Elazığ depremiyle birlikte ciddi zarar gören Yeni Cami, o dönem 14 milyon TL’yi bulan maliyetli bir restorasyon işlemine tabi olmuş 2 yılı aşkın sürede bitirilemeyen çalışmalar kamuoyunda yoğun eleştiri almıştı.
Devamında caminin avlu kısmına yapılmak istenen lavabolar ve revaklar caminin siluetini bozuyor diye vatandaştan ve bazı STK’lardan tepki görmüştü.
Bir çok konuda olduğu gibi caminin restorasyon işlemlerinde de asıl mesele olan ‘sağlamlık ve dayanıklılık’ konularına hiç birimiz eğilmeden tamamen ‘ne zaman bitecek ve dış görünüşü nasıl olacak’ sığlığında bir bakış açısıyla meseleyi ele almıştık.
Ta ki 6 Şubat Depremleri olana kadar…
Maraş merkezli depremlerden sonra Yeni Cami tamamen yıkılmış, daha 6 ay önce biten restorasyona ve yapılan güçlendirmeye rağmen şehrin simge yapısı tuzla buz olmuştu.
Bugünlerde ise Yeni Cami’nin yeninden aynı yerde inşasına başlanacak. Kim bilir kaç 100 milyon lirayı bulacak?
Ülkemizde maalesef bu tür hadiselerden sonra kimseye bedel ödetmiyoruz. Haliyle kusurlu işi yapanın yanına kar kalıyor. Yeni Cami restorasyonunu yapan firma hakkında ya da vakıflar bölge müdürlüğü nezdinde, Kültür Turizm Bakanlığı’nda en ufak bir soruşturma, lisans iptal etme, maddi bir ceza kesme duydunuz mu?
Duyamazsınız, çünkü inişli çıkışlı en az bir metrelik kot farkıyla yapılan Beylerderesi Viyadüğü ile ilgili de ne hesap soran ne de hesap veren olmamıştı.
Peki ya Ulu Cami?
Ecdadın 800 yıllık mirasının son durumunu merak eden var mı?
Üstelik tüm bu vurdumduymazlık Müslüman bir ülkenin muhafazakâr bir şehrinde vuku buluyor.
Günümüz insanının bu denli sorumsuzluğuna mı yanalım yoksa Mimar Sinan ve diğer büyük Türk mimarların 600 yıldır her şeye rağmen dimdik ayakta duran eserleriyle mi gururlanalım bilemedim.
Mimar Sinanları, Mimar Hayreddinleri, Sedefkâr Mehmet Ağaları da bu topraklar, Anadolu çıkarmadı mı?
Üstelik çağın teknolojisinden uzak bir dönemde onca eseri çok kısa bir sürede tamamlayıp ve hala sapa sağlam bir şekilde bizlere kadar ulaştırmadılar mı?
Bugün her mimardan bir Mimar Sinan eseri beklemiyoruz ama en azından restore edilen bir tarihi eserin ya da ayağa kaldırılan şanlı bir ecdat mirasının maneviyatına, şahsiyetine yakışır yaraşır nitelikte işler ortaya çıkmasını istiyoruz.
Günümüz meselesine dönecek olursak, Malatya Yeni Cami bir kez daha restore edilecek. Tamamen kalıntıları da temizlenip aynı yerde aynı malzemelerle aynı tekniklere göre gene yapılacak.
Yanlış bilmiyorsam yapımından itibaren bu 4. restorasyonu olacak Yeni Cami’nin. Bari bu kez bu işi sıkı takip edelim. Anadolu coğrafyasındaki yüzlerce tarihi eser gibi ayakta kalabilecek bir cami olması için proje sürecinden ihaleyi alan firmaya kadar her ayrıntıyı didik didik edelim.
Edelim ki; 5.000 yıllık kerpiç duvarlı Arslantepe’den tek toz dahi düşmezken, Alemi İslam’ı temsil eden bir eserin daha yüz 100 yılda 5. restorasyonuna da şahit olmayalım.