Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

YA ALLAH… BİSMİLLAH… ALLAHU EKBER…

Eskiden belli bir zümrenin dilinde dolaşan “Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber” sloganı, son yıllarda Müslümanların kahir ekseriyetinin de dilinden düşmez oldu. Yazık…

Niye mi yazık?

Dini sloganlaştırdığımız için yazık… Atılan sloganların, hayatımızda yeri olmadığı için yazık… Nice bedeller ödenerek bugünlere ulaşan İslam inancının dilde sakız olmasına yazık…

Her bir ifadesi çok değerli olan bu slogan, bana o kadar itici geliyor ki… Tabii, itici gelmesi, sloganın kendisinden kaynaklı değil; sloganı dilinden düşürmeyenlerden kaynaklıdır.

Şahit olduğum yüzlerce olaydan sadece birini misal vererek meramımı arz edeyim.

Yakın zamanda bir uğurlama için otogara gitmiştim.  İlerimizde büyük bir kalabalık vardı. Asker uğurluyorlardı. Tabii, yaş ortalaması 20-25 arasında olan bu kalabalık klasik sloganlarını atmaya başladılar: “YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAHU EKBER … ”

Bu toplumun yabancısı olan biri şahit olsa bu manzaraya, karedeki her genci bir mücahit zannedecek…

Tabii, dilleri tekbirli bu mücahitler(!) çok geçmedi birbirlerine girdiler. Arada birileri, birilerini de bıçakladı. O sırada işittiğim küfürleri bir bilsen…

Daha iki dakika evvel Allah azze ve celleyi yücelten dillerden, küfür lağamı akmaya başladı.

Anlam veremiyorum… Aynı dilden hem zikir hem küfür nasıl çıkar? Kanaatim odur ki şayet bir dil, Allah’ı zikredip yüceltirken bir süre sonra küfür sözcükleriyle kirleniyorsa o dilin sahibi iman problemi yaşıyordur. Ve yine kanaatim odur ki toplumun ekseriyeti, bilincinde olmadığı bir münafıklığı yaşıyor.

“Bilincinde olmadığı” diyerek insaflı davranıyorum. Zira bir kimse hem Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman ettiğini diliyle ikrar edecek hem de aynı dilde küfür eksilmeyecek…  Bunun adına ne denir, var sen söyle...

Yine aynı olayda bir şey daha dikkatimi çekti. Kalabalığa doğru ilerleyen saçları ağarmış bir polis memurunun üzerine, gençlerden biri yürüyerek polise avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Polisin avukatlığı bana düşmedi lakin Müslüman isek hak konuşmalı, adil olmalıyız. Polis memuru, gencin bağırmasını gerektirecek hiçbir şey yapmamıştı oysa. Buna rağmen yine alttan alan polis memuru oldu.

Benim burada takıldığım nokta şurası oldu: Bir genç ki Allah’ı yücelterek “Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber” diyor ama öte yandan babası yaşındaki bir adamın üstüne rahatlıkla yürüyebiliyor. Kaldı ki bu adam, kendisine hiçbir kötülük de yapmamış olduğu hâlde.

Bu nasıl bir Müslümanlık anlayışıdır, anlam veremiyorum. Hakîkaten bu insanlar dini bilmiyorlar. Ve ne acıdır ki öğrenmek de istemiyorlar… Sloganik Müslümanlık işlerine geliyor. Ne de olsa zahmetsiz…

Genç sahabelerden Mus’ab bin Umeyr, ultra lüks hayatını bu hâle gelelim diye mi arkasına attı?

Habbab bin Eret, kızgın közlerin üzerine sabırla yatarken böyle bir neslin mi hayâlini kuruyordu?

Hattab, Arap diyarlarından çıkıp evvela Afganistan’da, sonrasında şehit düşeceği Çeçenistan’da sırf Allah’ı razı etmek için mücadele verirken günümüz gençliğinin ırkçılık afyonuna bağımlı olmalarını mı umuyordu?

Ya Mısır’da ömürlerinin baharında geride kendilerinden habersiz bebeklerini, gözü yaşlı anne ve eşlerini, okudukları üniversiteleri ve hatırı sayılır işlerini bırakıp darağacına yürüyen gençler şu gördüğümüz gençlerin daha fazla slogan atabilmelerini sağlamak için mi ölüme yürüdüler?

Yeter… Daha fazla yazık etmeyelim kendimize. Her birimiz güzel bir örnek olma yolunda gayret sarf edelim. Ercüment Özkan “İslam’ın en büyük ihtiyaç duyduğu şey güzel örneklerdir.” diyor ve ekliyor: “Her biriniz birer güzel örnek olmaya bakınız. ÖLÜM, SİZİ BU YOLDA İKEN BULSUN.”

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları