Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

GERİ DÖNERSE

“Vakti zamanında bir adam sapanıyla çok güzel tüyleri olan bir kuşu ayağından vurur. Evine getirip yarasını iyileştirir ve daha sonra ayağına da sıkı düğümle bir ip bağlayıp kuş mezatı yapılan çarşının yolunu tutar.

Eşsiz güzellikteki kuşu gören çarşıdaki herkesin ağzı bir karış açık kalmıştır. Adamın etrafına bir anda mezattaki tüm kalabalık yığılmıştır. Adam, kuşunun gördüğü ilgiden bir hayli memnundur tabii…

"Benim kuşum şöyle güzel... Benim kuşum böyle güzel... Tüyleri eşsiz bir gökkuşağı kadar renkli.

Benim kuşum çok akıllı. Çok da güzel öter." diye böbürlenirken genç bir adam gelir o anlarda mezata.

Kalabalığı görünce durumu merak eder. Gidip bakınca ilgisini ilk olarak kuşun ayağına bağlı ip çeker. "Benim kuşum" diye diye etrafa naralar atan adamın yanına yaklaşır ve omzundaki cılız, gösterişsiz kuşunu işaret ederek “Şu gördüğün cılız kuş benimdir. Bana aittir fakat senin omzunda olan güzeller güzeli kuş ise senin değildir.” deyince adam kızar, köpürür...

Genç adam dediğinde haklı olduğunu iddia eder ve asla da geri adım atmaz. Üstelik haklılığını kanıtlamak için de bir öneri sunar güzel kuşun sahibine.

Önce güzel kuşun ayağındaki ipi çözmesini ister. Sonra ikisinin de kendi kuşlarını avuçlarının içine alıp havaya atarak serbest bırakmasını söyler. Adam bir hırsla, kalabalığa rezil olmamak için delikanlının dediğini yapıp güzel kuşun ayağındaki ipi çözer. İkisi de aynı anda kuşlarını havaya bırakırlar.

Eşsiz güzellikteki kuş, özgürlüğüne kavuşunca olabildiğince hızla kanat çırpıp yükseklere doğru uçar ve bir anda gözden kaybolur. Genç adamın cılız kuşu ise mezat yerinde bir tur atıp tekrar geri gelip sahibinin omzuna konar.

 Genç adam kuşunun kanatlarına bir öpücük kondurduktan sonar şöyle der, hayretler içinde kendine bakan adama:

“Bir şeyin sana ait olduğunu anlamak için onu özgür bırakmalısın. Geri dönerse senindir. Geri dönmesi için ise ayağına sıkı düğümlü ip bağlamak yerine, sevgi düğümü atmak gerekir.” (Cüneyt Ceylan’dan alıntıdır.)

Sevgili Dost,

Özgürlük, dipteki cisimleri net bir biçimde gösteren berrak bir su gibidir. Sadece, özgür olanın özünü görebilirsin. Neyin aslını merak ediyor ve merakını gidermek istiyorsan onu özgürleştirmelisin. Tabii cesaretin varsa… Zira birini yahut bir şeyi özgürleştirmek demek, onun sana ait olup olmadığı hakîkatiyle de yüzleşmen demektir aynı zamanda.

Şunu da unutmayasın: Hakîkatlerle yüzleşme cesaretini kendilerinde bulamayanlar, bir müddet tatlı yalanlarla avunurlar lakin özgürlüğün ancak hayâlini kurarlar.

Seni bilmem ama benim, tatlı yalanlarla aram iyi değil…

Vesselam…

Yorumlar 1
Kasım 05 Nisan 2021 02:21

Çok manidar

Yazarın Diğer Yazıları