Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

BİR AŞK HİKÂYESİ

Kendisi Mısırlı bir Müslüman. “Rabb’im Allah’tır.”  dediği için zindana atılanlardan… Sadece arzda hüküm vermeye muktedir olanlar evvela müebbet verirler, sonra 25 yılla iktifa ederler(!)  İnsan vicdanının ve hafızasının kabul etmekte zorlandığı nice işkencelerle geçen beş yılın ardından hastanelik olur. Aynı gün, dava arkadaşı olan Seyyid Kutub da uğradığı işkenceler sonucu hastanelik olmuştur. Bir süre muhabbet ederler. Seyyid Kutub’u iyi tanımakta, ayrıca Seyyid Kutub’un kız kardeşi Emine Kutub’un da davası uğruna o sırada cezaevinde olduğunu bilmektedir. Mısır’ın tağutları, Emine Kutub’a da 10 senecik(!) vermişlerdir. Öyle ya, seneleri telaffuz kolaydır. Yaşayan sen ya da bir yakının olmadıktan sonra ver verebildiğin kadar…  Muhabbetin bir yerinde Seyyid Kutub’dan kız kardeşi Emine’yi ister. Tabii kız kardeşi de buna razı olursa… Velhasılı kelam netice, evlilikle nihayet bulur. Kavuşmaları ise yirmi yıl kadar sonra… Geçen seneler sadece dile kolaydır, gönle ise zordur.

Seneler, sineleri dağlaya dağlaya geçer. Kavuşmalarının üzerinden 5 sene kadar bir zaman geçmiştir ki “Rabb’im Allah’tır.”  dediği için tekrar hapsedilir ve işkence dolu günler de tekrar geri gelir. Sevdiğine kavuşmak için gök gibi bir sabır ve dağlar gibi bir umutla takriben 20 sene bekleyen Emine Kutub, yine en iyi yaptığı şeyi yapar ve BEKLER sevdiğini. Lakin bu seferki buluşmaları ahirete kalmıştır. Zira eşi, işkenceler altında teslim etmiştir emaneti, emanetin sahibine… Bu güzel insanın ve temiz âşığın kim olduğunu biliyor musun? Söyleyeyim: Kemaleddin Senanirî.

Kemaleddin Senanirî’nin şehadetinden 20 küsur sene sonra 2007 yılında, Emine Kutub, ağabeyi Seyyid Kutub’a ve hem eşi hem de aşkı olan(her insanın eşi, aynı zamanda onun aşkı olmayabilir) Kemaleddin Senanirî’ye kavuşur. Rabb’im kendilerini bir daha hiç ayrılmamak üzere cennetinde buluştursun.

Kemaleddin Senanirî, 25 sene hüküm giydiği ilk hapishane döneminde bir gün Emine Kutub’a bir mektup gönderir ve der ki:

“Gerçekten çok uzun zaman geçti… Ve ben senin bu şekilde sıkıntıya girmenden dolayı üzülüyorum. Bir araya geldiğimiz ilk günlerde sana, yarın bu sıkıntıdan kurtulabileceğimi veya kalan 20 seneyi geçirebileceğimi veya ecelimin sonlanabileceğini söylemiştim. Ve ben mutluluk yolunda sana bir engel olmaya razı olamam. Ve şu andan itibaren geleceğin hakkında uygun gördüğün bir kararı almakta tamamen hürsün. Bana neye karar verdiğini yaz. Allah, seni hayırlı olana muvaffak kılsın.”

Emine Kutub ise şöyle bir cevap yazar:

”Şüphesiz sarsılmaz bir akide ve inanç ile ve hiçbir tereddüt ve pişmanlık duymaksızın; UMUTLA BEKLEDİĞİM EMELİ, CİHAD VE CENNET YOLUNU, KARARLILIĞI VE FEDAKÂRLIĞI, SÖZLEŞMİŞ OLDUĞUMUZ ŞEYDE ISRARLA DİRENMEYİ TERCİH EDİYORUM…”

Sana bu mektubumun ana fikri nedir, diye sorsam cevabın ne olur? En münasip cevap: “Mü’min ve mü’minelerin aşkı da mü’mince olur.”

Hâl böyleyken aşkı, bir bedene kavuşmak zannedenler, meğer aşktan hakîki mânâda hiç nasiplenmemişler. Güzel bir ruha âşık olmanın lezzetine ermemişler…

Emine Kutub’un, şehadeti sonrasında Kemaleddin Senanirî için yazdığı şiirden bir bölümle muhabbetimizi noktalayalım:

“VİRAN ÜLKEYE HAYIR DÖNSÜN DİYE,
 BU ZOR YOLDA BERABER YÜRÜMEDİK Mİ?
 TÜM ARZULARDAN VAZGEÇEREK
 BU DİKENLİ YOLDA İLERLEDİK.
 ÖZLEMİ DERİNLERİMİZE GÖMDÜK,
 RIZA VE ADANMIŞLIKLA YÜRÜDÜK.
 BERABER GİTMEYE SÖZLEŞTİK,
 ACELE ETTİN İCABETTE
 SENİ ÇAĞIRINCA NİMETİ BOL OLAN RAB.”

Vesselam…

Yorumlar 2
Hakan Ertürk 09 Ekim 2020 19:35

Teşekkür ederim Aleyna.

Aleyna Yahşi 09 Ekim 2020 18:41

Güzel olmuş elinize sağlık Hakan Hocam

Yazarın Diğer Yazıları