Bir şehir düşünün…
Sinema yok, futbol yok, konferans yok, fuar yok, festival yok, konser yok, tiyatro yok…
Deprem var, dinamitle yıkım var, enkaz var, moloz var, toz bulutu var, geçmişini kaybeden, geleceğine karamsar bakan bir şehir var…
Ve bu şehirde şuan tek gündem yerel seçim.
En başta belediyeler ve çalışanlar inanılmaz derecede politize olmuş durumda. Belediyelerde yönetici olanlar kendilerine yeni pozisyon seçmek, var olanı kurtarmak ve kimin tarafında olacağının yönünü tayin etmekle meşgul. Çalışan personel, ‘hangisi gelirse daha çok maaş ve şartlarımı iyileştirir’ kavgasında.
104 bin bağımsız bölümü yıkılan/yıkılacak, 115 bin insanı konteynırlarda kalan bu şehre işte bu kafada olan belediyeler ve kendi mevcudiyeti için doğal olarak seçim çalışması yürüten belediye başkanları hizmet etmeye çalışıyor.
Herkesin aklı karışık.
Esnafı ve sanayiciyi temsil etme görevinde bulunan odalar, kendilerinden başka herkesi siyaset yapmakla suçlarken, siyasetin kralını kendileri yapıyorlar.
Bırakın ortaya güçlü bir aday çıkarmayı, sıradan bir köşe yazarının şehirle ilgili yaptığı bir analizi dahi gözlemleyip, bu durumu eleştirmeye bile mecali olmayan bir muhalefet var!
İktidarın açık ara favori olduğu Malatya’da, AK Parti Genel Merkezi bile süreci doğru yönetemiyor. Değişimse değişim, devamsa devam diyemiyor.
Sakın bunu en doğru adayı belirlemek için ‘ince eleyip sık dokuma’ olarak yorumlama saflığına düşmeyesiniz. Büyükşehir başta olmak üzere her ilçe için birileri; tamamen artık güvenilirliği tartışılır ve her adaya ayrı kanalize olmuş genel merkez üst yönetimiyle her gün bir pazarlık her an yeni bir algı ve oyun peşinde.
“Yere batsın insanı öne koymayan, insanı sömürerek öne çıkan siyasetiniz” diyen bir Allah’ın kulu yok!
Ne Malatya’nın ne de diğer deprem illerinin bir gün bile kaybedecek, bekleyecek, sabredecek günü yok!
Her aday adayı usulen gidip milletvekillerini parti teşkilatlarını Ankara’da ziyaret ediyor. İnstagram’da ayrı foto, Twitter’da farklı aday, Facebook’ta değişik bir kare…
Allah aşkına Malatya’nın tek derdi şimdi bu mu?
-Hava karardıktan sonra şehrin birçok yeri ıssız, sapsız kap karanlık!
-Deprem konutları yükseldi ama alt yapısı henüz yapılmadı!
-Hala konteynırlarda yer bulamayan çadırda kalanlar var!
-Kültürel ve sosyal hiçbir gelişme yok!
-Orta hasarlıların durumu, çözüme kavuşamayan hak sahipliği…
-Önce yıkılan sonra konteynırı kaldırılan çarşı esnafının durumu…
Ne vekiller doğru düzgün çalışabiliyor, ne de mevcut belediye başkanları artık tüm enerjilerini şehre verebiliyor.
Eminim Maraş, Adıyaman, Hatay’da da durum farklı değil.
Önceden ‘Malatya’yı kim ayağa kaldıracaksa aday o olsun, ya da o devam etsin’ diyorduk, şimdi bir an önce açıklansın da herkes işine gücüne baksın modundayız.
AK Parti Genel Merkezi’nin özellikle deprem bölgelerinde çok acilen adaylarını açıklaması gerekiyor. Çünkü bu süreç uzadıkça şehirlerimize kan kaybettiriyor.
Bu yazdıklarımdan sakın ‘mevcut belediye başkanları yerel seçim geldi, kendi canlarının derdine düştüler işlerini savsaklıyorlar’ diye bir ana tema çıkmasın! Çarşıya çıktığınızda; en ufak bir sorun olduğunda hala mevcut belediye başkanlarını görüyorsunuz sahada.
Karar vericiler şunu çok iyi anlamalı ki bir an önce duyurabilsinler adaylarını:
Siyaset halk için yapılmalı, halka rağmen değil!