Enes Tarım

Suya yazı yazmak

Enes Tarım

Uzun yazılar çoğu okuyucu için sıkıcıdır.

“Kısa yazılar yaz!” serzenişini çeşitli zamanlar duymuşumdur.

Mamafih kısa yazı yazmak zor zanaat.

Anlatmak istediğini kısaca anlatamamanın sonucudur uzun uzadıya yazmak.

O yüzden olsa gerek bendeniz kısa yazılar yazamıyorum.

Ancak bazı zamanlar yerel, ulusal ya da genel konularda karışık gündemlerle ilgili kısa anekdotlar yazma isteğim oluyor.

Ara ara bunu denemek istiyorum.

Bugün de buna bu ilk deneme ile başlamak istedim.

Adına da “Suya yazı yazmak” dedim.

Umarım meramımı anlatabilirim. 

Takdir siz değerli okuyucuların…

***

Dakikalardır 40 saniyelik bir videoyu tekrar tekrar izliyorum. 

Sanki bir hüzün senfonisi izler gibiyim. 

Peş peşe baştan başlıyor video.

Haluk Levent “Elfida” yı söylüyor.

İki küçük çocuğa bir hastane odasında özel bir konser veriyor.

Kanser hastası küçüklere moral vermek için yeni yılı onlara şarkı söyleyerek geçiriyor.

“Şımartılmamış aşkın sessizliğe yakın 

Kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların

Sislidir kirpiklerin gözlerin yağmurlu

Ve yorulmuşsun hakkını almış yılların…”

Twitterda paylaşmış ve altına şunları yazmış:

 “Söz vermiştim. Arda ve semih ile yeni yıl kutlaması yaptık az önce… Onların durumunda olan bütün çocuklarımızın yeni yılını kutluyorum.”

Tüm meslektaşlarının yüksek ücretle sahne aldıkları yılbaşı gecesi o, hasta çocuklara moral vermek için yeni yıla onlarla giriyor.

Adı, kimliği, mesleği, dünya görüşü ne olursa olsun böyle güzellikleri takdir etmek lazım.

Merhamet güzeldir ve kalbi yumuşatır. 

Hayatın, ölümün, yaratıcının farkına varmamıza vesile olur…

İyi ki varsınınız güzel insanlar… 

***

Malum geçmişte çocukken mahallemizde gördüğümüz ve gece ilerleyen vakitlerde tiz bir düdük sesi ile hatırladığımız Emniyet beklileri bir süredir tekrar aramızda ve mahallelerde eski görevlerini icra etmeye başladılar.

Şimdiden çarşı merkezinde faydalarını görür gibiyiz. 

Çarşı esnafının uzun bir süredir mağdur olduğu bir olay, sabah kepenklerini açtıklarında işyeri önünde gördükleri ve her sabah temizlemek zorunda kaldıkları küçük ve büyük abdest pislikleri idi.

Defalarca Büyükşehir ve Battalgazi Belediyelerine bu mağduriyet bildirilmesine rağmen bir çözüm bulunamamış, durum aynen yıllardır devam ediyordu.

Çarşı merkezinde çişe sıkışan insanlar akşam saat 21.00 den sonra açık bir tuvalet olmadığından esnafların dükkân kepenklerine ve çarşının ara sokaklarına tuvaletlerini yapıyorlardı. 

Esnafın anlatımı bunun çok azaldığı ve bu durumun yeni bekçilerin görev almaları, devriye atmaları sayesinde olduğu yönünde.

Bekçilik müessesesi iyi bir fikir ve faydalarını ilerleyen zamanlarda onların çevremizde güvenlikle ilgili yüklendikleri misyonla göreceğiz.

Tabi ki görevlerini aksatmadan, savsaklamadan yaptıkları varsayımı ile …

***

Cuma sabahı şafakta İranlı komutan General Kasım Süleymani ABD helikopterleri tarafından yapılan bir saldırıda hayatını kaybetti. Operasyon sanırım son birkaç günün en çok konuşulan yorumlanan konusu.

Sosyal medya bu suikasta ağıt yakanlarla ve beri taraftan “ateşi bol olsun” dileklerinde bulunanlarla dolu.

Maalesef artık hepimiz mezhepçiyiz ve birbirine taban tabana zıt siyasi görüşlere sahibiz.

Aynı kitabı okuyan aynı peygambere iman edenler, yine aynı kitaptan istinbat ettikleri farklı siyasi görüşlerle birbirini tekfir edip lanet okuyor.

ABD saldırısında öldürülen biri bazı Müslümanların kahramanı, cenneti ala misafiri bir şehit addedilirken; diğer bazılarına göre cehennem odunu sayılıp beddualarla uğurlanabiliyor. 

Ve bu mezhebi düşmanlık ne yazık ki asırlardır sürüp duruyor.

Oysa Rabbimiz kitabında Nisa suresi 92. ayette bizleri şöyle uyarıyor:

“Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir…" Nisa 92

Buhari’de geçen bir hadiste de Allah resulü şöyle buyuruyor:

“İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir”.

Bunun üzerine sahabi: 

- Ya Resulallah öldürenin durumu belli, ama ölen niçin cehennemdedir? diye sorduğunda Resül-i Ekrem:

- “Çünkü o da arkadaşını öldürmek istiyordu” buyuruyor…

Bugün yaşadığımız coğrafyada Müslümanlar farklı ulus şemsiyeleri altında mezhebi saiklerle birbirini öldürüp duruyor.

Hepsi de katlettiği bu Müslüman ölüler üzerinden cennet düşleri kuruyor.

Ne kadar acı.

Zelil bir durumdayız…

***

Selam ve dua ile…
 

Yazarın Diğer Yazıları