Enes Tarım

SOYLU İRTİDATLAR

Enes Tarım

Artık belirleyici unsur kapital ve günümüzde her şey kar-zarar denklemine endeksli.

Şeriat, ibadet, davet, ahlak, merhamet ve adalet modernizmin derin sularında boğuldu.

Artık batılı ve seküler olmayan hiçbir düşünce ve zihin meşru değil ve bir o kadar da değersiz.

Toplum olarak galiba kültürel ve zihinsel yok oluşumuzun son demlerini yaşamaktayız.

Bu tükenişimiz bir savaş/ ya da çatışma karşısında tutunamayıp, kayıplar vererek geri çekilme değil aslında.

Daha ötesi, zihinsel ve düşünsel anlamda ruhumuzu şeytana satma kararlılığımız.

Ve maalesef, yaşadığımız zihinsel, düşünsel ve ruhsal ölüm, savaş meydanlarından daha fazla bizleri köleleştirerek, küfür sistemlerine entegrasyona ve gönüllü uşaklıklara yol açmakta.

Beyinlerimiz iğdiş edildiği için mantıklı düşünemiyor ve içgüdülerimizle hareket ediyoruz.

Ve artık her alanda yükselttiğimiz beyaz bayraklarla teslim olmuş haldeyiz.

Tüm dünyada kötünün hakimiyeti var ve gerek şiddet yoluyla gerekse düşünce planında dayatılan kültür istilalarına Müslümanlar olarak direnemedik, tüm ideallerimizde yenildik ve boyun eğdik.

Tüm istikbal ve yönetim taleplerimizden vazgeçerek gayri İslami sistemleri gönüllü kabullendik.

Bir soykırıma maruz kaldık ve her şeyimizle artık bağımlıyız. 

Batıl sistemlerin o agresif, yok edici, ezici dalgaları karşısında savunma güdülerimiz yerle bir oldu ve inanç manzumelerimizi kaybederek, dayatılan seküler yönetim ve idare sunumlarını kabullendik.

Tüm bu projelerin bizleri tevhidi bilinçten uzaklaştırarak sonsuza dek sömürgeleştireceğini göremedik.

Artık maalesef batıl sistemler ile İslam arasındaki derin çatışmayı göremiyor, ikisini de ortak kurgulamalarla bir araya getirmeye, buluşturmaya çalışıyoruz.

Ve çabaladıkça da başka çıkmazlara sürükleniyoruz.

Belki adına yok oluş denemese de, toplumlarımız birer soykırım eşliğinde soylu irtidatlar yaşıyor.

İşin ilginci de, tüm bu çöküş ve yok oluşları yaşarken sahte fetih rüyaları görüyor oluşumuz.

Üstelik İslami ideal anlamında tüm gelecek öngörülerimizi yitirmiş ve seküler İslamcılıklara mahkum olmuşken…

Üstelik İslami siyaset hiç gündemimizde yokken ve mevcut dünyevi iktidarlardan nemalanmaya, etkinlik alanlarımızı büyütmeye çalışırken…

***

Artık İslami bir endişemiz ve gündemimiz yok.

Küresel tağutların, İslam dünyasını kana bulayanların zülüm ve işkencelerine karşı çıkacak, itiraz edecek, yanlış diyecek bir tevhidi bakış, tevhidi duruş ve tevhidi direniş kalmadı.

Tümümüz muhafazakâr, milliyetçi, mezhepçi ve hizipçiyiz.

Maruz kaldığımız düşünsel ve kültürel baskı nedeniyle, duyarlığımızı yitirmiş ve parçalara bölünmüş haldeyiz.

Kimiz mealci, kimimiz ehlisünnetçi, kimimiz selefi, kimiz şii, kimimiz ehli beytçi ama hepimiz de dünyanın/rantın/kapitalin adamlarıyız.

Artık kafamızda bir İslam algısı, Kurani bir söylem ve bakış açısı yok.

Tevhidi bakışla dine bakamıyor, geçirdiğimiz algı operasyonları neticesi gayri İslami sistemleri ona yamıyor, kafamızda oluşturduğumuz putperest düşünceye kendimiz de inanıyor ve omuzlarımızda modern putlar, dillerimizde tevhidi söylemlerle Allah’a ibadet ediyor, tağuti düzenlere kullukta yarışıyoruz.

Rabbim bizleri ıslah etsin…

Selam ve dua ile… 

Yazarın Diğer Yazıları