeye lüzum yok. İç âlemimize sahici bir ayna tuttuğumuzda karşımıza çıkan manzara bu oluyor.

Tespitleri de kendisi gibi kıymetli birinin tavsiyesi üzerine okuduğum ve kitabı bitirdiğimde “iyi ki okudum” dediğim “Nietzsche Ağladığında” isimli kitapta geçen şu tespit de yukarıdaki kıssanın ana fikrini destekler mahiyettedir:

“Derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun. Hiç kimsenin bir şeyi, sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir. Bütün hizmetleri kendine hizmettir. Bütün sevgisi, kendini sevmesindendir. “

Kitaptaki ifadeler şu şekilde devam etmektedir:

“Bu yorum sizi şaşırttı mı? Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz. Ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz.”

Ya da kıymetli dostum, içimizde hayat bulan hoş duygulara vesile olduğu için seviyoruzdur sevdiğimiz kimseyi…

Tabii, bütün bunlar pek tabiidir. Bu nedenle eleştirmiyorum. Bilakis, destekliyorum.

Tek bir sevgiyi bu husustan ayrı olarak ele almak icap eder ki o sevgi, Allah’ın, kuluna olan sevgisidir. Evet, Allah da sever ama bambaşka sever. Bilakayd-u şart sever. İnsan, sevmediğinden esirger. Allah esirgemez. Cömertçe verir. Hesap gününde ise Allah, dünya hayatındaki performansların neticelerini bildirir. İşte bu da Allah’ın adaletidir.

Kulunu kayıtsız ve şartsız seven Allah’a hamdolsun… Enîs-i ruhuma selam olsun…

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları