RASULULLAH(SAV), ŞEYHLER KADAR OLAMAMIŞ(!) 2
Muhterem Dost,
Bir önceki mektubumda ön bilgi olarak yaptığım izahattan sonra sanırım sen de fark etmişsindir ki Allah, yardımını göndermek için evvela kulunun harekete geçmesini bekliyor.
Bir peygamber bile bunca tedbiri alıyorken birilerine ne oluyor da şeyh, gavs, kutub, gavs-ı azam, kutb-ı ekber gibi yüceltici unvanlar verdikleri bazı şahısların olağanüstü özelliklerle donatıldığına inanıyorlar?
Güya onlara göre şeyhleri dilerse yapamayacağı bir şey yokmuş. Yine şeyhleri, insanların zihnini okurmuş. Binlerce kilometre uzakta da olsa müridinin ahvalinden haberdar olup ona yardım edebilirmiş. Hatta ibadet ederken bilhassa da namazda “rabıta” adını verdikleri bir uygulamayla şeyhlerini karşılarında canlandırırlarsa yaptıkları ibadet daha huşulu hale gelirmiş. “-mış, -miş, -muş …”
Yahu bunlar Kur’an’ı nasıl okuyorlar, pes doğrusu…
Ah şu ön yargılar… Bizi hatadan hataya sürükleyen ön yargılar…
Hele bir de bize hayat veren Kur’an’a, merdiven altı bilgilerle yaklaştığımızı ve Kur’an’ı mevcut bilgilerin dayattığı ön yargılarla okuduğumuzu düşünsene… Bu ne büyük bir felakettir. Rabb’imiz ise kitabında bizi akletmeye çağırıyor defaatle.
Allah, Musa aleyhisselama “Asanı suya vur.” diyor. Şimdi, denizin yarılması asa sayesinde mi oldu sanırsın? Allah dileseydi asayı devre dışı bırakıp denizi direkt ikiye bölemez miydi? Bölerdi ancak Allah, evvela kulunun harekete geçmesini istiyor.
Ya Meryem kıssasına ne demeli? Meryem annemiz, İsa aleyhisselama yüklü olduğu hâlde bir hurma ağacına varıyor. Allah kendisine taze hurma ikram etmeyi murat ediyor. Allah dileseydi bir anda Meryem annemiz önünde bir yığın taze hurma bulabilirdi. Lakin böyle olmuyor. Allah azze ve celle, Meryem’e diyor ki: “Hurma ağacını da kendine doğru silkele ki üzerine taze, olgun hurma dökülsün.”
Bu iki misali yeterli bulmuyorsan Kur’an’da bu minvalde yer alan diğer ayetlere de bakabilirsin. Ayrıca Rasulullah(sav)’ın hayatının bütününe de bakabilirsin.
O zaman göreceksin ki Allah’ın pak dini; zihin okuduğuna, gaybı haber verdiğine, bilinmezi gördüğüne, oturduğu yerden dilediğini yapabilmeye muktedir olduğuna inanılan kimselerin ve onlara tabi olanların dini değildir.
Ve yine bilesin ki onların dinleriyle bizim dinimiz arasındaki benzerlik, isim benzerliğidir.
Vesselam…