Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

UHUD, HÂLÂ KAZANDIRIYOR 1

Kadim Dostum,

Mektubumda sana Uhud Savaşı’nı anlatmayacağım. Bu mektupta Uhud Savaşı’ndan bazı çıkarımları günümüze taşıyıp seninle paylaşacağım.

Uhud Savaşı, mü’minler için acılarla dolu olduğu kadar, tecrübelerle de dolu bir vakıadır. Bu tecrübelerden ve çıkarımlardan birkaçını şöyle sıralamak mümkündür:

1) Müslümanlar, Allah’ın ve rasulünün isteklerine uyma konusunda gereken titizliği göstermedikleri için Uhud’da yenilgiye uğradılar. Böylece, başarıya giden yolun sırrının Allah ve rasulüne itaat olduğunu yaşayarak öğrendiler. Evet, başarıya giden yol, Allah ve elçisine itaatten geçer.

Allah’ın bu husustaki sünnetullahında bugün için de bir değişiklik mevzubahis değildir. Müslümanlar, düşmanlarına karşı dünyevî zaferler elde etmek istiyorlarsa Amerika’ya, Rusya’ya, şuraya, buraya değil; sadece ve sadece Allah’a ve rasulüne itaat etmek zorundadırlar. Hakîki mânâda çözüm arama derdinde olan Müslümanlar varsa, işte çözüm…

2) Rasulullah(sav) da bir kuldur. Kendisine yönelen tehlikeleri bir el hareketiyle yahut bir sözle defedemez, uçamaz, suda veya ateşte yürüyemez, gayb âlemine hükmedemez. Bir şey yemezse acıkır, düştüğünde yaralanır, yüzüne gelen bir taş ile dişi kırılır.

Dün, Uhud’daki Müslümanlar buna şahit oldular. Günümüz Müslümanları da bilmek zorundadırlar ki yukarıda sayılan olağanüstülükler Rasulullah(sav)’a verilmemişken falanca tarikatın filanca şeyhine mi verilecek?

3) Eğer bir işte başarılı olmak isteniyorsa, Allah’ın takdir ettiği şartları yerine getirmek gerekir. Yan gelip yatmayla, sadece dil ile istemekle başarı elde edilmiyor. Başarı istiyorsan, hazırlığın, rakibinin hazırlığından her yönüyle fazla olmalı. Rabb’imiz Enfal-60’ta şöyle buyuruyor:

“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar(savaş araçları) hazırlayın. Bununla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.”

Hayâllerini tıp fakültesi süsleyen bir talebenin, ancak eğitim fakültesini kazanabileceği kadar bir çalışmayla hayâllerine ulaşacağını düşünmesi nasıl ki gerçeklikten uzaksa, diğer tüm meselelerde de durum aynen böyledir. Yani yediğin kebap, cebindeki parayla doğru orantılıdır.

NOT: Devam edecek inşallah…

Yazarın Diğer Yazıları