Enes Tarım

Yahudi teolojisini sorgulamak

Enes Tarım

“Sizi kılıcın kısmeti edeceğim ve hepiniz boğazlanmak için eğileceksiniz…” (İşaya bab 65)

1948 deki devlet olma ilanlarından sonra kadın çocuk yaşlı demeden tüm Filistinlileri bir bölgeye hapsederek özgürlüklerini kısıtlayan; gıda ve ilaç gibi en zaruri maddelerin bile bölgeye girmesini engelleyen bir korsan devlet var Ortadoğu’da.

Geçmişlerinin sürgünlerle dolu olması ve teolojileri en büyük sebepleri… 

Yahudi diasporası gittiği her coğrafyada dışlanan, aşağılanan ve itibarsızlaştırılan bir topluluk oldu yüzyıllar boyu. Tüm bunlara rağmen üstün ırk olma güdüsü her dönem ayakta kalmayı, bulundukları bölgelerin ekonomik ve düşünsel gücünü ele geçirmeyi öğretti mütemadiyen.

Ve aslında onların bu kadar acımasız olduklarının nedeni kutsal kitapları ve mevcut eğitim sistemlerinde gizli.

Öyle ki, teolojileri ve eğitim sistemleri bir korku ve dehşet filmini andırıyor.

Yediden yetmişe politize olmuş ve tek hedefleri öteki olanları yok etmek olan patalojik bir vaka var önümüzde.

Dini otoriteleri olan Hahamlar şurasının verdiği “Tevrat, savaş sırasında kadınların ve çocukların öldürülmelerini caiz görür” fetvası ile bugün kadın ve çocukları; hatta emzikli bebekleri dahi rahatça öldürebilmekteler.

Öyle ki tümü de anaokulundan itibaren ırkçı ve antisemit politika ve derslerle çocukluktan itibaren zihinlerine kazınırcasına yetiştiriliyor. 

Onların Mescidi Aksa yanarken ve Filistinli çocuklar katledilirken duvarın öte tarafında ellerinde bayraklarla kadın erkek çocuk hep beraber sevinç çığlıkları atarak tepinmesi tesadüf değil.

Tüm İsrail okullarında ırkçılık Siyonist öğretmenler nezaretinde düzenli eğitimlerle Yahudi çocukların zihinlerine kazımakta. 

Eğitim kurumlarında Filistinliler asla insan olarak sunulmaz ve Filistin, Filistinli kelimeleri asla kullanılmaz ve daima sistematik bir nefret eğitimi planlanır.

Hayat boyu verilen bu eğitim ve öğretim politikaları ile genç İsrail askerlerinin kontrol noktalarında Filistinlilere birer hayvan eğiticisi gibi davranmaları tesadüf değildir.

Keza keyiflerine göre sebepsiz üzerlerine ateş açmaları da zaten vakayı adliyedendir.

Kültürel alanda İsrail edebiyatı da özellikle hikâye roman ve çocuk çizgi roman gibi matbu alanda da onların kendileri dışındakilere karşı nefret körükleyen çizimler, ifadeler ve deyimlerle dolu basılır. Tüm rağbet gören çocuk kitabı serileri, Filistinlilere hakaret, sövgü ve aşağılayıcı materyallerle doludur. İsrailli binlerce çocuğun eğitiminde kullanılan okul kitapları da aynı faşizmin izlerini taşır ve çocuklar küçüklüklerinden itibaren birer sadist olarak yetişir.

Taş atmakla suçlanan çocukların hapsedilmesi uluslararası hukuk ve İsrail yasalarına göre suçken, çocuklar hapiste ve işkence görüyorlar. 

İnsanlık ise İsrail askerinin dini otoritelerden aldığı caizdir teşvikiyle Filistinli çocuk ve kadınlar da dahil tüm Filistin halkına uygulanan tutsak etme, yaralama, kol kırma ve katletme görüntülerine duyarsız.

Ve küçük bir coğrafyada etrafı kuşatılarak toprakları her türlü hile ve desiselerle elinden alınmaya çalışılan, evleri Yahudi yerleşimcilere yer açabilmek için kanunsuz gerekçesiz buldozerlerle yıkılan, üzerlerine bombalarla ölüm kusularak katledilen mazlumlara karşı tüm dünya üç maymunu oynuyor.

Yeni ABD başkanı Biden herkesin gözünün içine baka baka dalga geçercesine İsrailin mağduriyetinden bahsederek her türlü yardıma hazırız mesajları yayınlayabiliyor.

Bu da Trump sonrası her şeyin eskisi gibi olacağını gösteriyor zaten.

Siyonist işgalcilerin Filistinli çocuklara sergilediği vahşetin onda biri hatta yüzde biri batıda bir yerlerde sergilenmiş olsaydı BM ve onun yan kuruluşları hemen harekete geçer, kıyameti koparırlardı.

Ne var ki modern dünya haklar ve özgürlükler konusunu sürekli ağızlarına sakız yapmalarına rağmen, suskunluğu tercih etmekte, hak ihlallerinin önüne geçmeyi bir yana bırakın tavır koymaktan, tepki anlamına gelen açıklamalar yapmaktan bile çekinmektedirler.

Aslında Yahudilerin tahrif ettikleri kutsal kitabın ayetleri okununca fazla söze de gerek kalmıyor.

Muharref Tevrat sayfaları okundukça karamsarlığa düşmemek mümkün değil. 

İçerisinde öyle ayetler var ki:

“Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün. Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın…” (ÇöldeSayım:17-18)

“Onların her şeylerini tamamen yok et. Onları esirgeme. Erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür…” (I. Samuel bab15)

“Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla...” (Yeremya bab12)

“Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. 

Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek…” (İşaya, bab 13, ayet 15)

***

Okudukça neden bu kadar pervasız, egoist ve kendi dışında kimseye yaşam hakkı tanımadıklarını daha iyi anlıyoruz. 

Katliamlar daha bir anlam kazanıyor.

Katlettikçe işkence yaptıkça zulmettikçe yücelen takvaya ulaşan cenneti hak eden bir topluluk var önümüzde.

Azınlıkta oldukları yerlerde, kimliklerini gizleyen, sevecen ve hoşgörülü; hakim oldukları alanlarda ise sadist gaddar ve zalim bir topluluk onlar.

Tüm dünyanın üzerinde ittifak ettiği insani değerleri tanımayan ve kötülüğü meşru görüp yaşama geçirmek için çaba sarf eden bir güruh onlar.

Lanetli bir halk…

Böyle bir demde dua edip kahhar olan Allah’a sığınarak bize güç vermesini diliyoruz. 

Allah’ım güçsüzlüğümüzü sana arz ediyor senden yardım istiyoruz.

Tüm sömürgeci emperyalist orduları arkasına alarak saldıran, çocuklarımızı kadınlarımızı erkeklerimizi katleden bu azgın güruha karşı bizlere yardım et. 

Allah’ım bizi hayırlı komutanlar ve ordular ile destekle.

Mescidi Aksa’yı Siyonist pisliklerden temizle.

Allah’ım Müslümanların azimlerini güçlendir.

Saflarını sözlerini amellerini dinin ikamesi üzerinde birleştir.

Ya Rabbi bu mübarek ramazan günlerinde günahlarımızı affet. 

Allah’ım bizi Mescidi Aksaya sahip çıkmayan işbirlikçi yöneticilerden arındır.

Bize ihanet elbisesi değil takva zırhını kuşanmış Raşit yöneticiler ikram eyle…

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları